58. BÖLÜM (ATEŞ AİLESİ)

Start from the beginning
                                    

Hepsi bana ciddi misin der gibi baktı. "Ya tamam birazcık öyle yapıyor olabilirim ama konumuz bu değil. Hadi gidelim hain Mete. Ben senin için neler yapayım sen beni gözlerimin önünde göm." dedim eyvallah der gibi kafa sallarken ve kapıdan çıktım.

Birkaç saniye sonra Mete kolunu omzuma attı. "Seni seviyorum Aslı bunu biliyorsun değil mi? Sen olmasan anne şefkati nedir hiç bilmeyecektim." dedi Mete dolu gözlerle.

Benim de gözlerim doldu. "Sende seni sevdiğimi bil. Eğer sen olmasaydın ben belki şuan yaşamıyor olurdum. Senin için yıllarca hayata tutundum." dedim.

Kafama öpücük koyarken konuştum.  "Ah yeter bu kadar duygusallık. Bugün eski günlerdeki gibi çok eğleneceğiz." dedim.

"Hım... Kendimi sana bırakıyorum." dedi Mete. Sabaha göre daha iyiydi. Akşama kadar onu çok daha iyi yapacaktım. 

Arabaya bindik ve İhsan abiye gideceğiz yeri söyledim. Arabanın hareket etmesinin üzerinden 15 dakika sonra vardık. Mete'nin elini tutup indim. Mete geldiğimiz yere şaşkınlıkla baktı. "Şaka yapıyorsun?" dedi yüzüne yansıyan mutlulukla.

"Eee ne dedik Mete Bey? Eski günlerdeki gibi. O yüzden çocukluğumuzun geçtiği o parktayız." dedim ve elini bırakmadan yürümeye başladım. Tabi o da benle. 

"Baksana kimse yok. Kimseyi annen seni çağıyor yalanıyla salıncaktan indirmek zorunda değiliz." dedi Mete gülerek. Haklıydı ama bunu cidden çocukken yapıyorduk. Mete'nin elini bırakıp salıncaklara koştum. Oda koşarak peşimden geldi. Birkaç dakika sonra ikimizde salıncaklarda yerimizi almıştık. 

"Mete eminim ben senden daha yükseğe sallanırım." dedim gülerek.

"Boşuna hayal kuruyorsun. Beni asla geçemezsin. Küçükken de geçemezdin hep." dedi Mete gülerek.

Ona cevap vermeyip kendimi sallamaya başladım. Benle beraber oda sallanmaya başladı. 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Bence şu bir çiçek." dedi Mete.

"Hımm... Evet, benziyor." dedim. Şuan -parka biraz zaman geçirdikten sonra- parkta bulunan çimlere uzanmış bulutların neye benzediğini bulmaya çalışıyorduk.

"Şu da öpüşen bir çifte benziyor. Ama belli öpüşmeyle kalmayacak bunların ki." dedi Mete. 

Ona gülüp bir tane vurdum. "İzleyip rahatsız etme sende o zaman. Bırak ne yaparlarsa yapsınlar." dedim bende gülerek.

"Aslı şu bir ayı mı yoksa bir Aslı mı?" dedi Mete gülerek.

Gösterdiği yere bakıp kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Komik mi?" dedim. Beni ciddi anlamda kocaman ve ayıyı andıran bir buluta benzetmişti.

"Evet." dedi gülerek. "Konuşmuyorum senle Mete. Bir ayı yapmadığın kalmıştı beni onu da yaptın tam oldu." dedim yerimde doğrulup ona sırtımı dönerken.

O da kalktı. "Tamam tamam küsme şaka yaptım. Ayı değilsin sen yavru ayısın." dedi gülerek.

"Mete!" diye bağırdım. Mete kahkaha atmaktan kırılıyordu. Sinirle yerimden kalkıp bizi bekleyen arabaya yürümeye başladım.

Resmen ayı diyor ya! Nerem ayı benim? Hah hiçte bile! 

"Ya güzelim sen çok alıngansın bugün. Regl misin yoksa?" dedi arkamdan gülerek gelen Mete.

"Aynen Mete reglim asla senin bana ayı demenle alakası yok." dedim. Aslında takılacağım bir şey değil ama eğlendiğini görünce devam ettirmek istedim. 

"Güzelim benim ben şaka yapıyorum vallahi." dedi.

"Biliyorum. Canım sana biraz trip atmak istedi." dedim gülerek. O da güldü ve beraber bir sonra ki durak için arabaya bindik. 

ÖZ AİLEMWhere stories live. Discover now