29. BÖLÜM (KAVGA)

Start from the beginning
                                    

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Aslı! Hadi güzelim uyan." diye seslenen kişi Demir abimdi. Ama ben uyumak istiyordum.

"Ya ben uyuyacağım. Siz gidin." dedim mızmız bir çocuk gibi.

"Güzelim öğlen arası oldu. Bir şeyler yemelisin. Yoksa Poyraz abim hepimizi topa dizer." dedi.

"Tamam. Siz kantine geçin, ben lavaboya gidip geliyorum." dedim sıramdan kalkarken.

Çişim geldiği için lavaboya da girmeye karar verdim. Ben işimi hallederken kapı tekrar açıldı. Sanırım birileri girmişti. Adım seslerinden anladığım kadarıyla 3 kişiydiler. Kendi aralarında sohbet ederlerken başlarda dinlemeyip kendi işimi hallederken sonrasında duyduğum cümleyle onları dinlemeye başladım.

"Demir de şu kız ortaya çıktıktan sonra kimseye yüz vermez oldu. Aslına bakarsan tüm Atabeyli erkekleri bize yüz vermez oldu. Hani eskiden sevgili olmasak bile belki konuşurduk ama şimdi hiçbiri bize yüz bile vermiyorlar." dedi birinci.

"Aynen kız da da tip olsa içim yanmayacak. Kıçım gibi. Hem bence burnu estetik." dedi ikinci.

"Hem kızın zaten sevgilisi var. Onlardan ne istiyor anlamıyorum. Bence hepsini birden yürütüyor." dedi üçüncü.

Yuh! Bu ne? Oha bunlar ne diyor? Sinirle yerimde doğrulup, üstümü düzeltip dışarı çıktım.

"Bakıyorum beni çok seviyorsunuz." dedim.

"Ya ya ne seviyoruz bilemezsin. Kızım sen kimsin? Kaç aydır ortalıklarda dolaşıyorsun. Söylesene hangisiyle yattın? Bence sen hepsiyle yatmışsındır." dedi ikinci.

"Bana bak. Ağzından çıkanı kulağın duysun yoksa bana laf eden bir dilin olmayacak." dedim sinirle.

"Ya öylemi hadi yok et bakalım dilimi." dedi birinci kız üzerime yürürken.

"Gel bakalım. Göstereyim sana." dedim bende üstüne yürürken.

Şuan çok riskli bir durumdaydım. Üçe karşı birdi. Kitaplardaki kızlar gibi üç kızı aynı anda dövemezdim tabi ki ama korkup da kaçamazdım.

Kız elini kaldırıp saçıma atacağı sırada kolumu kaldırıp elini tutup ters çevirdim. O sırada diğer kız tam adım atacağı sırada ayağımı kızın karnına geçirdim tam diğer kıza dönecektim ki geç kaldığımı anladım çünkü karnıma tekme attı. Hızla kıza dönüp at kuyruğu halde ki saçına elimi atıp aşağı çektim. Bu sefer diğer kız tırnaklarını koluma geçirdi. Gözümü kıza çevirdim hızla elimi kaldırıp tokat attım. Bu sefer aniden biri beni arkamdan itince boşluğuma geldi ve duvara çarpıp yere düştüm. İşte ne olduysa o an oldu. Kolumun üstüne düşmüştüm ama asıl önemli olan kolumdan gelen kırılma sesiydi. Sanırım trafik kazasında kırdığım kolu tekrar kırmıştım.

Hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Gözlerim dolmuştu. Başımda dikilen kızlar sırıtarak bana bakıyorlardı. Zorda olsa ayağa kalktım. Kolumun acısı her geçen saniye daha da artıyordu. Şuan onları umursayamazdım. Hızla lavabodan çıktım. Koluma göz attığımda, morarıp, şiştiğini gördüm.

Hızlıca merdivenleri inip kantine girdim. Demir abimleri masamızda otururken buldum. Hızla yanlarına gittim. "Abi!" dedim. Sesim acı dolu çıkmıştı. Bakışlarını hemen bana çevirdi. Kaşları çatıldı.

"Güzelim ne oldu? Ne bu halin? Kavga mı ettin?" dedi hızla.

"Abi kolum..." dedim sadece. Bakışlarını koluma çevirdi. Gözleri kocaman açıldı.

"Siktir. Güzelim ne oldu? Hadi hastaneye gidelim." dediğinde hepsi ayaklanmıştı.

Abim gelip beni kucağına alırken aynı zamanda koluma dikkat etmeye çalışıyordu. "Ayaz abimi arayın gelsin. Şuan bir tek araba onda var." diyordu aynı zamanda. Bakışlarını yüzüme çevirdi. Endişesi yüzüne yansımıştı. "Korkma güzelim geçecek. Ondan sonra sana bunu yapanın benden çekeceği var." dedi.

ÖZ AİLEMWhere stories live. Discover now