Yetmiş altı

5.8K 490 47
                                    

Bölüm şarkısı: Oh The Larceny – Another level

.

.

.

İnsan kendi karanlığında boğulurken başkalarına nasıl ışık dağıtır?

Kartal'ın bende annemi hiç görmedim dediğini hemen yanında oturan Çınar net bir şekilde duymuştu, aynı şeyin Devrim'inde duyduğuna emindi. Sadece Devrim değil etrafındaki herkes duymuştu. Devrim, Çınar ile göz göze kaldığında tek kaşını kaldırıp ne oluyor diye ona baktı. Hepsi biliyordu ki Kartal'ın bir annesi vardı. Ortamda bir sessizlik olduğunda hepsinin gözleri Kartal'ın üzerindeydi. Onu sorguluyorlardı.

Kartal'ın annesi vardı. Nasıl annesini hiç görememiş olabilirdi? Akıllarına bir ton soru gelse de hiçbiri ağzını açıp ona sormak istedikleri soruları soramadılar. Kartal'ın canını acıtmak istemiyorlardı.

Çınar hiç bozuntuya vermeden telefonu çalmış gibi telefonunu eline aldı. Ekrana birkaç saniye baktığında herkes sessizliğini koruyordu. Devrim başını yere eğmiş çatık kaşlar ile parkeye bakıyordu.

Sessizliği bozan Çınar oldu "Ben lise birdeyken okula burs ile bir kız gelmişti hatırlıyor musunuz?" Çınar telefonuna bakarak konuşurken Devrim gözlerini parkeden kaldırıp Çınar'a baktı. Tüm yaşananları sadece ikisi biliyordu. Diğerlerinin bildiği şeyler tamamen uydurmaydı. Devrim sessinde neşeye ait hiçbir kırıntı olmadan düz bir sesle konuştu. "Aşık olduğun kız."

"Kız yüzünden ailen ile yüz göz olmuştun sonra o kız sen bir hiçmişsin gibi seni terk edip ortadan kaybolmuştu." Atakan'ın içindeki kin hala tazeydi. Bu yüzden ilk konuşan o olmuştu. Çınar'a yapılan hiçbir haksızlığa dayanamıyordu.

Çınar başını salladı, telefonu diğerlerine doğru uzattı. Kartal çenesini dizlerine koymuş onları izliyordu. Söylediği şeyin bir gaf olduğunun farkındaydı. Bu yüzden sessiz kalarak konunun kendisinden uzaklaşmasına izin verdi. İçinde hiç kapanmayan bir yara bir anda ortaya çıkıp canını tekrar yakmaya başlamıştı.

Telefon erkesin elinde dolaşmaya başladı. Atakan kıza bakıp sinirlenmemek için direkt telefonu Oğuzhan'a verdi. Oğuzhan ekrandaki fotoğrafa bir süre bakıp sonra diğer fotoğrafa baktığında heyecanla başını kaldırdı. "Ben bu kızı gördüm! Kartal'ın arkadaşı olan kız değil mi bu? Bakın! O zaman sarışındı."

Telefonu ilk önce yanında duran Atakan'a sonra diğer yanında duran Can Polat'a uzattı.

Can Polat fotoğrafı incelerken Kartal'ın dudaklarının arasından "Nasıl?" sözcüğü döküldü.

"Doğru ya, ben kızı ilk gördüğümde bana tanıdık gelmişti zaten." Can telefonu yanında duran Devrim'e verdi. Devrim üstün bir oyunculuk sergileyerek "Oha.. Bu o hiç sevmediğim kız."

Devrim, Hera'yı ilk gördüğünde tanımıştı. Bu yüzden de ona gerektiği gibi davranmıştı. Ona gerektiği gibi davranmayan tek kişi Çınar'dı ama onun her tavrının bir sebebi olduğunu bildiği için onu sorgulamıyordu. Çınar bir şeyler yapıyorsa elbet mantıklı bir sebebi vardı. Hele ki konu Hera ise Çınar çoktan önemlerini almış olurdu.

Telefon sonunda Kartal'a geldiğinde Çınar, Kartal'ı bir derdin içinden kurtarıp başka bir derdin içine düşürmüştü ama bu dert diğerinden daha iyiydi. Kartal'a bir söz vermişti. Ne olursa olsun annesini ve onu koruyacaktı. Devrim ile birlikte olması onu iki kat daha önemli yapıyordu. Diğerlerinin Kartal'ın annesini öğrendikten sonra verecekleri tepkiyi kestiremiyordu bu yüzden ilk önce Devrim ile Kartal'ı öğrenmeleri ve ardından Kartal'ın annesini öğrenmeleri gerektiğini daha mantıklı buldu. Çınar Ladin bu hayatı her zaman iki adım önde yaşıyordu.

"Hera bana bundan hiç bahsetmedi." Kartal, Hera tarafından tekrar bir darbe yemenin verdiği hisle gözlerine bir üzüntü yerleştirdi. Neden etrafındaki insanlar ondan bir şeyler saklayıp duruyordu?

"Hera sana ne söyledi bilmiyorum ama doğruyu söylemediğine eminim."

Kartal elindeki telefonu Çınar'a uzattığında her zaman bildiği şeyi söyledi. "Hera hiçbir zaman doğruyu söylemez."

"Onu tanımazlıktan geldim çünk-"

Onun cümlesini Kartal tamamladı. "Kaçardı, giderdi yine."

Oğuzhan heyecanla Çınar'a doğru atıldı. Çınar'ın içinde aşka dair hiçbir şey olmadığını biliyordu ve onunla bu konuları asla konuşamadığı için bulduğu her fırsatı değerlendiriyordu. "Bu kız duvara çizim yapan kız mı?"

Çınar, Oğuzhan'ın bu heyecanlı haline hafifçe gülümseyip bir elini ona uzatıp saçlarını karıştırdı. Başını evet der gibi sallayıp Oğuzhan'ı onayladı.

Devrim seslice bir nefes alıp verdiğinde ellerini geriye doğru yaslayıp direkt Çınar'a baktı. "Derdi neymiş kanka?"

"Derdi benim ve benim duygularım."

---

---

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.
volleyball men - bxbМесто, где живут истории. Откройте их для себя