Zilin çalmasıyla hoca ayağa kalktı. "Çocuklar içeri girme zili çaldığında herkes bahçede olsun." dedi hoca. Biz de kafamızı salladık.

Ece ile aynı anda Sefa'nın başına dikilince gülümsedim.

"Sefa!"

"Sefa!"

İkimiz de aynı anda konuşmuştuk. Sefa başını kaldırıp ikimize baktı. "Ne var?!" dedi sinirle.

"Ne konuştunuz Irmak ile?" diye sordu bizim yerimize, Selin.

"Çıkma teklifi ettim."

"Ne?!"

Tüm sınıf hepimiz aynı anda bağırmıştık. Hazar ve Salih hariç herkes Sefa'nın başına toplanmışlardı.

"Lan ciddi misin?"

"Sen ve Irmak. İnanamıyorum."

"Lan sevmiyordun hani?"

"Ulan senden hızlısı mezarda."

"Yani Emrah bile Ece'ye bu kadar çabuk açılmadı."

"Ne alaka ben?"

"Ya kes uf."

"Ay kanka sen ne şerefsizsin."

"Niye lan?" dedi Sefa.

"Sevmiyordun kızı!!"

Herkes sessizliğe bürünüp bana bakmaya başlamışlardı. Gaza gelip bağırmıştım.. Elimle hemen kafamı kaşıdım ve güldüm. "Gaza geldim." dedim.

"Bu kız çabuk gaza geliyor." dedi Kadir.

Zil çalınca hepimiz Sefa'nın sırasından ayrıldık. "Şaka yaptım lan! Teklif falan etmedim!" diye bağıran Sefa'ya baktık tekrar.

"Bu çocuk çok şımardı."

"Ben bunu döverim."

"Bizi kandırmayı seviyor."

"Biz de bir gün onu çok pis kandıralım."

"Olur olur."

"Konuşalım sonra."

Konuşmalarına güldüm ve sınıftan çıkan Sefa'yı takip ettim. Arkasına geçip yanaklarını sıktım.

"Tacize uğruyorum." dediğinde önüne geçtim ve güldüm. "Bakıyorum da çok sevindin."

"Tabi ki sevindim." dedim ve bahçeye indim.

Yağmur durmuştu ama yerler bayağı ıslaktı. Diğerleri de gelince hepimiz bir köşede beklemeye başladık. Bahçeye minibüs girince hepimiz teker teker bindik. Hazar'ın yani boştu ama Sefa, Duygu'yu iterek onun yanına oturttu. Daha sonra beni de kendi yanına çekti.

"Neden Duygu'yu oraya ittin?" diye sordum.

"Sen oturma diye." dediğinde dirseğimle karnına vurdum.

"Düşman mısın bana?"

"Evet."

"Ateşkes."

"Ateşkes."

Hazar Dere...

Sefa'nın Duygu'yu yanıma itmesiyle şaşkınca ona baktım ama o bana bakmıyordu. Kafamı çevirip Duygu'ya baktığımda bana bakıyordu.

"Nasılsın?" diye sordum.

"İyiyim sen?" dedi.

"İyi Allah'a şükür."

Serpil Hoca da minibüse bindiğinde Şirin bir anda ayağa kalktı. "Durun!" diyerek konuştu.

"Ne oldu Şirin?" diye sordu hoca.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİWhere stories live. Discover now