11-kırmızı liste

613 63 163
                                    

"ay kalkın be artık" jay bıkmış bir şekilde hepsinin üstünden yorganları çekerken heeseung elinin tersiyle vurmuştu.

"ya ama senden dayak yemediğim gün kalmadı bırakıyorum uyandırmaya çalışmayı felix amcamla konuşursunuz artık"

jay'in son dediği ile heeseung ve jake ikilisi hızla yataktan kalkınca onları gören sunoo kahkaha atarken saçlarını kurulamak için dolaptan iki havlu almıştı. birini boynuna asmış diğerini de kapıda bekleyen riki'ye vermişti.

"jungwon mu girdi şimdi duşa" diyen jay ile riki kafasını sallamış "diğerine de sen gir olmadı" demişti.

<>

jungwon çoktan giyinmiş bir şekilde saçlarını kurularken jay jungwon'un odasındaki banyodan çıkmıştı.

"al hemen hasta olma" diyip jay için çıkardığı havluyu alıp saçlarını biraz kurulayıp ayrılmıştı.

jay sonuçta kimse yok diye jungwon'u kendine çekip ellerini hızla beline atmıştı. jungwon gergin bir şekilde kapıya baktığında jay jungwon'u kendisine döndürmüş ve dudağına minik bir öpücük kondurmuştu.

"ya bak abim ve babam tarafından kırmızı listeye alındın. birde yakalanırsak biteriz"

"bakma öyle olduklarına changbin amca mesela beni çok seviyor sen de biliyorsun. heeseung benim en yakın arkadaşım zaten. sadece bu duruma alışmaları uzun sürüyor. rahat olur musun? galiba sen bizim ailedensin. sen benim sevgilim olarak buradasın" jungwon jay'in dediklerine gülerken jay tekrar sarılmıştı.

"çok özledim seni" "of ben de. heeseung abim gece uyanmasaydı beraber uyuyacaktık" diyip dudak büzmüştü.

"hiç sorma onu" jay iç çektiğinde kapı açılmıştı. ikisi hızla ayrıldığında sunoo ve riki'nin gelmesi ile rahatlamışlardı.

"ne oldu abi?" jungwon merakla sunoo'ya baktığında sunoo da dudağını ısırarak riki'ye bakmıştı.

"şey ya... ne oldu riki?"

"neden geldiniz?" jay 'sunoo ve riki'den önce birine mi yakalandık' düşüncesiyle gergince sorunca riki hızla cevap vermişti.

"şey için geldik... felix amca sizi çağırdı"

sunoo elleriyle oynarken riki de elini ensesine atmıştı. jay ve jungwon ikilinin kendilerinden de gergin ve saçma davranışlarını umursamamış ve çıkmışlardı.

"odanın boş olduğunu söylemiştin bebeğim"

"ya riki ben de öyle sanıyordum ne yapabilirim? neyse artık boş?" diyip odaya riki'yi çekmişti.

riki yatağın başlığına yaslanıp sunoo'yu kucağına alıp dudağına birkaç öpücük kondurduğunda merakla ona dönmüştü.

"annemlerin arkadaşları gelecek... yani bugün söylemeye eminsin değil mi? kalabalıkta ortalık curcunaya dönecek"

"aşkım ilişkimiz yeni biliyorum. jungwon ve jay hyung gibi uzun süreli değil. her an aramızda sorunlar olabilir ve bu sorun olan şeyler belki ailelerimizi de etkiler. ama jungwon ile jay hyunga olanı gördük. şimdi biraz daha beklersek olanları düşünemiyorum"

"tamam tamam benim de changbin amca ve heeseung hyungu kendime düşman edinmek gibi bir isteğim yok"

sunoo kıkırdarken gelen ayak sesiyle hızla riki'nin kucağından kalkmıştı. zaten ev bu kadar doluyken yakalanma olasılıkları çok yüksekti.

"çıkalım artık biri çağırmaya gelirse biteriz" diyen riki ile sunoo kafasını sallayıp kapıya gitmişti.

heeseung ile göz göze gelmesiyle abisine öpücük atıp odadan çıktığında arkasından riki'nin çıkması ile kaşlarını çatmıştı.

"ne karıştırıyorsunuz siz?"

"jay hyung duşta sanıyorduk da onu çağırmaya geldik yokmuş. aşağıya iniyoruz"

heeseung çok ikna olmasa da omuz silkip annesinin bağırmasıyla aşağıya inmişti.

"çocuklar saatlerdir çağırıyorum" heeseung en son inerek -jake'i saymazsak- suçlu olduğunu kabullenip tabakları masaya koyduğu sıra pirinçleri doldurmayı bitiren jay felix'e sarılıp "ben söyledim amca ama kalkmadılar" dediğinde felix gülerek jay'in saçlarını karıştırmıştı.

o sırada tüm bu konuşmanın üstüne neredeyse hala uyuyan jake gelince herkes onun haline gülerken kapı çalmıştı.

"ben bakarııım" jungwon annesi ve jay'in halini görünce iyice enerjisi artmış hoplaya zıplaya kapıya gitmişti.

"biz geldiiik"

seungmin elinde bir sürü poşetle mutfağa girdiğinde jay bu sefer ayrılıp annesine sarılmıştı.

chan bu saatte hala ayakta uyuyan oğlunu görüp göz devirmiş ardından getirdiği etleri dolaba yerleştirmişti.

"seungmin erkenden gelip hazırlıklara yardım etmek istedi. biz de uyanıp yola çıktık"

"ben de anca bunları uyandırdım" felix göz devirirken changbin de "geç yattılar olsun o kadar ne abarttınız. hem sanki her gün beraber zaman geçiriyorlar. heeseung bile neredeyse gece yarısı geldi normal bunlar" demişti.

çocukların hepsi changbin'i onaylarken felix'in iki kişilik daha tabak koymasıyla yemeğe başlamışlardı.

"uzun zamandır herkes bizde kalmadığı için farkına varamamışım ama hepiniz çok büyümüşsünüz. küçükken size böyle çok yemek yapmama gerek olmazdı ama benim yemeklerimi sevdiğiniz için masaya geçer beni beklerdiniz şimdi ise tüm masayı siz kuruyorsunuz." felix buruk bir şekilde gülümseyip konuşmasına devam etmişti.

"eskiden de erken uyumamak için direnir sonrasında uyuyakalırdınız."

"o zamanda da jungwon jay'in kucağında uyuyakalıyordu" sunoo bunu gülerek söylediğinde diğerlerinin aklına gelen minik halleri hepsini güldürmüştü.

bu sefer changbin dalga geçerek "ben demiştim beraber büyütmeyelim bunları" dediğinde bazıları gülerken jake ve chan bir olup çoktan ima yapmaya başlamıştı.

<>

of cok tatlilar yicem

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin