33. BÖLÜM (DÖNDÜK)

Start from the beginning
                                    

Herkes oturunca garson gelip menüyü verdi. "Ben hamburger istiyorum." dedim. Poyraz abim "Daha sağlıklı beslenmelisin. Olmaz." dedi. Tam ağzımı açıp konuşacağım sırada Kaan abim konuştu. "Prensesim abim haklı. Daha sağlıklı bir şeyler yemelisin. Mesela domates çorbası ve balık yiyebilirsin." dedi. Ona göz devirip menüye döndüm. Zaten Trabzon'da her türlü balık yemiştim. 

"Bir kase mercimek çorbası lütfen." dedim garsona menüyü uzatırken. Hepsi siparişlerini verince garson yanımızdan ayrıldı. "Bir kase çorbayla doyabilecek misin?" dedi Araz abim.

"Midem de tutabilirsem doyacağım." dedim. Doğrusu buydu. Zaten midemde tutmak zorken bir de zorla yediğimde iki katı zor oluyordu. Telefonumu çıkarıp instagrama girdim. Boş boş gezinirken önüme konulan çorbayla telefonumu kapattım. Kaşığı elime alıp yavaşça içmeye başladım. 

"Odaların birleşimi bitti miniğim." dedi Poyraz abim yemeğime odaklanmışken.

"Ne?" dedi tüm diğer abi tayfası. Tabi onların haberi yoktu bundan.

"Miniğim ile odaları birleştirdik ki bence çok doğru bir zamanda oldu çünkü bu sürede Aslı'nın fazlaca yardıma ihtiyacı olacak." dedi Poyraz abim. Konu oda birleştirmekten ne ara hastalığıma gelmişti ki.

"Hay Allah'ım ya. Zaten çok az görüyorduk. Şimdi hiç göremeyiz." diye sessizce söylendi Araz abim. Abimin kulağına yaklaşıp fısıldadım. "Korkma geceleri kaçıp geleceğim yanına. Kollarından daha rahat yatak mı var?" dedim. Gülümsemeye başladı.

"Kesinlikle kollarım seni bekleyecek." dedi oda fısıltıyla.

"Bence iyi olmuş. Aslı'nın her an yanında olabiliriz. Ya da acil bir durumda müdahale etmemiz geç olmaz." dedi Ayaz abim. O yine mantık kısmından bakıyordu. Telefonuma gelen bildirimle elimdeki kaşığı bırakıp telefonumu elime aldım.

Demir Abim: Pışt fare eve gittiğimizde üstünü değiştirdiğin gibi odama gel. Aç olmayı unutma.
Siz: Yoksa düşündüğüm şey mi?
Demir Abim: Bilemem. Gelince görürsün.
Siz: Merak etme kesin geleceğim.

Ah benim canım abim. Nasıl da düşünürmüş beni. Gülümseyip telefonu kapattım. Demir abime bakınca çaktırmadan göz kırptı.

"Ne oldu miniğim?" dedi Poyraz abim.

"Hiç. Metehan geldiniz mi diye sormuşta ona cevap verdim." dedim. Yalan bir gün bir ölse kesin ilk ölecek ben olurum. Abim kafa salladı. Bende tadını hiç beğenmediğim çorbayı içmek için kendimi zorladım. Yarısı bitince bıraktım. "Ben doydum." dedim. 

Ayaz abim bir bana bir de tabağa baktı. "Doyduğuna emin misin? Daha tabağın bitmemiş." dedi.

"Evet doydum. Şimdi fark ettim de o kadar aç değilmişim." dedim. Onaylayıp bir şey demeden önüne döndü. Bende rahat bir nefes verdim. Yaklaşık 1 saat sonra herkes yemeğini bitirmişti ve eve dönmüştük. Hızlıca odama çıktım ama odamın artık burası olmadığını anlayınca odamdan çıkıp yeni odamıza gittim. Poyraz abim üstünü değiştirmişti ben odaya girdiğimde. Odaya göz attığımda gerçekten tamamen birleştiğini anladım. 

Odanın farklı yerlerine yayılmıştı eşyalarım. Hepimiz beraber çekildiğimiz fotoğraf çerçevesi komodinin üstünde, tarağım odaya sonradan eklenen çalışma masasının üstünde, kıyafetlerim ise abimle aynı yerlere dizilmiş.

"Nasıl beğendin mi?" dedi Poyraz abim. Gerçekten hoş olmuştu. Eski havası daha avangard olan odanın şimdiki havası daha modern ve rahattı. 

"Evet. Hoş olmuş." dedim. 

"Aşağı iniyorum. Bir şey olursa seslenirsin." dedi. Kafamla onayladığım da çıktı.

Kendime birkaç parça kıyafet alıp giydikten sonra odadan çıktım. Gidip Demir abimin odasına daldım. Oda beni bekliyor olacak ki girdiğim gibi konuşmaya başladı.

ÖZ AİLEMWhere stories live. Discover now