16-kendinden haberi yok bu aptalın

544 59 96
                                    

<sunghoon>

heeseung havuzun başındayken odaklanmış bir şekilde onu izleyen felix amcanın kolu bana çarpmıştı.

ona döndüğümde hala gergin bir şekilde heeseung'u izlemeye devam eden felix amca beni güldürmüştü çünkü daha yarış başlamamıştı bile.

jungwon önümde jay ile otururken "annem hep böyledir hepimizin her yarışmasında böyledir hatta" dediğinde anladığımı belirtmiştim.

aklıma annem ve babamdan habersiz girdiğim maçlar geldiğinde geriye sadece yüzümde buruk bir tebessüm kalıyordu.

maçın başlaması ile herkes hazırlandığında gözümü havuzdan çekip sessizleşen ortama bakmıştım. sunoo bir elimi tutmuş felix amca da diğer elimi tutmuştu.

başta ikisine şaşırarak baksam da gelen düdük sesi ile odağımı yarışa çevirmiştim.

hepimiz odaklanmış bir şekilde onu izlerken "en dengeli maçı" demişti hyunjin amca.

dönüşü sırasında changbin amca "hızlı döndü hızlı döndü" diyerek jungwon'un kolunu dürtüp ardından arkasına dönüp felix amcaya bakarak gülümsemişti.

"birinci olucak" riki refleks olarak ayağa kalktığında hızla geri oturmuştu.

"SEO HEESEUNG" duyuru ile hepimiz ayağa kalkıp birbirimize sarılmıştık.

arkadan heeseung'un okuldaki resmen fanları olmuş kişiler tezahürat ederken felix amca babamla ve hyunjin amca ile sarılarak ağlamaya başladığında "anne yine başladın ya" diyen sunoo ve ardından da jungwon onlara sarıldığında heeseung takım arkadaşlarına sarılıyordu.

heeseung havuzdan çıktığı gibi. üstüne gelen arkadaşlarından kurtulup kafasını kaldırıp baktığında bizimkilerin halinden dolayı gülümsemişti.

ne kadar büyük bir yükün altında olduğunu biliyordum takımı, koçu ve ailesi hepsi onun en iyisi olduğunu söyledikçe daha da yük hissediyordu.

buna rağmen bu yükün altından kalkmıştı ve göz göze gelmemizle bana gülümsemesi beni daha da rahatlatmıştı.

takımının maçları çoktan bittiği için en sona o kalmıştı.

koç onun sırtına vurup desteklediğinde ben de aşağıya inmiştim.

zaten yukarıya çıkacaktı ama onu önce görmek istiyordum. tabii o beni fark etmeden.

soyunma odasının kapısını açacağım sıra iki kişi konuşuyorlardı.

"sadece bir saniyeyle zar zor kazandı. takım ve koçun yaptığına bak."

"sanki benim kaptan olduğum günleri unutmuş gibiler" diyip sinir bozucu bir kahkaha atmıştı.

elinde çantasıyla iki kişi çıktığında beni görmeleri ile şaşırmışlardı.

"lee sunghoon değil mi?" merakla baktığında göz devirmiştim. onlara karşı bu yüz ifadesiyle bakacağımı beklemedikleri belliydi.

"evet... ve heeseung hakkında konuştuklarınıza dikkat edin onun hakkında bir daha ağzınızdan bir kelime dahi çıkmasın" ikisinin konuştuklarını duyduğumu fark ettiğinde arkadaki çocuk "yürü seojoon" demişti.

heeseung'un geldiğini görüp gülümsediğimde "tebrikler" demiştim.

büyük bir gülümsemeyle kafasını sallamıştı.

artık fark ettiği için hemen gidesim gelmemişti. oturacak bir yer bulup ona baktığımda o ise üstünü değiştiriyordu.

omzunu görmemle şaşırmıştım yani şimdi giydiği kazaklardan geniş duruyordu ama bu kadarını beklemiyordum. tabii kaslarını da sayarsak...

dün changbin amcanın heeseung'un vücudunu kendisine benzeterek övmesine şu an gerçekten en içten bir şekilde katılmıştım.

"nasıl hissediyorsun?"

"sen birinci olunca nasıl hissediyorsan?"

"tamam sormadım say" diyip güldüğümde "bizimkiler sana iyi gelmiş şimdi gülüyorsun bile" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

"hadi ama gülümsemen gitsin diye söylemedim bunu. bu güzelliği saklaman bile hata" dediğine tepki vermeden ona kitlenmiştim.

kendinden haberi yoktu bu aptalın.

"hadi çıkalım bekliyorlardır... sunghoon" koluma dokunması ile daldığım yerden -ondan- gözümü çekmiştim.

"tamam geliyorum"

"bir şey mi oldu çok dalgınsın?"

kafamı sallayıp onu reddettiğimde benim biraz ilerlememi sağlamak için elini belime atmıştı. şaşırarak ona döndüğümde kapıyı çekmiş ve anahtarı almıştı.

koçu görüp ona anahtarı verdiğinde koç "muhabirler seni bekliyor kısa bir konuşma yap istersen" dediğinde kafasını sallamıştı.

alıştığım bir şekilde birkaç muhabir gelmişken ben kenarıya çekilip çoktan spor salonundan çıkmış çekimlerin yapıldığı yerin yakına gelmiş aileme bakmıştım.

felix amca beni görmesiyle gelmem için elini sallamıştı.

"heeseung nasıl?"

"soru muydu bu anne" sunoo güldüğünde ben de kafamı sallamıştım.

"sunoo haklı felix amca fazlasıyla mutlu"

"...ailemdeki herkes sayesinde. onlar olmasa herhalde bu kadar çalışmaya katlanamazdım" demesiyle ona dönmüştüm.

gülümseyip bizim olduğumuz tarafa bakıyordu. göz göze gelmemizle onun istediği gibi gülümsememle onun gülümsemesi de iyice büyümüştü.

<>

bu bolum en sevdigim bolum

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Where stories live. Discover now