Kırk sekiz

6.8K 568 108
                                    

Kafesin içinden çıkmam gerekiyordu

Bende o kafesi yakıp, yıktım


Bir sporcu için en kötü anlardan biri nedir bilir misiniz?

Ben size söyleyeyim; antrenörünüz tarafından azarlanmak. Sağ ayağımın dirseğinde hissettiğim sızı yüzünden antrenmana odaklanamıyordum. Birkaç kez top kaçırmam insanların gözüne batmıştı. İnat ettiğim için dizimdeki sızıdan bahsetmiyor parkede kalmaya devam ediyordum. Bir süre sonra yardımcı antrenörümüzün tavsiyesi ile parkeden ayrılmak zorunda kaldım.

Ladin olduğumu kabul ettiğim ilk gün antrenörümüz tarafından parkeden ayrılmak zorunda kalkmak beni mahvetmişti. Aklımı bembeyaz bir halde tutarken küçücük bir siyah nokta saniyeler içinde aklımı simsiyah yapabilirdi.

"Hocam devam edebilirim!"

"Git Kartal."

İzin vermek istemedim. O siyahlığın beni ele geçirmesine izin vermedim.

Ne kadar dirensem de kenara alınmıştım. Benim yerime yedeklerden biri geçtiğinde derin bir nefes alıp en köşeye geçtim. Köşede beklerken moralim gittikçe düşüyordu. Derin derin nefesler alıp kendimi toparlamaya çalıştım.

"Birazdan geri gireceksin, lütfen odaklan."

Yardımcı antrenörümüze başımı sallayarak tamam dedim. Bacaklarımı esnetip ardından kollarımı esnettim. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Sikeyim ki herkesin gözü benim üzerimdeydi.

Ladinleri, Ladin olmayı sikeyim.

Yardımcı antrenörümüzün işareti ile tekrar parkeye çıkıp yerimi aldım. Top bekleme pozisyonumu almam için işaret verildi. Ellerimi iki yanımda top bekler şekilde tutuyor her an için kendimi hazırlıyordum. Çınar, smaç için hazırlandığında derin bir nefes aldım. Etrafımdaki tüm her şeyi unutup Çınar'ın az sonra bana göndereceği o topa odaklandım. Çınar'ın elinden top çıktığı an sağ tarafıma doğru gelen topa doğru bedenimi atsam da ayağımdaki sızı beni engelleyerek hızımı kesti. Topa son anda yetiştim. Topu kurtarmıştım ama dengesiz bir şekilde gönderdiğim için top başka tarafta gitmişti. Gözlerimi kapatıp açtım. Benim aklım neredeydi cidden.

"Kartal'ı çıkarın..."

Baş antrenörün verdiği emir ile olduğum yerde öylece durdum.

"Kartal seni biraz dinlendirelim, yorulmuş gibi bir halin var bugün."

Yorgun filan değildim, sadece ayağımda bir sızı vardı. Onların lafını ikiletmeden parkeden ayrılıp köşeye geçtim. Daha fazla savaşamazdım. O sırada Atakan yanıma geldi.

"Kanka iyi misin?"

Ona cevap olarak başımı evet der gibi salladım. Sırtımı birkaç kez pat patladı, yanımdan ayrılıp parkeye geri geçti. Köşede sağ ayağımı ileri geri salladım, sağ ayağımı esnetip kendine geri getirmem lazımdı.

Ladin spor böyleydi işte. Çınar Ladin olmadığınız sürece hata yapmanız sizi dibe götürürdü. Çınar'ın hataları olsa bile spor kulübünün sahibi olduğu için asla geri çekilmezdi ama şu an bana yapıldığı gibi hata yaparsanız geri çekilirdiniz.

Antrenman boyunca parkeye geri çağrılmadığım için üzerimde kendime karşı bir öfke vardı. Antrenörümüz, yardımcı antrenöre Kartal'ı şımartmış olmalıyız dediğini duymam beni daha çok tetikledi. Soğuma hareketleri yapmaya başladığımızda mental olarak yerlerdeydim.

"Kartal.." Oğuzhan'ın sesi ile ona doğru döndüm. "Cuma günü Elis'in doğum günü var ve sende davetlisin."

Oğuzhan'a öylece bakıp kısaca tamam der gibi başımı salladım.

volleyball men - bxbWhere stories live. Discover now