İkinci Kitap-31. Bölüm

En başından başla
                                    

"Tek biz mi gideceğiz?" diye sordum. "Hem zaten iki gün kaldı? Yarın piknik yapılacakmış ormanda ve son gece kamp. Lütfen kalalım. Lütfeeen!"

"Hayır. Bizim erkeklerde geliyor ama kızları bilmiyorum." dediğinde kafamı salladım.  "Ayrıca hakikaten ne zaman olduğunu bilmiyorum. "

"Sen ciddi olamazsın be çocuk?" dedim omzuna vurarak. Daha sonra ellerimi açıp dua ettim. "Allah'ım lütfen tatilden sonra olsun."

"He amin, he."

"E hadi arayıp sorsana!" 

"Tamam, ne bağırıyorsun?"

"Bağırmadım, hadi ara." dediğimde gözlerini devirip telefonunu eline aldı ve 'mafya' yazan isme dokundu. Mafya neydi? Çocuğun ismi mi mafya mıydı? Hoparlöre alıp bıkkınca beklemeye başladı.

"Ne var oğlum?" Mafya denen çocuğun cevaplandırma şekline şaşırıp geri gittim.

"Çok nazik ama bu." dedim.

"Yenge sen misin?" dedi bir anda.

"Evet benim, mafya. Lütfen erkek arkadaşım sizi aradığında daha nazik cevaplayın. Bilirsiniz o çok naziktir."

"He bacım, he. Dakikası bitmesin diye beni hiç aramaz!"

"Aa! Aynı muameleyi bana da yapıyor!" dedim.

"O yüzden aramayı doğru cevaplandırdım bence."

"Ucundan haklı olabilirsiniz."

"Ben buradayken, telefonu tutarken, beni çekiştirmeniz de ayrı olay!" diyerek sitem eden Sefa'ya güldüm.

"Lan yenge, Sefa da mı oradaydı?"

"O seninle konuşacaktı ama aşırı nezaketinden (!) dolayı dayanamadım ben konuştum." dediğimde karşı taraf güldü.

"Bu arada yenge adım, Bedirhan. Bazen Bedo, bazen Mafya oluyorum."

"Anlıyorum."

"Neyse ne!" diyerek araya girdi Sefa. "Ne zaman askere gidiyorsun?"

"Haftaya Çarşamba uğurlama var işte."

"Ha tamam o zaman. Çok Şirin geçti." dedi Sefa.

Anlamayarak ona baktım. "Makbule değil miydi o?" diye sordu Bedirhan.

"Hayır.  Bana Şirin oluyor." deyip sırıttığında, gülümsedim.

"Aşık olmuş lan, hemde bayağı!" dedi Bedirhan. "Tamam, kapat. Yengeye selam."

Sefa daha konuşmadan Bedirhan konuşmayı kapatınca ikimiz tam dışarı çıkmak üzereydik ki Sefa'nın yine telefonun çalmasıyla durduk. "Uf babam arıyor." dedi ve cevaplandırıp telefonu kulağına götürdü.

"Alo... İyiyim baba, sen nasılsın?... Hayır tatildeyim... Gelinin yanımda." dediğini duyduğumda koluna vurdum. "Sesin gitti bir daha söyle... Annemle mi konuştun?... Dalga mı hasta olmuş? E ben ne yapayım? Geçmiş olsun. İlaç verin iyileşsin... Tamam tamam sustum... Neden?... İstemiyorum demiştim daha önce sana... Sonra konuşalım mı?... Hadi Allah'a emanet ol."

Telefonu kapatıp sıkıntıyla bana baktı. "Ne oldu?" diye sordum.

"Yok bir şey. Hadi gidelim." dediğinde kafamı salladım ve beraber evden çıkıp tekrar onların yanına gittik. Ateşin başına oturup Duygu'ya baktım.

"Ne zaman konuşacaksın?" diye sordum.

Durdu, bir süre Hazar'a baktı. "Şimdi." dedi ve ayağa kalkıp Hazar'ın yanına gitti. Ben ise aralarının bozulmaması için dua ettim. Duygu gidecek miydi acaba?

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin