23- Gitme

14.2K 920 2.3K
                                    

Selam benim canlarım biz geldik,

Çok beklediniz, çok özlediniz biliyorum ama bu aralar kötü bir dönemden geçiyorum maalesef. Her şey üst üste geldi ve gelmeye de devam ediyor. Önce teyzemin kanser ve 3.evre olduğunu öğrenip şok geçirdik ameliyat oldu, 1 aydır annem ona bakıyor , ben 3-4 günde bir gidip onları hastaneye götürüyorum bir yandan da annem olmadığı için evle ve yiğenimle ilgilenmek zorundayım. Tüm bunları sindiremeden üstüne bir de geçen hafta kedimi kaybettim ve cidden dünya başıma yıkıldı. Çünkü o benim evladım gibiydi. Dün de yeni bir haber aldık, annem ve teyzem covid olmuş.. Muhtemelen eve ziyarete gelenlerden birinden. Ama her şeye rağmen çok şükür nefes alıyoruz diye sakinleştirmeye çalışıyorum kendimi. Sabrediyorum. Güzel günler gelecek diyorum. Atlatacağız bunları inşallah da bu tempo bir süre devam edecek gibi görünüyor, bakalım.

Bu arada sınır da daha dün geçildi.. okuyan sayısı aynı ama oy ve yorumlar yerlerde. Hal böyle olunca zaten berbat olan motivasyon ve moralim daha da düşüyor. Bekleyen ve oy verip yorum atan canım okuyucularım hatrına sınırı 550'ye düşürüyorum. Ve lütfen yorum yapın en azından her şeye rağmen bu hikayeye devam etmeme değsin. Bu bölümü 1 ayda falan yazdım sanırım. Tüm bu kaosun içinde fırsat buldukça ve tam 8600 kelime..

Hepsi bu kadardı, iyi okumalar aşklarım

23- Gitme

"Tanrı aşkına Jungkook, lütfen sevgilim." dedim ağlayacak gibi. "Hadi artık bırak beni de okula gireyim nolursun."

Uzaklaştırma aldığı için benimle birlikte okula gelemiyordu ve o kadar huzursuzdu ki, önce sabah seni ben bırakacağım diye tutturmuş, sonra da "ya başına bir iş gelirse, ya biri sataşırsa, ya biri yavşarsa bla bla" diye diye yazılabilecek her türlü felaket senaryosunu yazarak beni çıldırma noktasına getirmişti.

"Acaba ben okul çıkışına kadar bahçede mi beklesem?" Dedi beni hiç umursamadan kendi kendine konuşarak. "Evet evet en iyisi öyle yapayım. Arabayı park eder içinde otururum. Sonra da çıkışta birlikte döneriz."

"Jungkook." Dedim sert çıkartmaya çalıştığım sesimle. "Seni cidden döverim."

"Bebeğim ne yapayım ama? Aklım sende kalıyor. Ben yanındayken bile o orospu çocukları sana sulanmaktan geri kalmıyor. Ben yokken kim bilir neler yapcaklar. Tanrım.." dedi dişlerinin arasından. "Düşündükçe çıldıracak gibi oluyorum Jimin."

"Hiç bir bok yapamazlar. Hem onların %90'ı seni delirtmek için uğraşıyor benimle. Sen yokken emin ol hiçbiri yanıma gelmez. Gelseler bile ben kendimi korurum Jungkook. Cidden artık endişelenmeyi bırak."

"Söylemesi kolay." Diyerek homurdandı hemen.

"Okuldan sonra doktor randevumuz var unutma. Annem geç kalmayın diye on kez tembihledi. Adam çok yoğun olduğu için bizi araya sıkıştıracakmış."

"Cidden bu kadar çabuk gitmemiz şart mı?" Diye sordu bıkkınca. Öfke sorunları için tedavi olmayı kabul etmişti ve durumu annemlere anlattığımda Jiwon anneyle de konuşup hemen tanıdık bir doktor ayarlamışlardı bile. Fakat benim huysuz tavşanım her zamanki gibi mırın kırın ediyordu.

"Şart." Dedim onu onaylayıp. "Ne kadar erken başlarsak o kadar iyi sevgilim. Hem bak ben de yanındayım." Diyerek dudaklarına bir öpücük kondurduğumda hemen gülümsemiş, "iyiki yanımdasın." Demişti. "Sen hep yanımda ol, başka kimseyi istemem."

"Hep olacağım." Dedim burnumu burnuna sürterek. "Benden asla kurtulamayacaksınız bay Jeon."

Gözlerimdeki gözleri sebebini anlamadığım bir şekilde koyulaşırken, "Jimin.." diye dudaklarıma uzandı yeniden. Ve fısıldayarak konuşmaya devam etti. "Bebeğim biliyor musun benim efendi-köle fantezim var."

My Youth Is Yours | JikookWhere stories live. Discover now