Üçüncü Kitap-24. Bölüm

3.4K 339 107
                                    

Herkese selammm

Nasılsınız? Okulunuz nasıl gidiyor?

Benim iyi gidiyor, bazen illegal oluyor. 

Gerçekten bir aydır bu bölümü yazıyorum ve en sonunda dedim yeter bugün yayınla artık bu bölümü. Geciktiği için özür dilerim.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. 

Keyifli okumalar...

^^^^^

Sefa Ayves...

Aydo ile son hız mahallenin çıkışına doğru koşarken onun aklından ne geçtiğini kestiremiyordum. Kavga mı edecektik? Mahalleden biraz uzaklaşıp durduğumuzda nefes almak için eğilip ellerimi dizlerime dayadım. Aynı zamanda kafamı kaldırmış, yanımda dikilen Aydo'ya bakıyordum. Diğer mahallenin çocukları da geldiği sırada hırkasının kollarını yukarı sıyırdı. Doğrulup kafamı sağa sola yatırdım ve sırtımdaki çantayı kenara fırlatıp burnumu çektim.

Çocuklarda bize doğru gelmeye başladıkları sırada biz de ufak adımlarla onlara doğru ilerliyorduk. Sonunda ortada buluştuğumuzda ilk hamleyi yapan ben oldum. Önümdeki çocuğa yumruk atıp sendelemesini sağladıktan sonra bana hamle yapan çocuğun diz kapağına tekme attım. Diğerlerine yaklaşırken yumruk attığım çocuk dizime tekme atınca dizlerimin üzerine düştüm. Yerden kalkmak isterken kalçama yediğim tekme ile yere uzandım. Bunu gören Aydo bana tekme atan çocuğa yumruk atınca hızla ayağa kalktım ve karnına tekme atarak kendilerini uçak moduna alıp uğurladım.

Kalan adamlarıda hallettikten sonra yerde burnundan kan gelen Aydo'nun yanına ilerledim. "Kalk!" dedim ve kolunu tuttum. "İyi misin?"

Kafasını salladı ve elinin tersiyle burnundaki kanı sildi. Çocuklar yerden kalkıp bize döndüler. "Yine karşılaşacağız lan!"

Onlar bulunduğumuz yerden ayrılırlarken karnımı tutarak yere eğilip çantamı aldım. "Tek takılma!" diyerek Aydo'yu uyardım. "Yoks pert ederler seni!"

"Eyvallah kardeş!" dedi ve beraber yürümeye başladık.

Şirin Berma...

Karnımdaki büyük gurultuya engel olmayarak hemen çantamı fırlatıp mutfağa daldım. "Anne çok felaket açım!" dedim.

"Üzerini değiştir gel!" dediğinde hemen odama girdim ve kıyafetlerimi değiştirdim. Ellerimi yıkadıktan sonra mutfağa girip mercimek çorbama ekmek doğramaya başladım. O anda zil çalınca ellerimi sertçe masaya bıraktım. "Ben açarım!" dedi annem ve mutfaktan çıktı.

"Selamünaleyküm!" dedi içeri giren, Emir.

"Aleykümselam!" dedi annem. "Niye ablanla beraber gelmiyorsunuz?"

"Bey efendi sevgilisi ile takılıyor da!" diyerek seslendim. İkisi de mutfağa girdi.

Emir bana gözlerini devirince annem merakla bakıyordu. "Sevgilisi kim?"

Emir, şişesiden ses çıkararak su içtikten sonra konuştu. "Semra!"

"O kim?"

"Benim arkadaşım, anne!" dedim. "Görmüşsündür belki daha önce."

Emir o anda telefonunu çıkarıp onun fotoğrafını gösterdi. "Hm." diye mırıldandı annem.

"On sekizine girince evlenecekmiş!" dedim iğnelercesine. Annem kaşlarını çatarak Emir'e bakınca o da ters ters bana bakıyordu. "Hatta çocuk ismi bile düşünmüş. Ebubekir Sıddık!"

"Emir!" dedi annem uyarırcasına. "Saçma sapan düşüncelere kapılmayı kes ve derslerine odaklan. Sınıfta kalacaksın yoksa!"

"Ya anne sen bunun dediklerine ne bakıyorsun? Boş boş konuşuyor işte!" dedi ve yere attığı çantasını yerden alıp mutfaktan çıktı. Daha sonra tekrar içeri girip bana öpücük atıp yine çıktı. Gözlerimi devirdim.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin