Üçüncü Kitap - 9. Bölüm

5K 562 383
                                    

Herkese merhaba!

Normalde bölüm daha erken gelecekti ama sonunu bir türlü tamamlayamadım. Aklıma çok iyi bir şey gelince onu yazmak istedim. Çok heyecanlı olacak.


Neysem şimdi bölüme geçelim. Oyları unutmayın.

Keyifli okumalar....

^^^^^^^


Sefa Ayves...

Sinirle, iki büklüm olmuş olan Melih'e bakarken olduğu yere çöküp bana baktı. Şu an o kadar öfkeliydim ki... "Sefa-"

"Kes sesini!" dedim ve ellerimi belime koyarak ona bıkkınlıkla baktım. Sırtını dayadığı duvarda, 'Bu sokağın iklimi değişti' yazıyordu. Etrafıma baktığımda bizim kızların tacize uğradığı sokak olduğunu fark ettim.

Melih'e doğru eğilerek yakasından tuttum. "Seni şu an burada öldürmediğime dua et." dedim ve ayağa kalkmasına yardımcı oldum.

"Kötü bir şey yapmadım!" dedi sinirle.

"Sesini kesmezsen öfkeme yenileceğim." dediğimde elimi ittirip yarasını tutarak yürümeye başladı. Gözlerimi kapatıp sesli bir nefes aldıktan sonra benden üç-dört adım uzakta olan Melih'e doğru yaklaşıp kolundan tuttum.

Kolunu hırsla çekip yürümeye devam edince, yürümeyi bırakıp, işaret parmağımı bükerek dişlerimin arasına götürdüm ve sinirle ısırdım. Kendi kendime sakin olmaya çalışırken Melih, gittikçe uzaklaşıyordu. Öfkeli adımlarımla arkasından ilerlemeye başladım. Omzundan tutup kendime çevirdiğimde ağlıyor olduğunu gördüm. "Niye ağlıyorsun lan?"

"Sence?!" diye bağırdı ve arkasındaki duvara yaslandı.

"Seni, kırk yerinden bıçaklasalar gözlerin bile dolmaz, sadece ufak bir sıyrık aldın! Hayırdır?!"

"Bıçak bana girmiş-çıkmış kimin umrunda?! Babam görürse ne diyeceğim?!"

"Görmez merak etme!" dedim. "Ayrıca bu işlere bulaşmadan önce bunları düşünecektin!"

"Sefa lütfen!" dedi ve sertçe yutkundu. "Şimdi değil! Şimdi yapma bari! Canım yanıyor zaten!"

"Of." dedim ve kolunu tutarak kendime doğru çektim. Beraber yavaş yavaş yürürken telefonum çalınca durup, telefonumu çıkardım ve kim olduğuna bakmadan cevaplandırıp kulağıma götürdüm.

"Alo?" derkende yürümeye devam ediyorduk.

"Sefa!" diyen Şirin'in sesini duyduğumda istemsizce gülümsedim. "Melih'i buldun mu?"

"Evet yanımda şu an, gerizekâlı!" dedim sinirle.

"Niye öyle dedin ki şimdi?"

"Bıçaklandı."

"Ney?!" diyerek çığlık atınca gözlerimi devirdim.

"Yani sıyırdı sadece!"

"E öyle desene serseri!" dedi sinirle. Kendimi tutamayıp güldüm. "Neye gülüyorsun?"

"Hiç." diyerek geçiştirdim. Çok tatlıydı!

"Ruh hastası!" dedi ve telefonu yüzüme kapattı.

"Çok tatlı lan."

"Kim?" diye sordu Melih, sırıtarak.

"Kim olduğunu biliyorsun işte." dedim. Bizim eve gelince, yukarı çıktık ve içeri girdik.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin