"Ne oldu?" dedi Sefa.

"Ceylin, Almanya'ya geri döndüğünde bizi hiç iyi olarak anlatmayacak." dedim.

"Seviyorlar mı ki zaten bizi?" dedi Sefa. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur."

"Aynen." dedim.

"Ya kaptan!" diye kükredi Ozan. "Açar mısın oradan Elazığ çiftetellisi?"

"Tabi." dedi şoför. Minibüste Elazığ çiftetellisi çalınca çoğu oynamaya başladı. Sefa da oturduğu yerden oynayınca gülmeden edemedim.

"Şarkıyı alalım." dedi Ece ve ayağa kalktı. Şoför şarkıyı kapatınca hepimiz Ece'ye bakmaya başladık.

Ama onun yerine dikkatleri üzerine çekti Emrah. "Elazığ ucun çarşı-"

"Ya o değil." dedi Ece. "Kar mı yağmış şu Harput'un başına!"

"Gurban olam toprağına daşına daşına daşına amaaann!" diye bağırınca Sefa, hepimiz ona baktık. "Ne var? Ben de Elazığlıyım, bende söylerim alla alla."

Bir süre sonra Harput'a geldiğimizde teker teker indik. Hafiften kar yağmaya devam ediyordu. Çok güzeldi gerçekten.

Kafama yediğim darbeyle arkama baktım. Sefa bana sırıtarak bakıyordu. Cebimden çıkardığım eldivenleri elime geçirdim ve yerden kar alarak Sefa'ya doğru gittim.

"Kaçsana." dedim.

"Bana gelen darbeden kaçmam ben." dedi ve yüzüme kar topunu geçirdi. "Darbeye darbeyle karşılık veririm."

Elimdeki kar topu bir anda yere düştü. Ellerimle hemen yüzümü temizledim. Cidden soğuktu ama güzeldi.

"Ama kaçmazsan zevkli olmaz ki." dedim.

"Evet. Bu yüzden boşanalım." dediğinde gülmeden edemedim.

Daha sonra yere eğilerek bir kar topu aldım ve Berfin'den kaçan Sıla'nın yüzüne elimde ki karı geçirdim. Sıla birden yere düşünce Berfin ve ben gülmeye başladık.

"Gülmeyin lan kankama!" diye bağırdı Kadir ve Sıla'ya doğru eğildi. Biz onu kaldıracağını zannederken o Sıla'yı resmen kara gömdü.

"Hain!" diye bağırdı Sıla ve ona çelme takarak yere düşürdü.

"Şirinem!" diye bağıran Mert'e baktım. Ona baktığım an yüzüme kar topu yemem bir oldu.

"Nedir ya? Hep yüzüme nişan alıyorlar." diye fısıldadım. Daha sonra yüzümü temizleyip kaçan Mert'in peşinden gittim. 

Mert, bir anda durunca bende ona çarpıp durdum. Onun baktığı yere baktığımda Berfin ve Ozan'a bakıyordu. Mert birden karın üzerine oturup yeri yumruklamaya ya başladı. "Kıskanma Mert. Kıskanma Mert." diyerek konuşunca gözlerimi irileştirip yanına diz çöktüm.

"Ciddi misin?" dedim şaşkınca.

"Burada olmaman gerekiyordu." dedi ve sırt üstü kendini kara attı.

"Vay be." dedim. Hâlâ inanamıyordum. "Ama o Ozanı seviyor."

"Sen ne diyorsun kızım?" dedi ve gülümseyerek doğruldu. "Ozan, onula sevgili olmak için benden izin aldı."

"Harbi mi?"

"Ah, bunu söylememem gerekiyordu!" dedi ve yüzünü kara soktu. Bu yaptığı harekete güldüm. Dönüp diğerlerine baktığımda ise hepsi birbirine girmişti. Gözlerim Sefa'yı aradı bir an.

Duygu ile birbirlerine kar atıyorlardı. Acaba hoşlandığı kişi Duygu muydu? "Tabi ya! Bu benim aklıma niye daha önce gelmedi?!"

"Ne?" diye sordu bana bakan Mert.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin