20- En Gözde Çift

13.7K 1.1K 3.2K
                                    

Selam canlarım biz geldik,

Oy sınırı tam olarak geçilmedi fakat yinede sizi daha fazla bekletmek istemedim. Çünkü özlediğinizi biliyorum.

Bölüm, oy sınırını arttırdığım için bu kadar gecikti biliyorsunuz ama bölümleri en az 3k kişi okuyor ve ben bu 3k kişinin yalnızca 600ünün oy vermesini istiyorum. Bence bu yinede oldukça düşük bir oran. Çokça emek veriyorum ve bunun karşılığını görmek istememi de yadırgamayın lütfen.

Ayrıca sevgili oldukları için artık yorumlar da yarı yarıya düştü ve bu benim için üzücü bir durum. Eğer heyecanınızı kaybettiyseniz ve böyle giderse hikayeyi toparlayıp çok uzatmadan bir an önce bitirebilirim. Çünkü bu şekilde zaten yazma hevesim kaçıyor ;(

Neyse, oy sınırı +600 yorum sınırı sınırsız.

Uzun bir bölüm sizi bekliyor. Kontrol etmeden atıyorum hatam varsa affedin, sonra yeniden düzenlerim. İyi okumalar


20- En Gözde Çift

Taehyung

"Tam zamanında.." diyen Yoongi'nin sesiyle arkamı döndüm ve etrafa attığım bakışlarım hızla onu buldu.

"Hoşgeldin Kim." Dedi yamuk gülüşü dudaklarında yer edinirken.

Üzerinde siyah bir eşofman ve yine onunla aynı renkte ona üç beden büyük gelen kısa kollu bir tişört vardı. Simsiyah saçlarına, tıpkı maçlarda olduğu gibi beyaz bir bandana takmıştı ve itiraf etmem gerekirse, bu salaş ve dağınık haliyle bile çok iyi görünüyordu.

Kolunun altındaki basketbol topuysa, neden burda olduğumuzu kanıtlıyordu.

"Min Yoongi." Dedim ben de onun gibi alayla gülümseyip. "Hoşbuldum."

Gözleri beni öyle bir süzüyordu ki, resmen kendimi çıplak gibi hissetmiştim bakışlarının altında.

Eh, süzmekte de haklıydı çünkü ben onun aksine altıma baldırlarımda biten kısa, siyah bir şort, üzerime de koltuk altları neredeyse göbeğime kadar açık olan bir atlet giymiştim.

Madem benimle oynamak istiyordu, o zaman ben de onunla oynamaktan çekinmeyecektim.

"Ben de çok hoş buldum." Dedi topu bana doğru atıp yanıma ilerleyerek. "Nasılsın?"

"Bu fasılları geçsek?" Dedim memnuniyetsizce göz devirip.

"Sabırsızsın." Diyerek kıkırdadı. "Ama bu benim de işime gelir. Oyun basit, yalnızca tek maç. Otuzda biter ve kazanan kaybedenden bir dilek hakkı kazanır."

Diliyle dudaklarını turlarken gözlerindeki tehlikeli parıltılar beni germiyor değildi fakat bunu ona belli etmek gibi bir niyetim yoktu.

Bu yüzden umursamazca omuz silktim ve "kabul." Dedim. "Yalnız dileğimizi şimdiden söyleyelim ki, sonrasında mızıkçılık olmasın?"

"Aslında süprizleri daha çok severim ama pekala.." dedi bana daha da yaklaşıp tam önümde durduğunda. Gözleri gözlerimdeydi ve dudaklarındaki alaycı gülüşün tam üstüne koca bir yumruk geçirmek istememe sebep oluyordu.

"Eğer ben kazanırsam benimle sevişeceksin ve.." dedi vücudumu baştan aşağı süzüp alt dudağını dişleyerek. "Ve altımda olacaksın Kim."

Tamam.. bunu bekliyordum. Bana böyle bir teklifle gelmesini zaten bekliyordum ama şimdi bir kez daha onun ağzından açık açık duymak tüylerimi diken diken etmişti.

Hayatımda hiç altta olmamıştım ve altımdakilere de hiç acımamıştım. Şimdi o konumda kendimi düşündüğümde, hele de Min Yoongi'yle düşündüğümde onun da bana acımayacağını, hatta ekstra sert davranacağını adım gibi biliyordum.

My Youth Is Yours | Jikookحيث تعيش القصص. اكتشف الآن