17-onlar beni hiç sevmedi, çok demek hiç demek

607 64 155
                                    

coktan 1k yorum olmus yiyim mi sizi ya
neyse gecelim kaosa saka saka

<>

<heeseung>

bizimkilerle eğlenmeye gidecekken gelmesi için zar zor ikna ettiğim sunghoon'a bakarken o sadece önündeki içki şişesini bitirmeye yeminliydi. tabağına yemesi için birkaç şey bıraktığımda dikkati dağılmıştı ki şaşırarak bana bakmıştı.

"ne oldu?" büzdüğü dudaklarıyla bana bakarak konuştuğunda gülümsemiştim.

"biraz mutlu olup gülümser misin?"

"olamam"

"nedenmiş?" kaşımı kaldırıp ona baktığımda o ise "senin maçların bitti... birinci oldun... takımına son turda yarışı kazandırdın" demişti.

"bunda sorun ne peki? düşman mıydık bunu bilmiyordum" diyerek şaşırır gibi yapmıştım.

kıkırdayıp "hayır öyle değil... senin maçın bittiyse benimki başlamıştır ve ben eskisi kadar kendimi güçlü hissetmiyorum" dediğinde kafasını eğmişti.

ben ise sandalyemi karşısından masanın başına getirmiş ardından biraz daha ona yaklaşıp yüzlerimizi yaklaştırmıştım.

"peki neden böyle hissediyorsun?"

"sen seni sevmeyen takım arkadaşlarına, senden çok şey bekleyen koçuna ve ailene rağmen yarışlarda çok iyi oldun."

"kıskandın mı?"

"hayır senin için o kadar mutlu oldum ki... annen ve sunoo ellerimden tutup senin kazanmanı beklerken benim de hayatımda her şeyden çok istediğim şey o yarışı kazanmandı."

"peki sen neden böylesin?"

"benim yanımda hiç yarışı kazanmam için bekleyen olmadı. bu kadar yalnızken güçlü olamamaktan korkuyorum."

"peki jisung amca ve-"

"onlar beni hiç sevmedi ki" birden ağlamaya başladığında "sanırım çok içtim" diyip daha da ağlamaya başlamıştı.

gerçekten çok içmişti ve şu an uzun süre konuşunca bazı kelimeleri ağzında yuvarlasa da konuşması genel olarak anlaşılıyordu

"tamam... sakin ol. ben yanında olacağım. bak, bunların dünyadan haberi yok ama onlar da yanında olacaklar." diyip diğerlerini kafamla işaret ettiğimde sunghoon kıkırdamıştı.

kafasını kaldırıp bana baktığında konuşacağını sandığım için susmuştum ama o ise sadece bana bakıp dudağıma yapıştığında şokla gözümü açmıştım. kendime geldiğimde sunghoon'un omzundan tutup kendimden çekmiştim.

kendimi ondan uzaklaştırmamla dengesini sağlayamamış kafası omzuma düşmüştü.

"ne oldu az önce" jake şaşkınlıkla bakarken sessizleşen ortamda ilk konuşan o olmuştu.

utanmıyordum ama şu an ne tepki vereceğimi de seçemiyordum.

"gördüklerim halis miydi" riki gözlerini ovduğunda sunoo ise "çok içtim galiba" demişti.

"asıl sunghoon çok içti galiba" diyen jungwon ile kafamı sallamıştım.

o sırada resmen imdadıma yetişen jay "annem mesaj atmış herkes felix amcada toplanmış ve kutlama için bizi bekliyorlarmış" dediğinde ortamdan kaçmak için "iyi o zaman... ben sunghoon'u arabaya taşıyorum. bizim eşyalarımızı da getirirsiniz" demiştim.

sunghoon'u kucağıma aldıktan sonra arabanın anahtarını elime tutuşturan jay ile hızla çıkmıştım. arabanının kilidinin açılmasıyla yanan ışıklardan dolayı kafasını kaldırıp etrafa bakan sunghoon benim kucağımda olduğunu fark etmemişti ki elleriyle yanaklarımı kavrayıp "heeseung seni çok seviyorum biliyor musun?" dediğinde kitlenmiştim.

"o kadar çok istedim ki sizinle tanışmayı... her gün bana sizden uzak olmak ve yalnız olmak çok zor geliyordu. meselaa senin aksine jay ve jungwon'un arasındakileri fark etmiştim. hatta sunoo ile riki'nin neden hala sevgili olmadığını merak ediyordum. şansıma ben yanınızdayken söylediler" diyip kıkırdamıştı.

benim konuşmama zaman vermeden devam etmişti.

"onların dışındaa sen... sen benim ideal tipimsin geniş omuzların, yüzücü olman onun dışında daha çok şey var tabii de anlatırken yorulurum biliyor musun? çünkü gülüşünü açıklayacak çok kelime var. çok demek hiç demek. hem size sizin seveceğiniz hediyelerden de aldım tabii ama getiremedim çünkü annem ya da babamın mesajlarını okuduğumdan kimse haberdar değildi. kimse sizi tanıdığımı bilmiyordu. iyi ki ilk defa sekiz yaşındayken görmüşüm sizin fotoğraflarınızı"

heyecanlı bir çocuk gibi konuştuğunda ben de ona uyum sağlamıştım.

"ben de senin hakkında ne öğrendim biliyor musun?"

"hm" kafasını yana doğru eğince tatlılığına gülümsemiştim.

"içince çok konuşuyorsun. belki de hiç konuşmadığın içindir ve ben neden konuşmadığını da merak ediyorum biliyor musun?" dediğimde gözlerinin dolmasıyla telaşlanmıştım.

"kötü bir şey mi dedim?" dememle ağlamaya başlamış ve boynuma sarılmıştı.

sesli ağlamaya başladığında arabanın kapısını zorla da olsa açıp oturmuştum. hala kucağımdaydı ve kolları boynuma sarılıydı.

<>

bolumu twinse gore geciktirdigim icin ozur dilerim sacimi acip boyadim QKSNSKSKSKJQKWMSKSQKWMSKDMSL

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Where stories live. Discover now