44-fabrika ayarları

392 47 83
                                    

51 final asklarim cok sukur

<>

"heeseung iki saniye sinirli kalmamı bekle en azından"

"bana karşı sinirli kalamazsın"

"sana sinirli değilim zaten. o kız kendini ne sanıyor"

"sevgilim"

"şöyle seslenme bana"

"hadi ama hoon"

"neymiş sivgilisiydim tamam anladık. jiki silim siyli sanki jake senin selamını istiyor. ha birde sin kimdin diyo KARŞINDA OTURDUĞUN ÇOCUĞUN SEVGİLİSİYİM"

"vaov" parlayan gözleriyle bana baktığında saçımı geriye doğru atmıştım.

"ne var?" diyip onu sorguladığımda "yükseldim biraz" diyip işaret ve baş parmağını yaklaştırmıştı.

"heeseung dalga geçme sinirliyim zaten aç şu arabayı" diyip arabayı gösterdiğimde en sonunda kilidi açmıştı.

"tamam açıyorum ama gerçekten benim suçum değil sevgilim biliyorsun değil mi?" dediğinde göz devirerek arabaya binmiştim.

kemerimi takıp kollarımı önümde birleştirmiş karşıya bakarak "o kız transfer olunca voleybol sahasına gitme" demiştim.

"güvenmiyor musun bana?"

"sence heeseung" diyip sırıttığımda aslında burası sessiz kalması değil gülmesi gereken yerdi. sessiz kaldığı için ona döndüğümde yüzü düşüktü.

"heeseung?"

"tamam anladım ben"

"ne anladın sen?"

"bana güvenmiyorsun işte"

"salak sana değil ona güvenmiyordum" dediğimde gülümseyerek dudaklarını ıslatmıştı.

gözlerim dudağına kaydığında "o kız gelmeden önce konuştuklarımızı unuttun sanırım" demiştim.

"unutmadım ama-of gerildim o an düzgün düşünemiyorum"

"heeseung biraz daha dudaklarını büzerek konuşursan kaza yapacağız" demem ile sırıtmıştı.

"şu an jake seungmin amcalarla konuşmak için eve gitmese arabayı kenarıya çekerdim biliyorsun değil mi?"

"ona ne şüphe"

<>

"ben çok gerildim" jake ile kapıda karşılaştığımızda heeseung onun omzunu sıkarak destek vermişti.

"inan ben senden gerginim" jaeyoung konuştuğunda onun ilk defa şort giymediğini fark etmiştim.

gergin ortamdan dolayı gülmemek için kendimi tuttuğumda "zile basmamı ister misiniz yoksa bu görevi ilahi güçlere mi bırakacağız?" dediğimde jake "sunghoon bugün de formundasın" diyip omzuma vurmuştu.

"bazıları sinirimi bozdu yani bugün size sataşarak aklıma getirmemem lazım" demiştim.

heeseung "hadi ama sevgilim konuştuk bu konuyu" demesiyle jake "kavga mı ettiniz yoksa" demişti.

"bakın bugün bizim günümüz önümüze geçmeyin" diyen jaeyoung ile kahkaha atmıştım.

"girmeyi düşünmüyor musunuz?" diyerek gelen changbin amca ile diğerleri de gelmişti.

"hadi iyice germeyin ortamı çalın şu kapıyı. sevgilimi özledim ben" diye söylenen jungwon herkesin kendisine dönmesiyle "pardon birden yükseldim" diyerek sunoo'nun arkasına doğru saklanmıştı.

ben zili çaldığımda heeseung kafasını boynuma yaslamış "şu an yalnız olabilirdik" demişti.

"emin ol o kızla aynı masada oturacağıma burada eğlenirim heeseung"

"hala mı bu konudayız?"

"bak hala mı diyor? benim erkek arkadaşım olsa ve sana böyle davransa döversin heeseung. kız arkadaşım olsa yüksek olduğumuz bir kavga ederdik tartışmazdık. konuşturtma"

"tamaaam bir şey demedim haklısın birtanem"

"bu beycilik fazla bak" sunoo kıkırdarken heeseung cevap veremeden kapı açılmıştı.

<>

geldiklerinde yedikleri yemek sessiz olsa da böyle gergin ve sessiz ortamı yine bölen jisung'un buna dayanamaması olmuştu.

o isyan edince sonunda herkes aralarındaki buzu eritmiş hatta jaeyoung ile daha yakından tanışmışlardı.

şimdi ise jake seungmin'in dibinden ayrılmıyor her boşluğunda annesine sırnaşıyordu.

"anne gerçekten özür dilerim. senin neye kırılacağını biliyordum" demişti.

chan sonunda oğlunu gördüğü için ve ikisini mutlu gördüğü için rahat bir nefes vermişti.

gerçekten uzun bir süredir onların arasının bozuk olduğunu izlemek ve elinden bir şey gelemiyor oluşu onu en çok zorlayan durum olabilirdi.

jay'in yanına geldiğini görmesiyle onun omzuna kolunu atıp "sonunda fabrika ayarlarına döndüler herhalde" dediğinde ikili gülerek karşılarında seungmin'in sırnaşmaması için azarlayıp sonra da dayanamamasını izliyorlardı.

<>

sonunda baristilar yeto

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Where stories live. Discover now