31-lechugo

547 64 214
                                    

programimi bozuyorum ama sizi cok ozledimmm 😭😭😭

<>

"anlatmak ister misin bana o gün neden öyle dediğini" sunghoon yorgun olduğu için göğsüme yatmıştı. ben ise onun saçlarını okşuyordum.

"bunu daha önce kimseye anlatmadım"

"ben kimse miyim?"

"sen benim her şeyimsin" diyip kafasını kaldırdıktan sonra dudaklarımızı kısa süreliğine birleştirmişti.

ayrıldığımızda sunghoon tekrar dudaklarımızı birleştireceğinde dudaklarına kısa bir öpücük kondurup merak ettiğimi belli eden bakışlar atmıştım.

en sonunda kabullenip "bölme ama beni" demişti.

"tamam bebeğim anlat sen. senin bu kadar zorlandığın şeyi merak ediyorum sadece. bu kadar zorlanacaksan-"

"hayır hayır birine anlatmak istiyorum artık...ben çok küçükken öğrendim. annem ben doğmadan yaklaşık iki sene önce hamile kalmış ve o sırada da ulusal turnuvalardaymış. turnuvaların bittiği gün kanaması olmasıyla hastaneye kaldırılmış ve bebeğinin düştüğünü öğrenmiş. o sıra hamile olduğunu hatta riskli bir hamilelik geçirdiğini bilmiyormuş. bu yüzden voleybolu bırakmış, psikolojik olarak çok kötüleşmiş, babamla asla konuşmuyormuş. sonra babam ile bu halinden dolayı aşırı kavga etmeye başlamışlar ve ayrılmışlar. ardından tabii dayanamayıp tekrar araları düzelmiş. kısa anlattığıma bakma bunlar neredeyse iki yılda olmuş. sonra istemedikleri bir anda bana hamile kaldığını öğrenmiş ve başta aldırmak istemiş ama sonra babam bir bebeklerini daha kaybetmek istediğini söyleyerek ikna etmiş. ben doğduğumda annem aslında iyiymiş ama birkaç yıl sonra ilk çocukları rüyasına gelip durduğu için kötüleşmiş. babam da psikologa ya da psikiyatriye gitmesini söylemiş ama kabul etmemiş onlar kavga ederken ben de büyümüştüm bile. aileden gelen zenginlik babamın iyi bir işinin olması gibi etkenler eklendikçe bir sürü kursa gönderildim hatta en sonunda kendim olduğum şeyi bulmuştum."

"badminton mı?"

"hayır... su. yani eskiden ben de senin gibi yüzücüydüm. suyun içinde süzülmek hatta sadece suyun üstünde yatmak bile çok güzeldi. su, benim için adeta annem ve babamın kavgalarından kaçmak için olan güvenli yerimdi. tabii omzumu annem ve babamın kavgasını engellemeye çalışırken sakatlayana kadar tabii. uzun bir süre fizik tedaviye gittim. düzeldi ama bir daha havuza dönmek istemedim."

"sen o yüzden o gün..."

"aslında evet o yüzden suyu sadece izliyordum ama bir yandan okula yeni gelmiştim ve seni orada bulacağıma emindim. sakatlandığım sırada fizik tedavi beni çok zorluyordu. spor yapamadığım için ders çalışmak zorunda kalıyordum ve bu sırada telefonda sizin altınızın olduğu fotoğrafları gördüm aşırı tatlıydınız."

iç çekip o anları hatırlaması ile yüzünde buruk tebessüm oluşmuştu.

"sizi yıllarca sadece telefondan görebildim. amcamlar bazen videolar atıyordu ve sizi yıllarca izlemek artık her şeyim olmanızı sağlamıştı. dediğim gibi ben de jeongin ve felix amca gibi sunoo ile riki'nin sevgili olmasını istiyordum ya da senin aksine jay ve won'u fark etmiştim" diyip kıkırdamıştı.

anlattıklarından sonra morali bozulmamış tam tersi dalga geçtiği için rahatlamıştım.

daha fazla aklının bir köşesinde bu konunun kalmaması için onunla uğraşıp kısa süre de olsa unutmasını sağlayacaktım.

"kırılıyorum ama sevgilim bile böyle diyorsa..."

"sevgilim..."

"hm"

"hiçbir şey. sadece çok güzel geldi"

"seni çok seviyorum, sevgilim"

"ben de seni çok seviyorum. hala doyamadım sana. yıllarca gelmeye uğraştım. okul dediler, iş dediler gelemedik."

büzdüğü dudaklarına öpücük kondurduğumda yüzünü bana döndürüp kucağıma çıkmıştı.

"o zaman biz de birbirimize doyarız?" dememle dudaklarımızı tekrar birleştirmişti.

onu kendime çektiğimde kasıklarıma doğru gelmişti.

ellerim geniş tişörtünden içeriye kayarken telefonum çalmıştı.

"efendim jay?"

...

"annemler de mi var?"

...

"anladım çıkarız biz de sunghoon eşyalarını hazırlarken yorulduk ve oyalandık sadece"

...

"hemen konuyu oraya çek zaten"

...

"hadi kapat yeter" diyip telefonu kenarıya atmıştı.

"jisung amca herkesi size davet etmiş. mangal yapacağız galiba?"

"hayır ya oda arkadaşım evine gitmişti tam. beraber zaman geçirebilirdik"

dudak büzüp bana baktığında boynuna öpücük kondurmuştum.

"başka zaman yalnızca ikimiz oluruz?"

"tamam zaten başka şansımız yok herhalde"

iç çektiğinde onu kucağımdan indirmeden ayağa kalkmıştım.

"hiç ayrılmak istemiyorum. şu kısa sürede bile beni kendine nasıl bağladıysan"

"o gün yaşadıklarımızı unuttuğum için özür dilerim"

"biz bu konuyu geçmedik mi ya? hadi eşyalarını da alıp çıkalım."

"heeseung şurada babamın arabasının anahtarı olacaktı sen kullanır mısın?"

"tamam bebeğim hadi çıkalım"

"jungwon'un deyimiyle lechugo-" diyip dudağıma öpücük bırakmıştı.

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin