42. BÖLÜM (VURULMA)

19.6K 1.4K 328
                                    

(Multimedya: Aslı)

ASLI ATABEYLİ

"Abi hadi geç kalacağız kahvaltıya." diye bağırdım. Evime bir günlükte olsa dönüyordum ve çok heyecanlıydım. Evimi çok özlemiştim. Abimde gelirse çıkacaktık.

"Ne bu acele? Daha kahvaltıya 1 saat var Aslı. Hem bağırıp durma boğazın ağrıyacak. İlaçlarını çantana koydun mu? Maske ve eldiven aldın mı? Tenine güneş vurmaması lazım. Umarım açık giyinmemişsindir." dedi abim yanıma gelirken. Üstümü süzdüm. Bir şort ve yarım bir tişört giymiştim.

Abim yanıma gelip üstümü süzdü. "Miniğim bak hastanede istediğin gibi giyinmene bir şey demiyorum ama böyle dışarı çıkamazsın. Bunu seni kısıtlamak olarak algılama. Yanında ben olduğum sürece istediğini giyersin ama şuan böyle dışarı çıkamazsın. Hava fazla sıcak ve güneş tepede. En son güneşe çıktığımızda olanları hatırlıyor musun?" dedi. Hatırlıyordum, bayılmıştım. Tenim zaten narinken bu hastalıkla beraber en ufak bir şeyden etkilenir olmuştu. 

Gülümseyerek konuştum. "Haklısın abi. Gidip değiştireyim." dedim ve çantamı yere bırakıp dolaba ilerledim. Beyaz bir tişört ve asker yeşili bir tulumu alıp giydim. Kafama tulumla aynı renk bir şapka geçirdim ve beyaz sporlarımı giydim.

 Kafama tulumla aynı renk bir şapka geçirdim ve beyaz sporlarımı giydim

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Sanırım bu daha iyiydi. Abim beni beğeniyle süzdü. "Aferin benim miniğime." dedi abim.

"Hadi çıkalım. Geç kalmak istemiyorum." dedim. 

"Tamam tamam. Zaten biraz daha kalsak sen beni sürükleyerek götürecek gibisin." dedi gülerek.

"Ne, hiçte bile. Sadece biraz hızlan istiyorum. Sen yata yata hantallaştın." dedim. Kaşlarımı alayla kalktı.

"Ben mi hantallaştım? Sence bu kaslarda hantallığın göstergesidir herhalde. Bana hızlan diyorsun ama hala maske ve eldivenlerini giymemişsin." dedi. 

"Bir kere ben sen gelince takacaktım onları. Hem kasların var diye hantal olmayacak mısın?" dedim.

"Demek istediğim ben hantal olamayacak kadar sağlıklı, dinç ve kaslıyım." dedi.

"Ne abarttın be şu kaslarını. Vallahi Demir abim bile bu kadar kendini övmez." dedim.

"Ben mi kendimi övdüm. Sen hantal dedin bende olmadığımı söyledim. Hem az önce çıkalım diye bağırmıyor muydun? Hadi tak maske ve eldivenini." dedi abim. Dediklerini yaptım.

"Aslı şimdiden uyarıyorum. Sonra ısrar etmeyeceksin. Bir: kimseyle sarılmayacaksın, uyumayacaksın. İki: Kimseye çok yaklaşmayacaksın. Üç: Yemeğine ve ilaçlarına çok dikkat edeceksin. Dört: Kendini yormayacaksın. Beş: Maskeni bir şey yemek dışında çıkarmayacaksın." dedi abim.

"Tamam bir tanem. Söz hepsini yapacağım." dedim çantamı yerden kaldırırken. Gelip kolunu omzuma attı ve çıkışa yöneldik. "Sen az önce ne dedin? Hoşuma gitti bir daha söylesene." dedi abim. "Peki bir tanem." dedim gülümseyerek. Gülümsedi. "Hım pek güzelmiş. Bir daha söyle de ses kaydına alıp abinleri çatlatayım." dedi gülerek.

ÖZ AİLEMDonde viven las historias. Descúbrelo ahora