17- Patlama

10.8K 1.1K 2.8K
                                    


Selam bebeklerim,

Bu saate beklemiyodunuz biliyorum ama şimdi son cümleyi yazdım ve bölümü sizinle paylaşıyorum. Yarısından sonrasını hiç kontrol edemedim umarım batırmamışımdır..

Sınırı artık bir gün dolmadan geçiyorsunuz çünkü hikaye büyüyo ve çok daha fazla okuyucusu var. Buna çooook mutlu oluyorum fakat bir günlük zamanda bölümü yetiştirmem pek mümkün olmuyor maalesef.

Enişteniz de onla ilgilenmeyip sürekli hikaye yazdığım için seri kızgın ;(

Tüm bunları göz önüne alarak oy sınırını yükseltmeye karar verdim ama siz onu da hemencecik geçersiniz aslanlarım benim. +500 olsun. Ve her şeyden önemlisi, Uzun bir bölümle geldim bu yüzden YORUM İSTİYORUM. ÇOK İSTİYORUM. BOL İSTİYORUM.

Güzel okumalar


17- Patlama

"Daha iyi misin?" Diye sordum endişeyle karşımda oturan adama bakmaya devam ederken.

Sahada sakinleşmesi için biraz zaman tanımış, sonra da bize getirmiştim onu. Kavga ettiği çocuksa, hastaneye gitmeyi reddetmiş, kendi arkadaşı ve Tae'nin onu evine bırakmasına izin vermişti.

"İyiyim." Dedi ama hala bir bacağını sinirle sallamaya devam ediyordu. Üstü başı toz ve kan içinde, salondaki koltukta oturuyordu.

"Ben malzemeleri alıp hemen geliyorum." Dedim elimdeki suyu ona uzatarak. "Yaralarına pansuman yapmalıyız."

Beni başıyla onaylayıp elimdeki suyu aldı ve tek dikişte hepsini bitip bardağı sertçe sehpaya bıraktı.

Ne olmuştu, ne için kavga etmişlerdi hiçbir fikrim yoktu. Sormak istiyordum fakat hala siniri geçmemişti. Ve ısrarla kendi evine gitmek istediğinde ben onu zorla buraya sürüklediğimden, üzerine gidersem çıkıp gideceğinden korkuyordum. Biraz daha sakinleştiğinde soracaktım aklımdakileri.

Derin bir nefes verip ilkyardım malzemelerinin bulunduğu dolaba ilerledim. Zaten bu dolabı yalnızca Jungkook için kullanıyorduk. Sürekli kavga edip yaralandığı için ona pamsumanını ben yapıyordum.

Allahtan annem ve babam doktordu da, dikiş atmayı bile öğretmişlerdi bana. Doktor olmak istiyorsan, ilk önce iyi bir müdahale nasıl yapılır onu bilmen gerekiyor demişlerdi ve Jungkook sağolsun, sayesinde bunu iyice pekiştirmiştim.

Malzemelerle birlikte odaya döndüğümde onu kanlı ellerine bakarken buldum. "Hadi gel, önce ellerini yıkayalım, sonra yaralarına bakarız." Dedim elimdekileri sehpaya bırakarak.

"Duş almak istiyorum." Diyerek burnunu çekti. "Üstüm başım leş gibi."

"Olmaz Jungkook." Diye itiraz ettim hemen. "Açık yaran var duş alamazsın. Yara mikrop kapabilir. Önce güzelce temizlemeliyiz onu."

"Bir şey olmaz. Bu şekilde uyuyamam zaten. Eve gitsem iyi olacak." Deyip ayaklandığında "tamam." Dedim omuzlarımı düşürüp. İnat edecekti biliyordum bu yüzden inatlaşmayacaktım onunla.

"Benim odama gidelim. Orda alırsın, sonra da pansumanını yaparız."

Başıyla onaylayıp benden önce merdivenlere yöneldiğinde, sehpadaki malzemeleri alarak arkasından takip ettim onu.

Bana bir şey söylemeden sessizce banyoya girip kapıyı kapattı. Bense sıkıntıyla nefes verip kendimi yatağıma bıraktım.

Gelen su sesini dinlerken gözlerimi sıkıca yumdum. Canım acıyordu. Onun canı acıdığı için benim canım daha çok acıyordu. Kontrol edilemez öfkesi beni her zaman endişelendirmişti fakat bu defa çok başkaydı.

My Youth Is Yours | JikookWhere stories live. Discover now