43-sevgilisiydim

410 47 153
                                    

artik bitsin bu fic yeterli

<>

"heeseung?"

bu kız kimdi acaba? heeseung da aynı şekilde kaşını kaldırmış bakmıştı.

"sohee ben. kim sohee. hatırlamadın mı? gerçi sen değişmemişsin ama ben fazla değiştim sanırım" diyip kısa renkli saçlarını göstermişti.

"sohee?" diyerek heeseung'a döndüğümde dudağını ısırmış ona elini uzatan kızın elini sıkmıştı.

"bu kafeye yıllar sonra gelebileceğini bilmiyordum."

"ben bu kafeye önceden geldim mi ki?" diyip kaşlarını çatarak düşünmüş kız ise öksürerek buruk bir şekilde gülümsemiş "burası benim en sevdiğim kafeydi hep beraber gelirdik" dediğinde heeseung'un gerçekten kızı hatırlamamasına ve onu bozmasına mı gülsem yoksa kızın dediklerine mi sinirlensem emin olamamıştım.

"inan hatırlamıyorum" diyip etrafa attığı gergin bakışlarından anladığım kadarıyla jay'in bahsettiği kız olduğuna emin olmuştum.

en azından kızı gerçekten unutmuştu.

"görüşmeyeli çok oldu. seoul spor akademisindesin değil mi?"

"eve öyleyim"

"ben de bu dönem busan'dan sizin okula geçiş yapacağım"

"ne güzel transfer olan olana" dediğimde kız bana dönmüş sanki az önce hiç beni görmemiş gibi "sen kimdin?" demişti.

zaten sormadan az önce benim oturduğum yere -heeseung'un karşısına- geçmişken birde kimsin diyordu.

"asıl sen kimsin?"

"önce ben sormuştum yalnız"

"bizim oturduğumuz masaya da sen oturdun gibi ama..." dediğimde heeseung elimi sıkıp bana baktığında onun bakışlarını umursamadan kıza kaşımı kaldırarak bakmıştım.

"ah biz heeseung ile liseden arkadaşız. hatta ailesinden sonra en yakın bizdik. sevgilisiydim de"

"bu konuyu açmasa mıydık? eskide kaldı sonuçta"

"bir dakika heeseung" diyip onu susturmuş heeseung'dan elimi ayırıp ona uzatmıştım.

"ben heeseung'un sevgilisiyim" diyip gülümsemiştim.

kızın önünde heeseung'a tepki veremezdim. onun istediğini eline vermiş olurdum. bunun sorgusunu sonra yapacaktım ama şu an sinirden köpürmediğim anlamına gelmezdi.

kız göz devirerek kendini geriye attığında ağzımdan elde olmadan bir 'hah' çıkmıştı.

ne sanıyordu bu kız kendini?

heeseung elini belime atmış okşarken elini çekip kalkacakken daha sıkı tutup kendine çekmiş "sohee sana iyi günler. bizim artık gitmemiz lazım. jake eve gideceğini bizi beklediğini söyledi bebeğim" diyerek bana döndüğünde onu onaylamıştım.

"ah jake'e de selam söyle. çok özledim onları. bir an önce geçiş yaparsam onları da görmeye gelmek istiyorum. jake, riki ve sunoo ile çok görüşeceğiz. kız voleybol takımında olacağım zaten" diyip bana baktığında göz devirmiştim.

heeseung daha fazla durmamamız için beni de kendisiyle beraber kafenin dışarısına çektiğinde sesli bir şekilde nefesimi dışarıya verdiğimde "sevgilim~" diyerek bana sırnaştığında ondan uzaklaşıp arabanın kapısını açmasını beklemiştim.

"aç artık şu kapıyı"

"aramız böyle gitmeyelim hoon"

"ya ne arası heeseung? kızın davranışlarını görmedin mi? resmen-neyse aç şu kapıyı"

"açmayacağım"

"heeseung açmazsan kendim giderim. şu an eğer konuşursak kavga ederiz ve ben bunu hiç istemiyorum"

"sunghoon"

"ne var?"

"seni çok seviyorum"

<>

bana sinirli animda seni seviyorum diyip yumusaticak bi heeseung lazim

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Where stories live. Discover now