9. BÖLÜM (KAZA)

45.7K 2.1K 188
                                    

(Multimedya: Araz)

DEMİR ATABEYLİ

Aslı'yla sinemada karşılaşmamız tahmin edilebileceği gibi tesadüf değildi. Ama sonrasında o bizi onlara katılmamız için davet etmişti ve ilk şaşırsam da sonra hemen kabul etmiştim. Gerçekten çok güzel bir gündü hepimiz için. Açıkçası Metehan denilen çocuğu gerçekten kıskanmıştık. Hatta eminim hepimiz onun yerinde olmayı istemiştik çünkü Aslı'nın Mete'ye olan sevgisini onları hiç tanımayan insan bile çok kolay anlayabilirdi. 

Kaan abim dönme dolapta olanları anlatınca hepimiz hem çok kıskanmış hem de mutlu olmuştuk. Hiç yoktan aramızdan birine yakın hissetmişti kendini.

Aniden aklıma abimlerle sinemada Aslı'nın yanına kim oturacağını tartıştığımız zaman gelince sırıttım çünkü kazanan ben olmuştum. Aslında biraz hile yapmıştım ama ne demişler savaşta her şey mubahtır. Olay şöyle olmuştu Aslı'nın peşine taktığımız adam arayıp Aslı'nın Mete ile sinemaya geldiğini öğrendiğimizde hepimiz evde oturuyorduk. Sonra Ayaz abim bizde gidelim tesadüfen karşılaştık deriz ve Aslı'yla zaman geçirmiş oluruz dediğinde hepimiz ayaklandık.

''Şimdiden söyleyeyim sinemada Aslı'nın yanına ben oturacağım.'' dediğimde hepsi bana sinirle dönmüştü. Ama üstün zekamı konuşturup ''Herhalde annem ve babamdan gizli çevirdiğiniz işleri öğrenmelerini istemezsiniz.'' dedim. Aslında böyle bir şey var mı bilmiyorum ama yine de sakladıkları şeyler olduğunu biliyorum çünkü her insanın vardır. Ben böyle deyince hepsi bana daha sinirli bakmaya başladığında imayla göz kırpıp''Ann-'' ''Tamam seni pislik tamam. Ama dua et şuan geç kalmak istemiyorum yoksa gösterirdim ben sana tehdit etmeyi.'' bal gibi de biliyordum ama onların zamanı yoktu. Bunun için ''Tabi tabi.'' deyip arabaya doğru ilerlemeye başlamıştım.

Onların o halleri aklıma gelince gülmeye başladım. Şuan hepimiz solana toplanmıştık ve babam ile annemi bekliyorduk çünkü bize bir şey anlatmalılarmış. Abim bana kafayı yemişim gibi bakmaya başlayınca ''Aslı'nın yanına oturmak için sizi nasılda kandırmıştım ama?'' dedim. Onlarda hatırlamış gibi sinirle bana bakmaya başladılar. ''Kandırdım mı dedin sen?'' dedi Araz abim.

''Evet sizde hemen inandınız ve ben karlı çıkıp sinemada Aslı ile oturdum.'' dedim.

''Seni küçük . . .'' tam Ayaz abim yaratıcılığını kullanıp bana saydırmaya başlayacaktı ki salona giren babamla susmak zorunda kaldı.

''Ne oluyor çocuklar yine?'' dedi babamın arkasından salona giren annem.

Annemin sorusunu es geçip konuşmaya başladım. ''Asıl size ne oluyor, niye bizi buraya topladınız? Yoksa yine mi abi oluyorum?'' dedim. Bu solandakilerin yüzünde buruk bir tebessüm oluşturmuştu.

''Hayır ama kardeşine kavuşuyorsun.'' dedi babam. Biz ona anlamamış gibi bakarken -niye çünkü anlamadık- babam devam etti.

''3 gün önce siz kardeşinizle sinemaya gittiğiniz gün annenizle Aslı'nın fotoğraflarına bakıp sohbet ederken çalışanlardan biri elinde bir zarfla geldi. Zarfı açıp baktığımda içinden bir not çıktı ve notta 'Kızının erkek çocuk istediğin gerekçesiyle onu terk ettiğini düşünmesini istemiyorsan elini çabuk tut Mehmet Atabeyli . . .'  yazıyordu durum böyle olunca biz bir karar verdik ve Aslı'ya tüm gerçekleri en kısa zamanda anlatacağız.'' deyip cümlesini tamamladı ve tamamladığı gibi solana bir bayram havası çöktü.

Akşam eğlenceli ve bol neşeli geçen yemeğin ardından salonda oturmuş televizyon izliyorduk. Aniden çalan telefonla hepimiz Kaan abime döndük. Kaan abim telefon ekranına bakıp bize döndü ''Aslı'yı takip eden korumalar.'' deyip telefonu cevapladı. Abimin elinden düşen telefonla hepimiz ona döndük ama onun söylediği şeyle hepimiz donup kaldık.

ÖZ AİLEMWhere stories live. Discover now