İkinci Kitap-25. Bölüm

En başından başla
                                    

"Onun farkındayım zaten aptal." diyerek konuştum. "Sen niye buna karışıyorsun?"

"Allah'ım sen bana sabır ver!" dedi ve yüzüme doğru yaklaştı. "Sen, Sefa'yı aldatıyormuşsun gibi göstermeye çalışacaklar kızım, anlasana!"

"Anladım." diyerek konuştum. "Peki sen neden ilişkimize bir şey olmasın diye uğraşıyorsun?"

Yutkundu ve hüzünle baktı gözlerime. Ellerini iki yanıma dayayıp konuştu. "Sefa'nın, kardeşimin, bir daha aynı şeyleri yaşamasına izin vermem, veremem. Onu bir daha o duruma sokup, öylece izleyemem."

Bir süre yüzüne baktım. Ayberk'te bir şeyler vardı ve benim bunu kesinlikle çözmem gerekiyordu. Yan taraftan gelen sesler ile Ayberk'in kolunun üzerinden kafamı çevirdim.

Sefa bize bakarken elinde ki kırmızı gül yere düştü. "Nikahına beni çağır sevgilim. İstersen şahidin olurum senin. Bu adam kim diye soran olursa, eski bir tanıdık dersin sevgilim." diye mırıldandı ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Ne saçmalıyordu bu?

Ayberk'i itip arkasından ilerledim. "Sefa!" diyerek ona seslendim.

Hızla uzaklaşırken arkamdaki Ayberk'e baktım. Şaşkınca bana bakıyordu. "Ya onlardan birisin ve bilerek beni oyaladın. Ya da," dedim ve yutkundum. "istemeyerek, Sefa'ya tekrar o günleri yaşattın."

--------

Sabah keyifsizce uyandım ve yatağımı toplayarak kıyafetlerimi değiştirdim. Daha sonra odadan çıktım ve salona girdim. "Ne oldu Şirinem?" diye sordu Semra.

"Hiç." dedim ve kanepeye oturdum. "Kahvaltıyı biz mi hazırlayacağız?"

"Hayır." dedi Ece. "Biraz önce Serpil hoca geldi. İleride büyük bir bina var ya. Orada kahvaltı edilecek."

"Anladım." dedim. Hepimiz evden çıkarken büyük bir kalabalık şeklinden binaya doğru ilerliyorduk. Masalara yerleştiğimiz sırada erkeklerde bize katıldı. Sefa'nın bana hiç bakmadığını fark edince sesli bir nefes aldım ve kahvaltımı etmeye başladım.

Gözlerim sürekli Sefa'ya kayarken bir anda bana bakıp konuşması şaşırmama sebep oldu.

"Ne bakıyorsun?" dedi Sefa.

Sadece baktım. "Ne oldu?" diye sordu, Buse.

"Ya yine birbirlerine bulaşıyorlardır." dedi Ozan.

"Niye bunlar mikrop mu?" diye sordu, Şeyma.

"Hah espri yaptı."

"Uf sus be!"

Sefa, bana ölümcül bakışlar atarken gözlerimi kaçırıp kahvaltımı ettim. "Harbiden ne oldu?" diye fısıldadı Emir.

"Yok bir şey." dediğimde bacağımı cimcikledi ve koluyla omzuma vurdu. Dizimin acısıyla yerimde kıpırdandım. O anda Ayberk'in bana üzülerek baktığını gördüm. Sinirle ona bakıp önüme döndüm.

Sefa Ayves...

Kahvaltı boyunca Şirin'in beni izlediğini hissetmiştim ve bana bakmadığı anları fırsat bilerek ona bakmıştım. Üzgün görünüyordu ve bana açıklama yapmak ister gibi bir hâli vardı. Tabii ki onu dinleyecektim. Bazen bir şeylere inanmanız için gözleriniz yetmiyordu. Gözlerinizin bilmediği şeyi, karşı tarafın açıklamalarını dinleyerek kulaklarınız hâlletmeliydi. Onu dinleyecektim ama önce Ayberk ile konuşacaktım. Benimle, sevdiğim kızlarla derdi neydi, merak ediyordum.

Gözlerimin Şirin'de takılı kaldığını fark ettiğimde gözlerimi kaçırıp hemen kahvaltımı ettim ve daha sonra ayağa kalkarak arkadaki masada oturan Ayberk'e bakış atıp, benimle gelmesini istedim. Gözlerini devirip ayağa kalktı ve beni takip etti. Dışarı çıktığımızda binanın arka kısmına doğru yürüdüm.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin