19-kavgada söylenmez

562 64 137
                                    

<sunoo>

jungwon'un arkasından gidip omuzlarından koşturmasını engellediğimde jay de yanımıza gelmişti.

chan amca seungmin amcanın koluna girerek kendini koltuğa attığında uyumaya geçtiği belliydi.

"hangi okullayız?" dediğinde jungwon "bakmadım ki çok gerici" diyince ben göz devirmiş arkadan da abim avcunu alnına atmıştı.

"ben baktım. busan ile karşı karşıyayız" diyen sunghoon elindeki telefonu jay ile jungwon'a vermişti.

ilk grup olarak busan ile yarışacaklardı ki asıl kaos şimdi geliyordu işte...

"yah bu takımda heojoon da vardı" jay bağırdığında jungwon çoktan küçülmüştü.

"o çocuğu hiç sevmem bir keresinde koçum koreliyim diye beni onunla tanıştırmıştı piçin teki" sunghoon uyku sersemliği ile konuşurken ortamda herkes ona döndüğünde ne dediğini fark ettiği için "affedersiniz" demişti.

minho amca "çok güzel yetiştirdim" diyip kolunu sunghoon'un omzuna attığında jisung amcanın attığı bakışlardan dolayı çekmişti ve jisung amcanın koluna girerek saçlarına öpücük kondurmuştu.

"peki niye kızdın ki jay?"

"hahaha jisung amcacım niye açıyorsun konuyu? çoktan geçmişti" jungwon annem, babam ve abim olduğu için jay'i sakinleştirecek bir şey -öpmek gibi- yapamıyordu ve ben artık onun bu kıvranmalarından zevk almaya başlamıştım.

"ben heojoon'u seviyordum bu arada" riki eğlenerek benim yanıma geldiğinde ben elimi arkaya atmıştım ve ellerimizi kenetlemiştik.

"riki bak sana buradan bir uçarım" jay sinirle solurken "sevgilim zaten senden başkasını görmediğim için ayrıldım biliyorsun" diyerek şirinlik yapan jungwon ile buna dayanamayan amcamlar ve annemler mutfağa geçmişlerdi.

mutfakta bir şeyler yaparken "heojoon cidden iyi biriydi ama" diyen babamla jay sinirlenmeyi bırakmıştı.

üzüldüğünü fark etmemle jay'in omzuna elimi atmış destek verircesine pat patlamıştım.

"baba öyle söylenir mi ya?" jungwon mızıldandığında chan amca "kavgada söylenmez" derken aynı zamanda kahkaha atıyordu.

jay "baba bari sen gülme ya" dediğinde jake baş parmağını kaldırarak "baba sen harikasın" demişti.

"şimdi..." sunghoon merakla baktığında jake ise onun hala bir şey anlamadığını fark ederek açıklama yapmıştı.

"heojoon bir süre jungwon'un sevgilisi olmuştu sonra ayrıldılar"

"işte o sırada ben sinir krizleri geçiriyordum" diyen jay ile jungwon da "aklımda jay varken de ilişkiye devam edemeyip ayrıldım. sonrasında da jay'in kıskançlık krizleri sırasında sevgili olduk zaten"

"ay ne yapışkan çocuktu" aklıma gelen anılarla iç çektiğimde "öyleydi" diyen riki'ye gülümsemiştim.

"hani seviyordun sen heojoon'u?"

"sevmiyorum seni sinirlendirmek güzel" dediğinde hepimiz gülerken jay'in kafasından dumanlar çıkıyordu bence.

"peki hepimizi jungwon'un abisi sanması"

"evet artık heeseung da bildiğine göre herkese sevgili olduğumuzu söyleyebiliriz bence" jay jungwon'a döndüğünde jungwon onaylar bir biçimde kafasını sallamıştı.

jake "size bulaşmayı da keser herhalde" dediğinde hepimiz şaşırarak jake'e dönmüştük.

"salak" jay jake'in kafasına vurduğunda jake mızıldanarak orayı ovarken jungwon "ne bulaşması?" demişti.

"tanrım şu ortamın olaysız bir günü olmayacak mı?" ben bayılma taklidi yaparken annem mutfaktaki duvardan kafasını çıkarıp "o imkansız bebeğim" demişti.

"yah anne çok ayıp bizi mi dinliyorsun?" jungwon kızdığında jeongin amca da gelmişti.

"ne var be arada kapı bile yok bir tane duvar var" demiş ardından da hyunjin amca ise "dedikodu var dinledik" diyince riki ile çak yapmışlardı.

"hadi en meraklı yerinde kestiniz açıklayın artık. ikizlerim siz ne biliyorsunuz?" seungmin amca merakla baktığında jake dudağını ısırmıştı.

kesin bir şeyler dönmüştü de merakımdan gebericektim artık.

"of hadi ama meraktan ölücem"

"bu çocuk damadım diye demiyorum dedikodu olunca aynı ben" diyen hyunjin amcama öpücük atmıştım.

riki sırıtarak bana baktığında ben de karşılık vermiştim. eğer bakmasalardı tam-neyse çıkar onu aklından seo sunoo olmaz.

"birkaç kere geldi ben de yolladım"

"KESİN DÖVMÜŞ BAK BEN ANLARIM" minho amca bağırdığında hepimiz gülmekten ölücektik.

"ya minho amca karıştırmasana ortalığı" diye karşılık veren jay ile ben daha çok gülmeye başlamıştım.

jay seungmin amcadan azarı yemeden jungwon'dan azar yemeye başladığında iş daha da eğlenceli bir hal almıştı.

"salak-ya çocuğa bir şey olsa-ya senin ulusal takıma girmen engellenirse-ya-" her söz kesildiğinde normalde vuruyordu ama sonuncusunda jay kendine çekip dudağına öpücük kondurmuştu.

hepimiz şaşırmışken seungmin amcamla annem seviniyordu. babama baktığımda galiba mutfaktaydı ve son tehlike abim duvara dalmış hiçbir şey dinlemiyordu galiba.

"benim best çiftim sunkiydi ama şu an bir kararsızım" jisung amcanın dediği ile ben ona gülümsemiştim.

abimi dürtüp ne olduğunu sormak için bir bakış attığımda 'bir şey yok' dercesine kafasını sallamıştı.

"benim canım bir şey istemiyor. uyuyacağım size afiyet olsun" diyen abimle herkes susmuştu.

"bebeğim iyi misin?" annem bağırdığında "iyiyim merak etmeyin" diye bağırarak karşılık vermişti.

"şey... heeseung sabahtan beri böyle bir şey mi yaptım?"

<>

tadim cok kacik bari sizinle konusim dedim iyi yapmis miyim

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Where stories live. Discover now