36. Bölüm

11.3K 1.3K 222
                                    

Şirin Berma...

Kavgadan dolayı alnımda olan yarayı temizleyip bant vurduktan sonra banyodan çıktım ve odama girip rahat bir şeyler giyindim. Daha sonra odadan çıkıp mutfağa girdim ve dolabı açıp içine bakmaya başladım ama yemek kalmamıştı. Şu an çok yorgundum, yemek yapacak hâlim yoktu. Annem de olmadığı için bayağı zorlanıyorduk. Oflayıp dolabın kapağını kapatıp ve ellerim belimde bir süre mutfağın ortasında durdum. 

Yaklaşık kırk beş dakika önce gelmiştim eve. Sefa ve Hazar'ı yan yana görmek pek alışık olduğum şeyler değildi. Ayrıca ikisi arasında kalmak beni deli ediyordu. Hazar, odaya gelmeden önce Sefa'dan hoşlandığımı düşünecektim ama Hazar odaya girince o duygulardan uzaklaşmıştım.

Mutfağa Samet'in girmesiyle ona bakmaya başladım. "Ben acıktım." dedi çekinerek.

Ellerimi belimden indirip ona doğru yaklaştım ve yüzünün hizasına gelerek gülümsedim. "Bende acıktım." dediğimde güldü. "O zaman ben bize yemek yapayım."

Saçını karıştırdıktan sonra doğrulup tezgâha doğru döndüm ve bir şeyler hazırlamaya koyuldum. "Bizi istemiyor musunuz?" diye sorunca Samet, dönüp ona bakmaya başladım. Sandalyeye oturmuştu ve ayaklarını sallayarak masumca bana bakıyordu.

"Nereden çıktı şimdi bu?" diye sordum.

"Babam sizin konuşmanızı duydu ve ağladı." dediğinde sessiz kaldım ve işime tekrar döndüm. "Emir abi, babamı sevmiyor mu?"

Sesli bir nefes aldım. "Seviyor. Neden sevmesin?" dedim.

"Beni seviyor musun?"

Tekrar ona doğru döndüm ve gülümsedim. "Evet seviyorum." dedim. "Ama sen niye böyle sorular soruyorsun ki şimdi?"

"Eğer sevmiyorsan gidebilirim." dediğinde gözlerim ister istemez doldu. Ona doğru yaklaştım ve kaşlarımı çattım.

"Hayır, hiçbir yere gidemezsin." dedim yapay bir sinirle.

"Tamam, gitmeyeceğim." dedi neşeyle. "Emir abi de seviyor mu sence?"

"Hmm." diyerek bir süre düşünüyormuş gibi yaptım. "Seviyordur bence."

"Ben Emir abiyi çok sevdim."

"Peki beni?"

"Senide." dediğinde burnunu sıkıp yanağından bir öpücük aldım ve işimi yapmaya devam ettim.

"O zaman, yemekten sonra parka gitmeye hak kazandınız." dediğimde sevinçle ellerini çırptı.

"Kafana ne oldu?" diye sordu yanıma gelip ellerini tezgâha koyarak.

"Duvara çarptım. Çizildi." dediğimde kafasını salladı.

İkimizin de tostlarını yapıp masaya koydum ve beraber oturup yemeye başladık. Emir, morali bozuk olunca yemek yemezdi. Babamın da ağladığını söylemişti Samet ve belki onu öyle görmemi istemez diye yanına gidip onu çağırmamıştım.

Normalde hiç evden dışarı çıkasım yoktu ama belki babam ve Emir evde yalnız kalınca konuşurlar diye düşünmüştüm. Belki konuşsalar her şey daha güzel olabilirdi. Nedense babamın cidden pişman olduğunu ve yurt dışına gitmek için sebepleri olduğunu düşünüyordum. Öyle hissediyordum...

Tostlar bitince ellerimizi yıkadık ve mutfaktan çıktık. Samet'i giydirdikten sonra bende eşofmanlarımı giyinip, kabanlarımızı da aldıktan sonra evden çıktık. Yavaşça parka doğru ilerlemeye başladık.

Hava bayağı serindi ve umarım biz hasta olmazdık. Parka geldiğimizde Samet bir salıncağa oturdu ve bende onu sallamaya başladım. Acaba babam ve Emir konuşmaya başlamışlar mıydı? Ya da bu yaptığım iyi bir şey miydi? Hiçbirini bilmiyordum...

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin