48. Bölüm

9.4K 1.3K 453
                                    

Ayağa kalkacağım sırada önümde gördüğüm ayaklarla, kafamı kaldırdım ve gelen Sıla'ya baktım. Irmak'ı itti ve, "Ne yaptığını zannediyorsun sen?!" diye bağırdı.

Hızla ayağa kalktım ve Sıla'nın yanında durdum. "Vay Sıla Hanım. Böyle mi hoş geldin diyorsun bana?" dedi Irmak.

Sıla ona tokat attı ve daha sonra, "Hoş geldin Irmak." dedi. Irmak şaşkınlıkla Sıla'ya bakarken, Sıla, kolumu tuttu. O anda yanımıza Salih geldi ve Irmak'a doğru konuştu. 

"Bir daha ona asla böyle davranma!" Bir an Salih'in sadece durup izleyeceğini düşünmüştüm ve endişelenmiştim. Sıla beni tutup çekiştirdi ve onlardan uzaklaştık.

"Ona karşı sakın sessiz kalma Şirin." dedi. "Yoksa o her seferinde seni ezer."

"Tamam." dedim ve beraber sınıfa girdik. Ardımızdan içeri giren Salih'e bakmaya başladım. Bana durgunca bakıyordu. Bakışlarını anlamamıştım.

"N'aber Şirinem?" diyerek yanağımı sıkan Umut'a gülümsedim.

"İyilik senden?"

"Ya ne olsun işte, hayatta kalmaya çalışıyoruz." dediğinde gülmeden edemedim.

"Niye ne oldu ki?"

"İlla bir şey olması gerekmiyor." dedi ve daha sonra yerine oturdu.

Hocanın sınıfa girmesiyle herkes yerine oturup sessiz kaldı. Yalnız hoca farklıydı. "Yanlış oldu galiba. Dersimiz size değil." dedi Emrah.

"12/A değil misiniz siz?" diye sordu hoca.

"Hayır. 12/A pislikleriyiz." dedi Buse.

"Ha anladım." dedi hoca. "O zaman kapının yanında duran 12/A yazısının yanına 'pislikleri' yazın."

"Hı hı sonra Fatih hoca bizi vursun." dedi Kadir.

"Bana ne? O zaman kendinize öyle derdirtmeyin." dedi hoca.

"Hocam siz nerelisiniz?" diye sordu Sıla.

"Elazığ." dedi Hoca. "E hadi."

"Ne hadi?" dedi Buse.

"Başka soru yok mu?" dedi hoca.

"Evli misiniz?" diye sordum.

"Güzeller güzeli bir karım yok." diye cevap verdi hoca.

"Ha yani çirkin mi?" dedi Murat.

"Hayır çirkin insan yoktur." dedi Hoca. "Evli değilim."

"Nasıl çirkin insan yok ya?" dedi Mert. "Ozan niye bu kadar çirkin o zaman?"

"Yalnız evladım, o çocuk senden daha yakışıklı bence." dedi hoca.

"İmkansız hocam." dedi Mert gülerek. "Bu okulda beni kiminle yarıştırırsanız bana daha yakışıklı derler."

"Sen niye Ozan'ı karıştırıyorsun?" dedi Berfin. "Sen daha çirkinsin?"

Mert bir süre durgunca Berfin'e baktıktan sonra önüne döndü. "Tamam o zaman yarıştıralım seni." dedi Hoca. "Mesela şu arkadaki çocuk."

Hocanın eliyle gösterdiği yere baktığımızda sanırım uyuyan Sefa'yı gösteriyordu. "Hop yakışıklı!" diye bağırdı hoca ama Sefa başını kaldırıp hocaya bakmadı. "How!!"

"Sefa sana diyor!" dedi Duygu.

"Bana mı?" dedi Sefa başını kaldırmadan. "Ben yakışıklı mıyım lan?"

"Başını kaldırsan göreceğiz." dedi hoca. Sefa oflayarak başını kaldırdı ve uykulu gözlerle hocaya bakmaya başladı.

"Bu bizim hoca değil ki?" dedi Sefa şaşkınca.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin