18-maç grupları

574 66 87
                                    

<heeseung>

sunghoon kucağımdayken kapıyı annemin açmasıyla göz göze gelmiştik ve şaşırdığı için kenarıya geçmemişti.

arkadan jisung amca geldiğinde sunghoon'u kucağımda görmesiyle "bir şey mi oldu sunghoon'a?" diyip yanıma geldiğinde hayır anlamında kafa salladım.

"fazla içti sadece ben odama çıkartayayım sonra dönerim" dediğimde çekilmişlerdi.

yatağa yatırdığımda saçlarını arkaya doğru ittirmiştim. ona bir süre baktığımda gözlerim dolmuştu.

neden böyle davranıyor diye düşünüp duruyordum gerçi hala bilmiyorum ama güzel bir çocukluk geçirmediği kesindi.

bizi tanıyıp bu kadar sevmesine de ayrı şaşırmıştım.

bu düşüncelerimi bölen uykulu şişmiş dudaklarıyla kafasını kaldırıp gözleri yarı açık bir şekilde bana seslenen sunghoon olmuştu.

"heeseung?" boğuk sesi ve kapanan gözleriyle gülümsemiştim.

"hm"

"bence şarkı açıp dans edelim"

"daha düzgün yürüyemiyorsun dans mı etmek istiyorsun?"

"evet? çok güzel dans ederim korkma göz zevkin bozulmaz"

"sen göz zevkimi bozamazsın zaten... söz olsun o zaman sonra dans edelim nasıl fikir?"

çocuk gibi sevinip kafasını salladığında parmaklarımızı birleştirip söz damgası yapmıştık.

o sırada kafası yastığıma düştüğünde yataktan kalkıp gidecektim ki kolumu tutmuş yüzünü buruşturarak "başım çok ağrıyor" demişti.

gözlerim sızlanmalarından dolayı büzdüğü dudaklarına gittiğinde kafamı sallamıştım.

gerçekten beni öpmüştü?

hala bana hayal gibi gelen bu durum gittikçe hoşuma gitmeye başlamıştı.

ben beni tanımadı mı ya da ilgisini çekmedim mi diye düşünürken o beni zaten seviyordu.

"kahve içsen işe yarar mı acaba?"

omuz silkse de kolumu bırakmamasıyla "sana kahve yapacağım" diyip elini ayırmıştım.

"geleceksin ama"

"tamam geleceğim merak etme" dediğimde kolunu indirmiş ellerini şakaklarına atıp orayı beceriksizce ovmaya çalışmıştı.

onun bu haline sırıtıp mutfağa gittiğimde kahve makinesini çalıştırmıştım.

onlar bana bakarlarken ben de masadaki yiyeceklere bakmıştım. en sevdiğim kurabiyeden birkaç tane bir tabağa almıştım.

"sunghoon nasıl oldu bir tanem" annem bana baktığında "iyi ama başı ağrıyor. sabah ağrı kesici almasın diye kahve yapıyorum şu an" dediğimde kafa sallamışlardı.

"umarım sorun çıkartmamıştır eskiden içtiğinde fazlasıyla sorun çıkarttığı için sonrasında bir daha içmesine izin vermemiştik"

minho amca bunu dediğinde ben 'sorun çıkarmadı' diyecektim ki "ne sorunu minho amcacığım 'sadece' dans filan ettik sonra sunghoon sızınca geldik" diyip sırıtmıştı riki.

"aynen öyle oldu-neyse kahve oldu duydunuz gidiyorum ben"

"git tabii arkadaşımızın başı ağrıyormuş" diyen riki ile 'siz sonra görürsünüz' bakışı atıp kahve ve kurabiyeleri almıştım.

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Where stories live. Discover now