19- Aşk

15.3K 1.1K 2.6K
                                    

Selam bebekler,

Şimdi size bir şey açıklamama izin verin. Biliyorsunuz ki ben hikayeyi çok sevdiğiniz ve heyecanla yeni bölüm beklediğiniz için sizi mutlu etmek adına neredeyse iki günde bir bölüm paylaşıyorum. Bu yüzden buna alıştığınızı da biliyorum. Fakat her zaman oy sınırını geçer geçmez bölüm atamayabilirim. Benim de tıpkı sizin gibi başka sorumluluklarım ve özel hayatım var. Hikayeyi çok sevdiğiniz için sabırsızlanıyorsunuz bunun farkındayım ve bu beni inanın çok mutlu ediyor ama aynı zamanda biraz empati yapmanıza da ihtiyacım var. Yoksa bölüm atmak için sürekli uygulamada yatıp kalkmam gerekecek ;(

Bu hikayeye aşığım. Karakterlerine, konusuna ve en çok da okuyucularına. Sizin yorumlarınız sayesinde bu kadar bağlandım ve şevkle yazmaya da devam ediyorum. Siz olmasanız zaten benim burda ne işim var ki? Son olarak da, eğer yeni bölümü merak ediyorsanız panoma yazıp ne durumda olduğunu sorabilirsiniz. Sizi seve seve bilgilendiririm.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Güncelleme: oy sınırı +600 yorum sınırı SINIRSIZ pamuk parmaklardan öperim :*

İyi okumalar

19-Aşk

Jungkook (ehe)

"Bebeğim.. hadi ama çık artık ordan. Seni çok özledim." Diye seslendim güzelime.

Evet güzelim. Benim güzelim, Park Jimin.

Doğduğumdan beri yanımda olan, oyun arkadaşım, sıra arkadaşım, hayat arkadaşım, en yakın arkadaşım olan Park Jimin.

Aşıktım. Çok aşıktım ona. Deli gibi aşıktım ve tanrım, o da bana aşıktı!

Bunun gerçek olduğuna hala inanamıyordum.

Aralanan banyo kapısıyla birlikte içimi kaplayan heyecan daha da artmış, yüzümde engelleyemediğim kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

Gözlerimiz kesiştiğinde "Jungkook.." dedi üzerine sıkıca sarıp sarmaladığı sarı bornozuyla içeri adımlarken.

Tanrım.. şu an öyle güzeldi ki, onu tarif edecek hiçbir kelime bulamıyordum. Gerçi o hep güzeldi. Her an güzeldi ve bu güzelliği kalbime hiç ama hiç iyi gelmiyordu.

"Bebeğim.." dedim ve yanına ulaşıp ondan ayrı kaldığım bu yirmi dakika içinde sızım sızım sızlayan kollarımı sardım ince beline. Elleri hemen boynumu buldu. Alnımı alnına yaslarken burnuma dolan kendi duş jelimin kokusuyla harmanlanmış o eşsiz kokusu kalbimi tekletti.

Tapıyordum kokusuna. Onun her şeyine ayrı ayrı tapıyordum ama kokusu.. işte o benim en büyük zaafımdı.

Bir de minik elleri ve parmakları. Ölüyordum onlar için.

"Seni özledim." Dedim burnumu burnuna sürtüp gözlerine bakarken. Onun da benim kadar heyecanlı olduğunu görmek midemin kasılmasına sebep oluyordu. Kollarımın arasındaki vücudu titriyordu ve ben ağlamak istiyordum.

"Ben de." Dedi gülümseyip. "Ben de seni özledim."

Onunla burda sabaha kadar öylece dikilebilirdim ama hasta olmasını istemiyordum. Bu yüzden burnumu boynuna yaslayıp derin bir soluk çektikten sonra dudaklarımı minik benine bastırıp "hadi güzelim bir an önce giyin." Dedim. "Üşüme."

Beni başıyla onayladığında dudaklarını saniyelik olarak dudaklarıma bastırıp çekti ve ben buna hala alışamadığım için gözlerimi kırpıştırıp ona bakarken o, bu halime gülümsemiş, yanağıma da bir öpücük kondurup onun için hazırladığım kıyafetleri almak için yatağıma yönelmişti.

My Youth Is Yours | JikookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang