21-ideal tip

548 54 35
                                    

1k ozel bolumqlwmsldmdkd

<>

<sunghoon>

yol boyu uyumuştum hatta belki kahvaltı yapınca uykum kaçar diye düşünmüştüm ama hala uykum vardı. bu yüzden otele gelene kadar tüm yolum odama geldiğim gibi kendimi yatağa atma planlarıyla geçmişti.

tam yatacaktım ki bu planlarım kapının açılmasıyla suya düşmüştü. kapıya baktığımda jungwon kapıdan sırıtarak bana bakıyordu.

"hadi gel hyung hep beraber eğlenip oyunlar oynayacağız" demişti.

başta reddedecekken "hyung~ seninle tanışmayı çok istiyorlar" diye aegyo yaparak beni ikna etmişti.

onu takip ettikten sonra onunla jay'in odasına girmiştik. herkes yuvarlak oluşturmuş oturuyorken yongtae hyung -son sınıf olduğunu bile sonradan öğrenmiştim- yanını işaret etmişti.

jongho gülümseyip "adımı koçtan duymuşsundur zaten. yarın yarış var ve senin alkol eşiğin düşük diye duyduk bugün her yarışı bu sütlerle yapacağız" demişti.

dediğine gülerek önümüzdeki çilekli ve muzlu sütleri iterken wooyoung yüz buruşturmuştu.

"ben sevmiyorum bunları ya"

"iç iç büyürsün belki" san onun omzuna vurduğunda wooyoung sadece göz devirip elini omzundan çekmesi için yana kaymıştı.

"o zaman sana sorulan her soruya cevap verirsin bu kadar basit canım" seonghwa göz kırparak konuştuğunda oyunu anlamıştım bile.

"bir dakika başlamadan önce anlaşalım. tüm soruları sakın bana sormayın ben de sizi tanımak istiyorum" dediğimde hepsi beni onaylamıştı.

"tamam ilk soruyu senle açalım en azından sevgilin var mı?" chan'ın sorduğu soruyla ben gülerken diğerleri ona bakmıştı.

"ne var be bu okulda bunu merak eden kaç kişi var biliyor musunuz?"

"hansol bu soruyu senin sorduğunu öğrendiğinde de ona bu cevabı verirsin" jay sırıtarak ona baktığında "ASLA ÖYLE BİR ŞEY OLMAYACAK GEBERTİRİM BAK SENİ BANG JAY" diye yükselmişti.

"senin sevgilin herhalde?"

"hayır platoniği" diyerek gülmüştü yongtae.

"hadi ama benimle uğraşmayı keserseniz cevabımı almalıyım?" chan'ın dediğini herkes onayladığında "çok tartışmanıza gerek yoktu. sevgilim yok?" demiştim.

jay ve jungwon birbirlerine döndüklerinde aşk kuşları diye içimden geçirip kafamı çevirecektim ki. jungwon kaşları çatık bir şekilde bana dönmüştü. göz göze geldiğimizde gülümsemişti.

"tamam sıra ben de konusu geçmişken chan ile uğraşmaya devam edelim... hansol'e ne zaman duygularını açacaksın?" seonghwa'nın sorduğu soru ile chan biraz düşünüp elini sütlere atacakken onu engellemiştim.

"beni tanımak için bana çok soru sorulacak zaten, sen de cevapla" dediğimde yutkunmuş kafasını sallamıştı.

"hiçbir zaman. onunla çok yakınız ve ben aramızdaki ilişkiyi bozmak istemiyorum. bunu kendime söylemek istemediğim için içecektim ama-"

"yah! ben seni boşuna mı onun kucağına attım-sunghoon bakma öyle şeyler yaparım ben shiplerime" wooyoung arada benimle göz göze gelmesiyle açıklama yapması çok tatlıydı.

"keşke sen de benim kucağıma atsan kendini" san'ın dediğine ben şokla bakarken yongtae bacağıma vurmuş "bunlar hep böyleler" demişti.

san kendini göstermiş "maalesef ben de belli oluyor ki ret yiyen tarafım" demişti.

sunghoon onu anladığında sessizleşen ortam ile seonghwa'nın yanında oturan jongho "ben soruyorum!" diyerek ortamı canlandırmıştı.

"şimdi benim sevgilimin yanındayken soruyorum uğraşmayın benimle" diyip açıklamasını yaptıktan sonra "sunghoon'a soruyorum... ideal tipin ne?" "çöpçatanlık yapacaksınız değil mi?" yeosang jongho'ya baktığında jongho omuz silkmişti.

"çöpçatanlık yapmanıza gerek yok ama... geniş omuzlu, vücuduna ters bir şekilde gülümsemesi tatlı, spor yapan biri belki yüzücü-"

yeosang sözümü kesip jongho'ya bakarak konuşmuştu. "sevgilim, çöpçatanlık yapmanıza gerek kalmadan sunghoon çoktan birini bulmuş gibi gözüküyor" dediğiyle elimi sütlerden birine atmış pipeti batırdığım gibi hızlıca içmeye başlamıştım. kafamı kaldırıp jungwon ile göz göze gelmek bile istemiyordum.

"kızardı bile" jongho gülerken yeosang "hadi devam ediyorum ben" demişti.

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Where stories live. Discover now