Üçüncü Kitap - 10. Bölüm

4.4K 519 251
                                    

Herkese merhaba!

Bölüm erken geldi!

Bundan sonrada bölümleri böyle erken atmayı düşünüyorum.

Oy vermeyi unutmayın.

Keyifli okumalar....

^^^^^^^^

Kadir'in bu şekilde sevinmesine gülerken, aynı zamanda başımı kaldırmış ona bakıyordum. Ümit hoca kaşlarını çatıp, "İn şuradan aşağıya!" deyince, Kadir sırıtarak aşağıya indi.

"Tamam, Ümit kral! Sen sakin ol!" dedi Kadir.

Ümit hoca sınıftan çıktıktan sonra yine bir uğultu başlamıştı. Bende heyecanla arkamı döndüm ve Duygu'ya baktım. "Nedense çok hoşuma gitti?" diyerek konuştum, ellerimi çırparken.

"Evet benimde." dediğinde gülümsedim ve dudaklarımı bastırıp Sefa'ya baktım.

Kafasını eğmiş sıkıntıyla saçını karıştıyordu. Aniden kafasını kaldırıp bağırmaya başladı. "Yatağıma kavuşamayacak mıyım?"

"Bence biraz ayrı kalda, yatağın nefes alsın!" dediğinde Salih, Sefa ona gözlerini kısarak baktı.

"Pislik."

Hoca bizi serbest bırakmıştı ve çıkışa sadece on dakika vardı. Acaba okulda kalıp neler yapacaktık? Çok eğleneceğimizi düşünüyordum ve umarım keyfimizi kaçıracak bir şey olmazdı.

Eşyalarımı çantama yerleştirip camdan dışarı bakmak için ayağa kalkmıştım ki, çok şiddetli bir şekilde gök gürleyince, ağzımdan kaçan bağırtıya engel olamadım.

"Allahümmessali ala seyyidine Muhammed!" diyerek bir kaç kişi konuşunca bende sessizce mırıldandım ve dışarı bakmaktan vazgeçip yerime oturdum.

Zil çalınca hoca sınıftan çıktı ve Murat hemen hocanın ardından kapıyı kapatıp öğretmenler masasının üzerine çıktı. "Hazır mıyız gençlik yirmi üç ve alman kız?!"

"Hazırız!" diye bağırdıktan sonra, Ceylin'de gülerek bağırdı. "Hazırım!"

Kadir, oturduğu yerden kalktı ve ellerini açtı. "Başlıyoruz o zaman!"

Hepsi sevinçle ayağa kalkarken bende onlardan biriydim. Sefa'ya baktığımda kafasını kaldırmış ve gözlerini ovuyordu. Ne olacaktı bunun uyku sevdası?

"Öncelikle çantalarınızı atın şu en köşeye!"

Hepimiz çantalarımızı Sefa'nın olduğu tarafa atınca, Sefa bağırıp sıranın altına girdi. Bu hâline güldüm ama kimse onu umursamadı. Tüm sıraları köşelere çekip düzgünce dizdik ve ortada kocaman bir yer açtık.

"Betonda oturamayız." dedi Selin.

"Haklı."

"O zaman spor salonundan bir kaç tane minder getirelim." dedi Ozan ve erkeklerin hepsi sınıftan çıktı.

Bizde o esnada üşümüştük diye montlarımızı giyiniyorduk. Camdan dışarıya baktığımda, sanki Hazar gölü buraya kadar taşmış gibi bir sel olmuştu. Umarım bu selde kimse zarar görmezdi. Erkekler ellerinde yedi minderle girince bu kadar çok getirmelerine şaşırmıştım. "Kızmadılar mı?" diye sordum.

"Üç tane alabilirsiniz dediler." dedi Emrah.

"E siz kaç tane almışsınız?" dedim.

"Dört tane fazla."

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin