10. BÖLÜM (UYANDI)

Start bij het begin
                                    


''Seni bu saatten sonra her şeyden koruyacağıma söz veriyorum.'' dedi Metehan. 


Aslı onun bu dediğine kocaman gülümsedi çünkü gerçekten biliyordu dediğini yapacağını. Ya da inanmak istiyordu.


~Geçmiş Son~

Aklına Aslı'ya verdiği söz gelince gözünden bir damla yaş düştü. Koruyamamıştı işte. Verdiği sözün ne anlamı kalmıştı. Güzeli içerde can çekişirken o burada hiçbir şey yapmadan oturuyordu. 


Buraya doğru adım sesleri gelince o tarafa baktım. Tüm Atabeyli ailesi toplanmış buraya doğru geliyordu. Bir dakika onların nereden haberi oldu ki?

Demir yanıma gelip konuşmaya başladı. ''Doğruyu söyle kardeşim iyi mi? Ne oldu söyle? Onu daha yeni bulmuşken bir şey olamaz ona.''


Ben ise şok olmuş şekilde ona bakıyordum. Ne dedi o öyle? İşte şimdi her şey yerli yerine oturmuştu. Aslı'yı bu denli koruyup kollamaları. Ne zaman yalnız kalsak yanımızda bitmeleri. Ve Aslı'yı her yerde takip eden şu araba. Bunların hepsinin tek nedeni buydu demek ki?


''Siz onun ailesisiniz. Demek o yüzdendi ama neden bunca zaman sonra?'' dedim.


Kaan abi ''Söz veriyorum her şeyi daha geniş bir zamanda anlatacağım ama lütfen bize söyle. Bir şey olmuş mu güzelime?'' o böyle söyleyince bir garip hissetmiştim. Ama yine de cevap verdim.


''Bilmiyorum daha bir şey söylemediler sadece ameliyatta dediler.'' dedim. 

Demet Hanım aniden bayılınca Mehmet Bey onu kolları arasına alıp hemşireyle götürdü. Diğerlerine baktığımda hepsinin benden farkı yoktu. Hepimiz çökmüştük.


Aradan yaklaşık yarım saat geçtikten sonra Mehmet Bey Demet Hanımı uyuttuk deyip yanımıza gelmişti. Bense hala bunun nasıl olabileceğini düşünüyordum. Ama her ne olmuşsa bu hikayede tek yanan Aslı olmamıştı çünkü Aslı'ya nasıl değer verdikleri belliydi. 


Mehmet Bey gözlerini yere dikmiş hiçbir şey yapmadan duruyordu. Kaan abi geldiğimizden beri ameliyathanenin kapısının önünde çökmüş, kafasını elleri arasına almış bekliyor. Aras abi olduğu yerde gözlerini karşıya dikmiş hiçbir tepki göstermiyordu. Ayaz abi kollarını birbirine bağlamış gözleri dolu dolu bir şekilde elindeki telefondan Aslı'nın fotoğraflarına bakıyordu. Demir ise kafasını duvara yaslamış gözyaşlarının akmasına izin veriyordu. Anlaşılan ailedeki en duygusalı oydu.

Sessiz geçen 3 saatin ardından ameliyathanenin kapısı açılınca hepimiz saniyesinde ayağa kalktık. İçeriden doktor çıkınca hepimiz etrafına doluşmuştuk doktorun.

''Aslı Hanım'ın yakınları sizler misiniz?''

''Evet ben babasıyım. Ne oldu kızıma? Lütfen iyi bir şey söyleyin?'' dedi Mehmet Bey.

''Aslı Hanım gerçekten çok güçlüydü. Zor bir ameliyattı, iç kanama riski vardı ama ameliyatı sorunsuz atlattık. Birazdan yoğun bakıma alacağız. Bundan sonrası Aslı Hanım'ın yaşama isteğine bağlı. Tekrar geçmiş olsun.'' deyip yanımızdan ayrıldı.


Bizde o an gerçekten rahatlamıştık. Aslı yoğun bakıma alınınca hepimiz oranın camının önünde toplanmıştık. Artık anlatmalı gerektiğini düşünüp konuştum.

ÖZ AİLEMWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu