31. Bölüm

11.8K 1.4K 292
                                    

Selaaaamm!

Uzun süreden sonra yine buradayım ve heyecanlıyım.

İyi okumalar.

^^^^

Ozan Arslan...

Girdiğimiz köfteci dükkanında lavaboya girmiştim ve yaklaşık yarım saattir çıkamıyordum. Berfin ise alayla kapıya vurup gülüyordu. "Çıksana artık!" dedikten sonra güldüğünü duydum. Gülmesi beni sinir ederken lavabonun kapısına vurdum.

"Gülmesene kızım!"

"Tamam." dedikten sonra tekrar güldüğünü duyduğumda kapıyı sinirle açıp ona baktı. "Ben gülmedim."

Gözlerimi devirdim ve masadaki şişeden su içip parayı ödemek için kasaya ilerledik. İkimizde yediğimiz şeylerin parasını ödedikten sonra çıkıp eve doğru ilerlemeye başladık. Hafiften yağmur yağıyordu. "Ee telefonunu alayım." dedi Berfin.

"Bugün değil." dedim. "Gün bitti kızım. Yarın okulda vereceğim. Akşama kadar sende kalacak."

"Hı anladım." dedi gülerek. "Bu gece telefonu temizleyip öyle vereceksin."

Olduğum yerde durup ona gözlerimi kısarak baktım. "Savaş mı istiyorsun?"

"Hayır." dedi ve o da gözlerini kıstı. "Telefonunu istiyorum."

"Bu bir savaşı ilanıdır." dediğimde çantasıyla kafama vurup koşunca bende peşinden koşmaya başladım. "Tez alın kellesini."

Şirin Berma...

Sabah erkenden uyanmıştım ve şimdi de Emir'i uyandırmaya çalışıyordum. Normalde hep erken o uyanırdı ama nedense bugün kalkmıyordu bile. Kesin dün gece hiç uyumamıştı. "Emir artık kalk! Lütfen ya! Gecikiyoruz!" diye bağırdığımda kaşlarını çattı.

"Kulağımın dibinde bağırma!" diyerek o da bağırınca bir kaç adım geriledim ve bacağını tutarak yataktan aşağıya doğru çektim. "Şirin bırak bacağımı! Ah kramp girdi!"

"Kalk diyorum bir saattir." dedim yerde uzanmış ve bacağını tutan Emir'e.

"Kalktım işte." dedi sinirle ve ayağa kalkarak banyoya doğru ilerledi.

"Dün gece uyumadın mı sen?" diye sorduğumda 'hayır' dercesine kaşlarını kaldırdı. "Neden?"

"Yengenle konuştuk." dedi dalga geçerek.

Koluna sinirle vurdum. Emir'i paylaşmayı sevmiyordum. "Dayak mı istiyorsunuz beyefendi?" dedim, bende onunla alay eder gibi.

"Evet." dediğinde saçına yapıştım. Önce sabırla gözlerini kapattı ve daha sonra o da benim saçımı tutunca yüzümü buruşturdum.

"Daha çekmedim bile." dediğinde ister istemez güldüm.

"Üç dediğimde bırakalım." dedim.

"Beş." diyerek saçımı bırakınca gözlerimi devirip bende onun saçını bıraktım. "Yalnız ben bu son günlerde bir şey fark ettim."

"Ne?" diyerek merakla sordum.

"Sende az ruh hastası değilmişsin." dedi Emir. "Harbi ruh hastası çıktın."

Sırıttım. "Kanımda var demek ki!"

"Ben biliyorum o kan nereden geliyor!" dediğinde anlamayarak yüzüne baktım.

"Nereden geliyor ya?" diye sordum.

"Sefa eniş-" dedi ve gülerek sustu. "Abiden."

"Emir seni döverim." dedim işaret parmağımı sallarken. "Sefa benim arkadaşım."

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin