Doksan beş

6.3K 576 226
                                    

Yazar Notu:

Kartal'ın cümlelerin çok devrik olduğunu fark ettim ama değiştirmek istemedim. Çünkü o durumda düzgün konuşulamayacağını biliyorum. Böyle kalmasını istedim. Umarım onu anlarsınız.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

.
.
.
.

Bölüm şarkısı: Apocalyptica – I don't care

.

.

.

Ay soğuktur,

Acıyı dondurur sanarlar.

Güneş sıcaktır,

Acıyı yakar!

Ama güneş insanların gözünde bir neşe.

Ay ise onların gözünde asıl gerçek yıldız.

Oysaki Ay'a ışığını veren Güneş.

Güneş'i ağlatan Ay'dı.

.

Keskin kurallarınız vardır, atmayacağınız adımlar ve dönülmez sözleriniz vardır ama hayatınıza biri girer ve tüm tabularınızı yıkmanızı sağlar. Devrim'de benim için tabularımı yıkmamı sağlayan biriydi. Onun dokunuşu, konuşuşu her şeyi beni mahvediyordu. Tüm sistemimi yok ediyordu. Saldırgan Kartal'ı ona karşı artık kullanamıyordum. O keskin kurallarım onun üzerinde işe yaramıyordu. Kimsenin bana izinsiz dokunmasına izin vermezken onun izinsiz dokunuşlarını seviyordum. Kimseye bir adım atıp yaklaşmamaya yemin etmiş ben, ona doğru koşmak istiyordum.

Abime verdiğim sözleri artık umursamıyorum. Hep iyileşmek için tek başıma çabaladım çünkü bilmiyordum iyileşmek için birine ihtiyacım olduğunu. Omuzumdaki bu yükleri tek başıma taşıyamadığım için altında ezildiğimi bilmiyordum.

Devrim benimle bu yükleri paylaşır mı?

Parti alanında gözüm bizimkileri arıyordu. Tunç abinin mekanı dedikleri mekanın loş ışığı altında kimsenin yüzünü seçemiyordum. Bir parti olsa da çalan şarkı çok parti havasında değildi. Bunda Tunç abinin vefatının etkili olduğunu düşündüm. Birçok yerde onun fotoğrafları vardı. Elis'in doğum günü değil de Tunç abinin doğum günü gibi bir hava olsa da Elis'i gördüğüm zaman tüm bu düşüncem yıkıldı. Pamuk şeker rengindeki elbisesinin içinde çok güzel görünüyordu.

Belime dolanan eller ile hafifçe irkilip omzumun üzerinden Devrim'e baktım. Onun olduğunu biliyordum. Kokusunu ezberlemiştim artık. Bana bakarak gülümsedi. "Hoş geldin, takım giyinmişiz bu gece" dediğinde gözlerimi onun üzerine çevirdim. Üzerinde siyah blazer ceket giymiş, içinde siyah hafif boyunlu, uzun kollu bir tişört vardı. Boynundaki kolye ve kulağındaki küpeler ile tamamen şık gözüküyordu. Saçlarını havaya kaldırmıştı. Ne kadar özel hazırlanmış gibi görünse de aslında bu tarz onun için çok sıradandı. Onun kolları arasında ona doğru döndüm. Benim üzerimde de boğazlı uzun kollu bir tişört vardı. Üzerime tamamen oturan tişört omuzlarımın genişliğini daha iyi gösterdiği için giymiştim. İkimizin de kemerleri birbirine benziyordu. Bol kesim kumaş pantolonlarımız ne kadar aynı görünse de Devrim'in üzerindekinin daha kaliteli ve pahalı olduğuna emindim.

volleyball men - bxbWhere stories live. Discover now