"annecim şu tabakları da götürün" felix çocukların arkasından bağırırken changbin gözlerini jay'in üstüne dikmişti. eskiden ne kadar yakın olsalar da çok umrunda değildi çünkü hep beraber büyümüşlerdi ama sevgili olduklarında iş değişmişti.
besle kargayı oysun gözünü tabii.
felix changbin'in jay'i mutfaktan çıkana kadar izlemesini görmesiyle felix tabakları çocuklara verip changbin'i dürttüğünde anca kendine gelmişti.
"çocuklarla uğraşmayı keser misin artık? üç tane üniversiteye giden çocuğun var sevgilileri olmuş çok mu? alış artık"
"alışamıyorum yok olmuyor. üzülmesin diye sesimi çıkartmadım ama yani... ben demiştim bu çocukları bu kadar yakın büyütmeyelim diye"
"ay bir sen iki chan. kötü mü oldu yabancı birine gitmedi sonuçta. neyse en azından jungwon'a belli etmiyorsun. senin küçük versiyonun gitmiş jay'e yumruk atmış"
"işte kimin oğlu"
"sen gaz veriyorsun bu çocuğa"
"aralarında hallettiler mi hallettiler. başına büyük bir bela almadığı sürece sorun yok"
"of changbin of" felix laf anlatamadığı için sitem aşamasına geçmişken changbin sırıtarak ellerini felix'in beline atmıştı.
"çok güzelsin" felix changbin'in dediğiyle çoktan yumuşamış ve dudaklarını birleştirmişti.
<>
"ne izlicez?" riki ağzına attığı cipsleri sunoo hemen bitirmesin diye kucağına almıştı.
"ya riki zorluyorsun bence. şu an film ya da dizi izlemekten daha önemli şeyler var"
"riki sen şimdi kim demiştin?" jake bilgisayarını açarken riki'ye dönmüştü.
"han jisung. bu arada han jisung'un ben doğmadan beş yıl önceki maçlara bakın. yani 2000deki maçları... gerçekten mükemmel oynuyor libero olsam tamamen onun izinden giderdim"
"boyunuzdan utanın. sen ayrı hyunjin amca ayrı zaten" jungwon çıkıştığında sunoo da göz devirmişti.
"boyumuzla dalga geçmese hak verirdim şu videolara bakın" jake başta riki'ye sitem ettiğinde sunoo onu onaylamıştı ki merakla jake'in açtığı videoya odaklanmıştı.
hepsi eğilip maçları izlerken kazanılan set sonrası han jisung denen oyuncunun felix ve hyunjin ile çok yakın olduğu anları görmüşlerdi.
"yok artık annemle aşırı yakınlar" jungwon şaşırarak baktığında jay de onu onaylamıştı.
"annem bile uzun zamandır bu kadar gülmüyor" demişti.
riki gülerek annesiyle babasını göstermişti. "asıl babamla anneme bakın. çok mutlular..." hepsi ebeveynlerini eğlenerek izlerken riki kahkaha atmıştı.
"özellikle babam da han jisung'un boyuyla dalga geçiyo" en sonda da babasıyla jisung'u gösterdiğinde gördükleri hyunjin elini havaya kaldırmıştı ve jisung'un onun eline çak yapmak için ulaşmaya çalışmasını izlemişlerdi.
sunoo "jeongin amcamın neden ikiniz hakkında yakındığını çok daha iyi anlıyorum" diye kafasını olumsuz manada iki yana sallamıştı.
"peki... hatırlıyor musunuz lisede bir tatilde hepimiz toplanmıştık. changbin amca izin almıştı. hyunjin amcam bir keresinde changbin amcamın boyuyla dalga geçtiğinde herkes suskunlaşmıştı. hatta babam bile durgunlaşmıştı" jay hatırladığı bir anıyı herkese hatırlatmaya çalışıyordu.
"demek ki yakınlar ama görüşmüyorlar" jungwon'un dediğiyle riki kafasını sallamıştı.
"o zaman babam da changbin amca da han jisung'u tanıyor" jay konuştuğunda sunoo bir şey hatırlamış gibi heyecanlanmıştı.
"hatta sadece tanışmayı geç onlar da yakınlar gibi. babam ve chan amca o gün herkesi neşelendirmeye çalışmıştı"
"hatırlıyorum chan ve changbin amca çok kötü aegyolar yapıyorlardı ve ben çok dalga geçmiştim" riki aklına gelen görüntülerle yüzünü buruşturmuştu."
jake "neyse hadi bakın profili bu" diyip internetten bulduğu bilgileri hepsine çevirdiğinde jungwon sona doğru sesli okuyordu.
"eşi lee minho. 1999'dan beri. baksanıza tam da 2000 yılında ayrılmış. az önce izlediğimiz maçı son maçlarından biriymiş demek"
jay ise "han jisung ayrıldıktan 3 yıl sonra annemler heeseung ve jake ile bize hamile kaldığında ayrılmışlardı" diye de eklemişti.
"zaten hyunjin ve jeongin amca da riki doğduktan bir yıl sonra yaşlarından dolayı ayrılmışlardı"
"şimdi annemler sunghoon'un oğlu olduğunu söyledi. başka bir oğlu da yok galiba. sunghoon abimle aynı yaşta. hamile de kalmamış ve başka bir bilgi de yok neden ayrıldı takımdan"
jungwon hala merak ediyorken heeseung'un odaya girmesiyle düşünmeyi bırakmışlardı.
heeseung yorgunlukla kendini yataktaki boş yere bıraktığında kaşlarını çatarak konuşmuştu.
"olum çek lan elini jungwon'un belinden"
<>
umarim kim kimin oglu kim kimin anasi babasi karismiyordur
karismiyorsa mis gibi bolum cunkuQKQKWISKLSJS
أنت تقرأ
ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓
قصص الهواة"duydunuz mu badminton takımındaki park sunghoon'un ideal tipini?" •skz enha karisik fictir
