Üçüncü Kitap - 16. Bölüm

En başından başla
                                    

Feyza: Hazar'ı iki üç saat önce aradım ama açmadı. Haberi olan var mı?

Duygu: Uykusunun arasında bana mesaj atmıştı. Uyuyorum merak etme, diye kznzkaksksksla

Feyza: Tamam o zaman içimde ki kötü his o değil.

Berfin: Sende mi ya?

Sefa: Arkadaşlar Şirinem de sağ salim evde! Bende iyiyim! Melih ses ver oğlum!

Melih: Buradayım.

Salih: Selin'in ateşi çıkmış hastahanedeymiş.

Semra: İçimdeki kötü his bu olsa gerek?

Şirin: Bence o da kötü hissettiği için yine bu hâle geldi?

Mert: Kızım biraz olumlu ol be!

Sefa: Bu Hazar hâlâ uyanmadı mı?

Duygu: İki kere yeni aradım ama açmıyor. Uyuyor sanırım.

Melih: Yalnız benim de içimde kötü bir his vardı ama az önceye göre azaldı.

Sefa: Bi' bende mi yok?

Şirin: Bende de yok aslan gencim.

Duygu: Ve bende de.

Mesajlardan çıkıp Kadir'i aradım ve telefonu kulağıma götürüp açmasını bekledim. "Gakgom?!" diye bağırdı.

"Efendim gakgom!"

"Nasılsın? Başın ağrıyor mu? Baban bir şey diyor mu?"

"İyiyim. Başımda hafif bir ağrı var. Babam da aksine iyi davranıyor."

"Yemin et!" dedi şaşkınca. "Nasıl iyi davranıyor? Ne diyor? Ne yapıyor?"

"Oğlum ilk defa nazikçe dokundu lan bana! Yemek yemeden ilaç içmeme izin vermedi ve dışarıdan yemek söylemiş. Şimdi de sofrayı kuruyor."

"Hadi oradan lan! Oturmuş bana rüyanı anlatıyorsun!"

"Lan yemin ederim! Hatta karşısında neredeyse ağlayacaktım! Böyle davranınca daha kötü oldum sanki!"

"Niye ki?"

"Güneş doğduğunda yine eski hâline dönecek çünkü, biliyorum."

"Belki bu sefer cidden değişmştir."

"İyide neden? Neden birden bire değişti?"

"Belki kaza geçirdiğin içindir."

"Bu ilk yaralanışım değil. Daha öncede kavgalara karıştım ve birçok darbe aldım. Her seferinde bir darbede o vurdu."

"Lan oğlum harbi babana bir şey olmuş!" dedi heyecanla. "Allah'ım inşallah hep böyle olur! Darısı Ozi'nin başına!"

"Harbi Ozan'a babası kızmış mı?"

"Daha görmemiş babası onu. Yüzünü o hâlde görse, kızacak yine."

"Ozan da hemen evi terk ediyor zaten." dedim. "Bir yolunu bulup, babasına görünmez o. Yüzündeki yaralarda geçer iki güne inşallah."

"İnşallah."

Telefonu yüzüme kapatınca sesli bir nefes alıp telefonu kulağımdan indirdim. Aydo'nun aradığını görünce cevaplandırıp kulağım götürdüm. "Efendim!"

"Ne yapisin gardaş?"

"Oturuyorum, sen?"

"Aynı şekil." dedi. "Bir şey diyecektim. Hazar yaklaşık bir saat önce motoruna bindi gitti. Arkasından seslendik ama bizi duymadı bile. Motoruda hızlı kullanıyordu. Bi' sıkıntı mı var?"

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin