İkinci Kitap-36. Bölüm

5.2K 683 318
                                    

Selamün aleyküm!

Hoşgeldiniz gençlik!

Nasılsınız?

Ben iyi gibi.

Oylamayı unutmayın.

Keyifle okuyun ❤️

^^^^^^^

Sefa'nın geri çekildiğini hissettiğimde gülümsedim. Gözlerimi araladığımda çoktan uzaklaşmıştı. Koşarak ona yetiştim. "Ne çok hayal ettin beni be?" dediğinde omzuna vurdum.

"Seni hayal ettiğimi nereden çıkardın?"

"Çok odunsun be!"

"Yav he he!"

Bizimkilere yetiştiğimizde ben kızların yanına giderken Sefa erkeklere yaklaştı. "Sefa!" diyerek arkadan onun kafasına vuran Melih'e baktım.

"Kanka niye vuruyorsun?" dedi Sefa elini kafasını tutarak. "Kızların yanında birde."

"Yav sen benim telefonuma neden boş beleş şarkılar indiriyorsun kardeşim?" dedi Melih. "Sabahtan beri iğrenç iğrenç şarkılar dinliyorum şurada."

"Kanka benim telefonum fazla dolmasın diye seninkine indirdim." dedi Sefa. "Seninkinin şeyi çok yüksek ya."

"Abi adam doğru söylüyor." dedi Umut. "Hepimizin arasında en yüksek seninki."

"Babam zengin oğlum." dedi Melih sırıtarak.

"Oy Allah!" dedi Ece. "Bizi yemeğe götür o zaman."

"Param yok." dedi Melih.

"Bu ne ya? Herkes de cimri olmuş ya." dedi Sıla.

"Ne cimrisi kızım?" dedi Melih. "Param yoksa nasıl yemek alacağım size?"

"Sen çok zeki değilsin." dedi Hazar.

"Teşekkürler." dedi Melih ve daha sonra Sefa'nın kafasına vurduktan sonra yine kulaklıklarını taktı.

Sefa kafasını tutup bana bakıyordu. "Çok acıdı." diye fısıldadı.

"Geçmiş olsun." dedim.

"Öpersen geçer gibi." dediğinde utanarak önüme döndüm. "Şaka şaka gül diye."

"Memati baş." diyerek bağırdı Melih ve Sefa'nın kafasına vurdu.

"Aaaa! Yeter ama! İki gram beyni var zaten! O da gidecek!" diyerek konuştum.

"Az önce beni korudun mu? Yoksa gelmişime geçmişime sövdün mü?" dedi Sefa.

"Yok cınım estağfurullah." dedim.

"Lan Melih! Döverim seni!" dedi Sefa.

"Babamda öyle diyordu." dedi Melih.

"Kaptan!" diyerek ayağa kalkan Salih'e baktım. "Kenara çeker misin? Cocom geldi de."

"Cocon mu?" dedim şaşkınca. "Ayrıca ne kaptanı yürüyoruz?"

"Seni kenara mı çekeyim Salih?" dedi Murat. "Bunu mu istiyorsun?"

"Ya kızım çiş işte." dedi Salih bana bakarak. "Niye açık açık söyletiyorsun?" dedi Salih.

"Kusura bakma yeğen." dedim.

Ormanın ortasında Salih'i beklemeye başladık. Ağaçların arasına karışmıştı.

"Lan nereye gitti o?! Korkam ağacın altına koya gele! Doğaya karşıyım! Gidip durdurmam lazım onu!" diyerek ayağa kalktı Ozan.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin