İkinci Kitap-40. Bölüm

5.2K 694 221
                                    

Selam canlaaarrrr

Bölüm yine gecikti ama kusura bakmayın. Fazla telefon başında olmama izin vermiyorlar.

İki günüdür de grip olmuşum. Burnusum akıyor ve boğazım acıyor. Lütfen sizlerde dikkat edin.

Oylamayı unutmayın gençler.

Keyifli okumalar.

İnstagram: zeyneparadaa

^^^^^^^^

Hem kırgın hemde kızgındım. Neden bana hiçbir şeyini anlatmıyordu ki? Ne Irmak ile konuştuğunu bana söyledi ne de buradan gideceğini? Gerçekten gitmek istiyor muydu? Bir daha geri gelecek miydi?

Dalga'ya işim olduğunu söyleyip kapatmıştım telefonu. Çünkü gerçekten buna üzülüyordum. Bana anlatmaması incitiyordu beni.

Telefonumun başında durmuş beklerken, Sefa'ya yazsam mı diye düşünüyordum. Bence yazmamalıydım. Bunu söyleyip ufak bir tartışma yaratmak istemiyordum. Zaten yarın asker uğurlamasına götürüyordu beni. Bu hiç iyi olmazdı. Yarın gün sonunda bunu konuşacaktım.

Odamdan çıkıp Emir'in odasına girdim. Bilgisayardan oyun oynuyordu. "Müdür sana ne dedi? Ders çalışacaksın dedi. Bırak şununla oynamayı." dedim.

"Ya bir dur!" dedi. "Pazartesi başlarım."

"Ah şu pazartesiler." dedim ve onun yatağına uzanarak onu izlemeye başladım.

"Şşt konuştuğun var mı?" diye sordum.

"Sussana!" diye bağırdı.

"Ya tövbe tövbe." dedim sinirle. Daha sonra masanın üzerinde duran telefonunu alıp şifreyi girdim.

"Telefonumu bırak!" dedi hâlâ oyun oynamaya devam ederken.

Onu umursamayıp WhatsAppa girdim ve kimlerle konuşuyor diye baktım. Sınıf grubu, sınıf arkadaşları, annem ve ben vardım. Oradan çıkıp Instagram'ına girdim. Burada da bir şey bulamayınca telefonu kapatıp yatağa koydum. Oyalanmak için bir şeyler bulmam gerekiyordu. Yarını nasıl bekleyecektim bilmiyordum. Ders çalışmak bile istemiyordum. Zaten çalışsam anlamayacaktım. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Bu yüzden mutfaktan sandalye getirip Emir'in yanın koydum.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu.

"Bende oynayacağım."

Sefa Ayves...

Çayımızı içerken ezanın okunmasıyla hepimiz kendimizi toparlayıp oturduk. "Kanka biz bu hafta mı okula gideceğiz? Yoksa bir sonra ki hafta mı?" diye sordu Melih.

"Kanka hani kasımda bir hafta tatil var ya, biz şu an ona girdik. Bu bir hafta evdeyiz, diğer hafta okula başlıyoruz."

"Bu hafta diğer sınıflar tatile götürüldü."

"Ya var ya! Kek mükemmel olmuş!" dedi Hazar.

"Zaten mükemmel olmaması imkansız gibi bir şey!" dedi annem.

"Yemin ederim..." dedi Emrah. "Anana bakınca seni görüyorum, Sefa!"

"Normal bir şey. Beni anam doğurdu." dedim.

"Bizde baban doğurdu demedik zaten." O anda Melih elinde ki tabağı yere düşürünce kekte hep yere dökülmüş oldu.

"Yav sen mal mısın?!" diye bağırdı Hazar.

"Hayır, organ mafyası!" dediğinde arkamdaki yastığı ona fırlattım.

"Halım kirlendi!" dedi annem.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin