43. BÖLÜM (İYİLEŞME)

Start from the beginning
                                    

"Kat 12'ye gitmeliyiz o halde. Adnan Bey'in odası orada." dedim.

"Tamam." dedi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bir haftadır olduğu gibi yine odaların önündeki sandalyelere oturmuş abimlerin uyanmasını bekliyorduk. Hepsi odamda kalmamı, hasta olduğumu söyleseler de reddedip burada oturuyordum. Doktorlar uyumalarının normal olduğunu vücutlarının toparlanması için uyuttuklarını söylemişti. İkisinin de yaraları ağırdı. 

Ailemden diğerleri -amcamlar, babamlar- her gün geliyor ama gece kalmalarına izin vermiyorduk. Bir hafta önce dediğim her şeyi yapmıştık. Ayaz abimle hala konuşmuyordum. Pişmandı ama kırılmıştım. Annem harap olmuştu. Babam her gün sakinleştirici verdiklerini söylemişti.

Dönen başımı umursamadan Poyraz abimin camına doğru adımladım. İlaçlarımı kullanamıyordum, pek de izole ortamlarda bulunduğum söylenemezdi, maske kullanmıyordum. Resmen iyileşme yoluma kendi elimle taş koyuyordum. Ama elimde değildi. Onlar bu haldeyken kendime bakmak içimden gelmiyordu. Herkes ne kadar ısrar etse de kabul etmiyordum. 

Cama varınca uyuyan abime baktım. İlk güne oranla daha iyiydi. Başımda dönmeye devam ederken göz kapakları hareket edip aralandı. "Abim uyandı!" diye bağırdım. Abim bakışlarını bana çevirince gözlerimiz birleşti. O sırada burnumdan akan kanı hissettim. Abimler hızla yanıma gelirken benim gözlerim kapanmaya başladı. Daha fazla dayanamayacağımı anlayıp kendimi bıraktım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Başımdaki derin ağrıyla gözlerimi açtım. Hastanedeki odamdaydım. Kolumda serum vardı. Odaya göz atınca Araz abimin koltukta uyuya kaldığını fark ettim. Sessiz olmaya dikkat ederek ayağa kalktım. Serum askısıyla yürüyerek yatak örtüsünü alıp abimin üstüne örttüğüm sırada gözlerini açtı. "Neden ayağa kalktın? Hemen yatağına dön bebeğim." dedi abim ayağa kalkıp beni yatağıma yönlendirirken. 

"İyiyim ben. Poyraz abimin yanına gitmem lazım. En son uyanmıştı." dedim. 

"Evet evet iyisin. Onun için bayıldın. Vücudun enfeksiyon kapmış. Bu odadan çıkamazsın artık. Daha fazla risk alamayız. Abim iyi merak etme." dedi abim.

"Ne demek çıkamazsın? Abimin yanına gitmem lazım." dedim.

"Duydun işte çıkamazsın. Tam bir gündür uyuyorsun. Kaan abim de uyandı. İkisi de iyiler. Normal odaya alındılar. Ve sen tamamen iyileşene kadar bu odadan dahi çıkamazsın. Doktorun kesin emri var." dedi abim.

Gözlerim doldu. Ne dediğinin farkında mıydı? Abimleri görmem lazım. Kaan abimde uyanmış. Bir gündür uyumakta ne demek? "Geç yatağına bebeğim. Buradan çıkana kadar senin yanında ben kalacağım artık. Abimlerde iki gün sonra hastaneden çıkacaklar." dedi abim.

"Onları görmem lazım. Lütfen abi. Çok özledim. 5 dakika bile yeter. Lütfen." dedim.

"Olmaz işte Aslı. Lafımı dinle. İyileşince rahat rahat göreceksin. Onun için şimdi sağlığımıza dikkat ediyoruz. Hadi bakalım senin için yemek istemiştim. Onları ye. Sonra banyo yapman lazım. Üstündekiler mikrop içerebilir. Malum bunlarla tüm gün hastanede dolaştığın için." dedi abim.

"Umurumda değil. Yanlarına gideceğim." diyerek kolumdaki serumu çıkartıp kapıya yöneldim. Kapı kolunu tutup indirdim ama kapı açılmadı. "Aç kapıyı." dedim.

"Açacak olsam neden kilitleyeyim?" dedi.

"Aç kapıyı dedim sana. Abimlerin yanına gideceğim." dedim.

"Aslı, bebeğim bak mantıklı düşünemiyorsun. Düşünsen bunun daha iyi olduğunu bilirsin. O yüzden ben gelip zorla yatırmadan sen kendin geç otur." dedi abim.

ÖZ AİLEMWhere stories live. Discover now