33. Bölüm

11.7K 1.4K 164
                                    

Ühü çok iyi bir bölüm oldu. Hele sonu efsaneydi.

Hadi çabuk okuyun sjdhgsa

^^^^^^

Melih Seçkin...

Araba kapının önünden ayrılınca bir süre boş sokakta bekledim ve daha sonra üşüdüğümü fark edip içeriye girdim. Evde Yeliz abla ve Can yoktu.

Yeliz abla, babamın beş sene önce evlendiği kadındı. Can ise çocuklarıydı. Bamın o çocuğa iyi davranmasını gerçekten kaldıramıyordum. Can, beni çok seviyordu ama babam onunla konuşmamı istemiyordu.Benim gibi serseri olmasından ve ona kötü örnek olmamdan korkuyordu. Bana aldığı her şeyin para hesabını yapıp yüzüme vuruyordu ve bu çok zoruma gidiyordu.

Annem gitmeden önce de babam böyleydi. Beni sevmiyordu. Annemi seviyordum ve beni bırakıp gittiği için ona kızgın veya kırgın değildim. Annem beni arayıp sorardı, o uzaktayken bile sanki yanımdaymış gibi hissederdim

Ama babam...

Babam yanımdayken, baba hasreti çekiyordum. Bu hâlde olmamın tüm sebebi babamdı. Ben değildim.

Odama girip yatağıma uzandım ve bir süre tavanla bakıştım. Öğle ezanı okununca yatağımdan kalkıp banyoya girdim ve abdest aldıktan sonra tekrar odama girip seccademi yere serdim.

Namaza durduğum anda telefonum çalmaya başlamıştı. Sünneti kılıp yatağın üstündeki telefonu aldım ve kimin aradığına baktım. Semra aramıştı ve sanırım onlar hâlâ beni Erkan hocanın yanında sanıyorlardı.

Telefonu tekrar yatağın üzerine bırakıp namazıma devam ettim. Namaz bittikten sonrada konuşabilirdim onunla.

Namazım bitince duamı da edip yerden seccademi topladım ve üzerime rahat bir şeyler giyip telefonu elime aldım. Odamdan çıkıp mutfağa girdim ve dün kalan çorbayı ısıtmak için dolabı açtım. Çorbayı çıkarıp ısıtırken aynı zamanda elimde telefonum Semra'yı arıyordum.

"Alo." dedi fısıldayarak.

"Derste misiniz?" diye sordum.

"Evet, ben seni ararım." dedi ve ben daha bir şey demeden telefonu kapattı.

Çorbayı ocaktan alıp masaya koydum ve yemeye başladım. Aynı zamanda içimdeki korkuyu dindirmeye çalışıyordum. Babam akşam eve gelince ne olacaktı? Ne diyecekti bana? Ne yapacaktı?

Saatler geçtikçe korkum daha fazla artarken odamda sadece uzanıyordum. Telefonum çalınca elime alıp ekrana baktım.

'Semraşk arıyor...'

Çağrıyı cevaplandırıp kulağıma götürdüm. "Alo!" dedim.

"Ne yapıyorsun? Neredesin?" diye sordu.

"Evdeyim, uzanıyorum." dedim.

"Niye evdesin? Attılar mı okuldan? Tutanak mı tuttular? Erkan hoca ne dedi? Keşke Ümit hocanın yanına gitseydin. Babanı aradılar mı? Baban ne dedi? Kızdı mı?"

"Susacaksan konuşayım mı?" diyerek konuştum.

"Ah pardon." dediğinde dudağımın kenarı hafifçe kıvrıldı.

"Erkan hoca bizle konuşurken Ümit hoca geldi. Yarın o görüşecek bizimle. Ama bence Erkan hoca bu sefer atacak. Babamı aradı işte. Bende evdeyim." dedim.

"Baban bir şey dedi mi?"

"Henüz değil." dedim sıkıntıyla. "Siz ne yapıyorsunuz?"

"İşte ders boş, sakince sınıftan çıktık ama bize ceza olarak arka bahçedeki kozalakları toplattırıyorlar." dediğinde gülümsedim.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin