34. BÖLÜM (KEMOTERAPİ)

21.6K 1.5K 607
                                    

(Multimedya: Ayaz)

ASLI ATABEYLİ

Dışarıdan gelen sesleri algılamama rağmen cevap veremiyordum. Çok üşüyordum ve titriyordum. 

"Çok ateşi var. Hastaneye gitmeliyiz." dedi Demir abim.

Adeta şoka girmiş gibi titriyordum. Hava ne zamandan beri bu kadar soğuktu. Anlıma değen soğuk elle irkilip geri kaçmaya çalıştım ancak tek yapabildiğim hafifçe başımı kıpırdatmaktı.

"Ateşi fazla yüksek. Hastaneye varamadan havale geçirebilir. Tek yapabileceğimiz ılık bir duş aldırmak. Ben duşa sokarken siz doktoru arayın gelsin." dedi Poyraz abim.

Az sonra bir çift kola bana sarılmış ve bedenimi kaldırmıştı. Üzerimden düşen örtüyle soğuk iyice bedenime nüfuz etti. Yanımdaki sıcak bedene biraz daha sokuldum. "Çç-ok soğuk." dedim zorlukla. "Ateşin var ondan üşüyorsun." dedi ve tahminimce odadaki banyoya girdi. 

"Bu sana soğuk gelecek ama ateşinin düşmesi için yapmalıyız." dedi. Ne yapacağını anladığım için iyice sokuldum. Soğuk suyla duş alacaktım. Sımsıkı tuttum beni küvete bırakmaması için. 

"Miniğim senin iyiliğin için hadi bırak beni." dedi. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp mırıldandım. "Ol-maz ç-ok so-ğuk." dedim. Bırakıp da donmaya niyetim yoktu. Ben onu bırakmazken o tekrar hareketlendi. Benle beraber küvetin içine oturdu. Soğuk suyla vücudum zangır zangır titremeye başlamıştı. "Ab-i çı-kar be-ni ç-ok so-ğuk. Lüt-fen." dedim titremeye devam ederken. 

"Olmaz miniğim. Biraz daha dayan. Ateşin düşmeye başlayınca çıkaracağım." dedi abim. Sanki etkisi olacakmış gibi iyice yaslandım ona. Ben titremeye devam ederken dakikalar geçiyordu. 

Biraz sonra abim benle beraber ayağa kalktı. Beni küvetin içinde ayakta durdurup kendi çıktı. Elinde havlumla geri döndü. "Islak kıyafetlerini çıkar. Havlunu buraya bırakıyorum." dedi ve banyodan çıktı. Bende küvetten çıkıp ıslak kıyafetleri çıkarıp havlumu giydim. Banyodan çıkınca odada yalnızca annem vardı. 

"Gel giyinmene yardım edeyim." dedi onaylayıp yanına gittim. Ayakta zor duruyordum. Buraya bile zorlukla gelmiştim. Kıyafetlerimi giyince yatağa geçip uzandım. Hala hafiften üşüdüğüm için üstümü örteceğim sırada annem örtüyü elimden aldı. "Ateşin tekrar çıkar kızım." dedi örtüyü katlayıp sağa koyarken. "Ama anne hala üşüyorum. Lütfen örteyim." dedim uzandığım yerden zorlukla. "Olmaz kızım. Ateşin çıkar. Hem abinler doktoru çağırdı. Birazdan burada olur." dedi annem.

"Anne bitti mi işiniz?" dedi kapının arkasından Araz abim.

"Evet oğlum. Gelebilirsiniz." dedi annem. Hepsi tekrar içeri girdi. Abim de üstünü değiştirmişti. Islak saçlarımı geriye atıp uzandığım yere iyice yayıldım. Ayaz abim hareketlenip banyoya girdi. Çıktığında elinde saç kurutma makinesi ve tarak vardı. Makineyi prize takıp yatağa oturdu. Ben uzanırken o saçlarımı kurutup taradı. Saçım kuruyunca saçıma bir şeyler yapmaya başladı. Sonunda bittiğinde önüme bıraktı. Örmüştü. Tam nerden bildiğini soracaktım ki anlamış olacak ki o açıkladı.

"Küçükken bir arkadaşım kız kardeşinin saçını örerken görmüştüm. O zaman nasıl yapılacağını anlamıştım ama kimseye yapmamıştım. Bugüne kısmetmiş." dedi. Hafifçe gülümsedim. 

Tam o sırada içeri babamla beraber bir adam girdi. Bakışlarımı ona verdim. Yanıma geldi yanında duran çantasını köşeye bıraktı. "Ne oldu?" dedi. "Uyurken aniden ateşi yükseldi. Düşürmek için soğuk duş aldırdık. Sonrada sizi aradık." dedi Kaan abim.

"Anlıyorum. Tipik bir lösemi belirtisi. Korkarım ki daha yolun başındasınız. Bu ve bunun gibi hatta daha şiddetlileri için hazırlıklı olmalısınız. Şimdi sizi muayene edelim." dedi doktor. Yanıma yaklaşıp ateş ölçerle ateşimi ölçtü. 

ÖZ AİLEMWhere stories live. Discover now