İkinci Kitap-41. Bölüm

5K 664 176
                                    

Selamünaleyküm kuşlarım!

Nasılsınız?

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar.

Instagram: zeyneparadaa

^^^^

Ozan Arslan...

"Baba durduk yere mi kavga ediyoruz biz?" dedim öfkeyle.

"Zibidi gibi her kavgada olmak zorunda mısın sen?" diye kükreyince babam, geri adım attım.

"Arkadaşlarıma zarar veriyorlardı ve ben olmazsam bir kişi eksik olurlar baba."

"Hepiniz mi aynı olursunuz be?" dedi üzgünce babam. "Milletin çocuğu okuyor okuyor! Utancımızdan toplantılara gelemiyoruz! Okula tek gelme sebebim, derste telefonla oyun oynarken yakalattığın telefonu almak için!"

"Tamam, üzerine gitme daha fazla!" dedi annem.

"Bırak Allah aşkına, oyun bağımlısı olup derste telefonla oynamak nedir ya?" Başımı eğmiş babamı dinliyordum. "Bilgisayarını kaldır, amcana götüreceğim!"

"Baba hayır ya!" dedim hızla.

"Kes sesini!" dedi sinirle. "Şu yüzüne gözüne bak! Yara bere içinde! Berfin'in de annesini açıp konuşacağım! Görüşmeyeceksin bir daha kızla! O kıza yazık!"

"Ne alaka baba ya? Yapma lütfen!"

"Git bilgisayarını kaldır!"

Üzgünce odama girip bilgisayarımın kablolarını sökmeye başladım. Bizimkiler dışarıda buluştukları zaman ben çoğunlukla bilgisayarda oynardım. Bazende 'baban kızacak, kalk biraz' dediklerinde yanlarına gidiyordum. Zaten bu son zamanlarda fazla kavgaya karışıyorduk ve babam bu duruma sıkılıyordu.

Belki bu hâlim Berfin'e bile zarar verecekti. Belki zamanla benden sıkılacaktı. Bilemiyordum. Telefonum çalınca ekrana baktım.

'Befo Arıyor...'

Sıkıntıyla cevaplandırıp kulağıma götürdüm. "Ozan, baban ne diyor ya?"

"Ne dedi?"

"Anneme açmış diyor ki, kızınızın iyiliği için oğlumla bir sürede olsa görüşmesinler."

Ofladım. "Belki de öyle olmalı." dedim huzursuzca. "Belkide gerçekten öyle olmalı!"

"Ne diyorsun Ozan?"

"Ara verelim."

Telefonun ucundan ses gelmeyince üzgünce telefonu kapatıp yatağıma oturdum.

Emrah Kara...

Çarşıya, kendime pantolon almak için çıkmıştım. Normalde Ece'yi de çağıracaktım ama hava esiyordu ve hasta olmasını istemiyordum. Bir mağazaya girip kendime uygun pantolonu buldum ve denedikten sonra kasaya ilerledim. Parayı ödeyecekken telefonum çalınca, Ece'nin aradığını gördüm. Şu an kasada para ödediğim için cevap verememiştim.

Mağazadan çıkıp bir kozmetikçiye girip Ece için bilekliklere bakmaya başladım. Siyah boncuklu bileklikten alıp parasını ödedikten sonra eve ilerlemeye başladım. Bir kez daha telefonum çalınca cebimden çıkarıp ekrana baktım.

'Mertço Arıyor...'

"Ne var?"

"Oğlum bak ağzın küfürlü falan ama az da kibar ol lan!"

"Efendim aşkım!"

"Seni Ece'ye söyleyeceğim. Ona böyle hitap etmediğini biliyorum!"

"O istese ederim zaten. İstersen git söyle!"

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin