5. BÖLÜM(ACILAR)

59.7K 2.7K 471
                                    

(Multimedya: Demir)

 ASLI ÇEVİK

  Sabah kalkıp okul formalarımı üstüme geçirdim. Ve vücudumda açık kalmış yaraları kapatıcıyla kapattım. Normalde makyaj yapmayı seven bir insan değilim ama böyle durumlarda mecbur kalıyorum. Kahvaltıyı hazırlayıp evden çıktım. 

Şu son 1 haftadır ben nereye gitsem peşimden gelen bir araba var ve bunu benim hiç hoşuma gitmeyip korkutuyordu. Ancak bunu kimseye de söyleyemiyordum çünkü elimde belli bir kanıt yoktu. Aslında Metehan'a söylesem bana inanır ama onu da yok yere telaşlandırmak istemiyorum.

Okula varınca hemen Mete'nin yanına gidip sarıldım. O da bana sarılınca belimdeki yaralar yüzden ağzımdan istemsiz bir çığlık koptu. Mete hemen konuşmaya daha doğrusu endişeli bir şekilde bağırmaya başladı. '' Yine dövdü seni değil mi o şerefsiz. Sana diyorum Aslı bırak ben gidim onu bir güzel haşat edim ve seni de yanıma alayım ama sen yok diyorsun. Sen kendine acı çektirmeyi seviyor musun?'' Mete'nin dediği cümlelerle akmaya hazır olan gözyaşlarım akmaya başlamıştı.'' Ben sanki çok mu seviyorum sanıyorsun böyle yaşamayı sabah akşam diken üstünde. Her an bir yerlerden babam çıkıp gelecekmiş de beni dövecekmiş gibi. Ya da her gece kabuslarla uyanarak. Ya da 10 yaşımdan beri eşek gibi çalışıp tüm paramı onlara vermeyi seviyorum mu sanıyorsun. Denemedik mi gelmedim mi yanına ama bak ne oldu yine onların eline düştüm.'' bende bağırmıştım. Ama haklıydım denemiştik ama olmamıştı çünkü reşit değildim ve bana şiddet uyguladığını bir türlü kanıtlayamamıştım. Darp raporlarım vardı ama o bir şekilde yırtmayı başarıyordu her seferinde. Ve başardığı gibi o zamana kadar yaptıklarının daha fazlasını yapıyordu. 

  Hemen oradan uzaklaşmaya başladım. Mete arkamdan bağırıyordu ama ben ona bakmadan ağlayarak ilerliyordum. Peşimden gelmeyeceğini biliyordum çünkü böyle anlarda yalnız kalırım hep ve o da bunu bilip arkamdan gelmez. Aslında çok fazla böyle tartışmayız ama konu bu olunca o fazla korumacı oluyor biliyorum beni korumak için yapıyor ama artık onun dediği gibi yapamayız çünkü o artık reşit ve ben değilim bu durumda babam olacak o şerefiz Mete'yi beni kaçırmakla suçlayabilir. Yoldan geçen bir taksiyi çevirip bindim

  Sonunda gitmek istediğim yere varmıştım. Her canım yandığında geldiğim yere gelmiştim. Beni  her şeyimle kabul eden bu uçurum. Tüm acılarımın dert ortağı. Her böyle üzüldüğümde buraya gelir kafamı toplayana kadar burada kalırım. Sonra Metelere gider onunla barışırım. Bu hep böyledir çünkü biliriz ikimizin birbirimizden başka kimsesi olmadığını. Mete'nin ailesi tam olarak işkoliktir. Yılın 11 ayı yurtdışındadırlar. Hatta Mete bakıcılarla büyüdü. Ailesinin önceliği işleri olduğu için daha o bir aylıkken işlerine geri dönmüşler Mete'nin anlattığına göre. Böyle işte birbirimizden başka kimsemiz yok.

 Hem bunları düşünüp hem de hiç susmayacak gibi ağlıyordum. Böyle ağlamaya devam ederken yanıma oturan bedenle korkup geriye kaçtım. Yanıma gelen kişiye baktığımda ani bir şok yaşadım çünkü o kitapçıda konuştuğum kişiydi. Ben şaşkınlıkla ona bakarken o konuşmaya başladı.'' İnsanın böyle hüzünlü olduğu dönemlerde bir omuza ihtiyacı oluyor o yüzden ben ve omzum emrine amadeyiz.'' deyip beni kolunun altına aldı. Bende sanki bunu bekliyormuş gibi ağlamaya başladım. Ben ağladıkça o saçımı okşuyordu ve bu beni rahatlatıyordu. Şuan adını dahi bilmediğim bir adamın kolları arasında ağlıyordum ve ben katıksız bir mal olarak resmen güvende hissediyordum. Ancak o saçımı okşadıkça beni bir uyku bastırıyordu. Ve sonunda direnemeyip kendimi bu huzurlu kollarda uykuya bıraktım.    

KAAN ATABEYLİ

Biz Aslı'nın yaşadığını öğreneli 2 hafta olmuştu. Bu süre zarfında ilk hafta gizlice DNA testi yaptırmıştık. Sonuçlar pozitif çıkmıştı ve ondan sonra her şeyi annemlere anlatmıştık. Yakında da tüm her şeyi Aslı'ya anlatacaktık. Bu yüzden hepimizde ayrı bir heyecan vardı. Ama annem de baya fazla vardı sanırım çünkü öğrendikten hemen sonra Aslı'ya evde oda yapmış ve odayı daha şimdiden doldurmuştu.

Aslı'nın çalıştığı kitapçıya gittiğim o günden sonra her yerde gizlice takip ediyorduk onu ama sorun şu ki Aslı'nın sadece bir arkadaşı var ve o da erkek ama sevgili olmadıklarını biliyorduk. Çocukluktan arkadaşlarmış ve bu bizim içimizdeki kıskanç abiyi daha fazla ortaya çıkarıyordu çünkü biz Aslı olmadan yaşarken yanında o çocuk varmış. Ama yine de o çocuğu sevmiştim çünkü bir abi gibi her an Aslı'yı koruyup kolluyormuş.

Ama bir diğer şeyse Aslı tarafından alınmış darp raporlarıydı. Çünkü bu raporların içinde ağır şiddet gördüğüne dair cümleler vardı ve bu durum beni yapmak istemeyeceğim şeylere sürüklüyordu. Ve ben bunu ona yapan kişiyi az çok tahmin edebiliyordum. Aynı zaman da bunu ona benim prensesime bunu yapana 10 katını hiç acımadan yapacağım. 

Ben bunları düşünürken aniden Aslı'nın peşine taktığım korumalardan biri aradı. Hemen cevapladım.'' Ne oldu İhsan?'' 

''Abi Aslı Hanım az önce arkadaşıyla kavga etti. Sonra okuldan ayrılıp bir uçurum gibi bir yere geldi. Şimdiyse burada oturmuş ağlıyor.''

''Tamam sen konup at, ben geliyorum.''

''Tamam abi atıyorum.''

Hemen şirketten çıkıp İhsan'ın attığı konuma gittim. Vardığımda Aslı yerde oturmuş ağlıyordu. Bu görüntü bile canımı sıkmaya yetmişti. İhsanları yolladım ve prensesimin yanına doğru ilerleyip yanına oturdum. O ise ilk bana şaşkın şaşkın baktı. Söylediğim cümlelerden sonra hep yapmak istediğim şeyi yapıp onu kollarımın arasına aldım. Yaklaşık yarım saat sonra kollarım arasındaki beden gevşediğinde uyuduğunu anladım. Yüzüne baktım her zamanki huzursuz yüz ifadesinin aksine huzurlu bir ifade kapatmıştı gözlerini. Kızarmış burnu ve yanaklarıyla öyle tatlı duruyordu ki insanın baktıkça bakasını getirirdi. Yavaşça kucağıma aldım bu minik bedeni. Burnuma dolan kokusuyla yüzümde bir gülümseme oluştu. Hatırladığımdan daha da güzel kokuyordu. 

Onu arabama yavaşça yerleştirip bende sürücü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladım. Eve varınca acaba annemler nasıl tepki verecekler diye düşünüp anneme mesaj yazdım.

'' Eve gelince size bir sürprizim olacak. Herkesi topla.''

 ''Hayırdır oğlum. Gelin mi getiriyorsun bize.'' 

Annemlerin neden beni evlendirmek gibi bir dertleri var anlamıyorum. Benle olan 2  cümlelerinden biri evlilik.

''Anne!!''

''Tamam tamam bir şey demedim. Topluyorum herkesi.''

Telefonu kapatıp arkaya bir göz attım. Uyuyordu hala tabi o kadar ağlarsan vücudun yorgun düşer. Kim bilir neye bu kadar üzüldü de böyle ağladı. Ağlaması bile sinirimi bozarken başkalarının onu ağlattığı gerçeği sinir kat sayılarımı arttırmaya yetiyordu. 

Sonunda eve varınca arkadaki minik bedeni kucağıma alıp eve doğru ilerlemeye başladım. 

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< 

SELAM HERKESE!!!!

NASILSINIZ BAKALIM BUGÜN ?

NASILDI BU BÖLÜM ??

OY VERİP , YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN :))

ÖZ AİLEMOnde as histórias ganham vida. Descobre agora