6. BÖLÜM (YEMEK)

En başından başla
                                    

Sonunda o adam konuşmaya başladı. '' Ben Kaan. Daha önce tanışmaya fırsatımız olmamıştı. Sen uyuyunca bende evini bilmediğim için evime getirdim. Bunlarda benim ailem; Babam Mehmet, annem Demet. Kardeşlerim; Araz , Ayaz ve Demir.'' deyince bende '' Bende Aslı tanıştığıma memnun oldum. Her şey için teşekkürler ama ben artık gideyim ailem merak eder.'' yalan resmen külliyen yalan. Sadece gitmek için yapıyordum çünkü bu insanların hiçbirini tanımıyordum.

Kadın hemen aceleyle konuşmaya başladı ''Olur mu hiç kızım? Ailene haber ver yemek yemeden bırakmam seni hem sende açsındır.'' kızım derken sesi titremişti kadının. Ailenin diğerleri üyeleri de ona katılıp konuşmaya başlayınca mecburen kabul etmek zorunda kalmıştım. Odada göz gezdirince buranın bir kıza ait olduğunu anlamıştım. Ama aralarında hiç kız yoktu. Ben de sorma gereği duyup sordum '' Kızınıza ait sanırım oda? Kusura bakmayın böyle kullanmak istemezdim.'' dedim. Böyle deyince hepsinin gözlerine bariz bir hüzün çöktü.

İlk konuşan Ayaz denilen çocuktu '' Evet ona ait ve o en kısa zaman da ait olduğu yere yani ailesinin yanına dönecek.'' ah bak bu yüzdenmiş demek ki yanlarında değil kızları. Aferin Aslı üzdün işte. '' Özür dilerim bilmiyordum.'' bu sefer Demir denilen kişi konuştu '' Ne olacak kız? Hem nereden bilesin ki? Hadi kalkın da yemek yiyelim.'' deyip ortamdaki ağır hüzün havasını dağıttı. Ona gülümseyip yattığım yerden kalktım. O da bana gülümsedi. Nedensizce bu odadaki herkese kanım ısınmıştı.

Tam aşağı indiğimizde telefonum çalmaya başladı. Etrafa bakıp telefonumu ararken Araz denilen adam elinde çantamla geldi. Ona gülümseyip çantamı aldım. O da gülümsememe bakıp gülümsedi. Telefonu çantamdan çıkarıp arayanın kim olduğuna baktım ve derince yutkundum. Eminim şuan korkum yüzüme yansımıştır. 

Şerefsiz Baba! Arıyor . . . 

Telefonu cevapladım. '' Yine hangi pezevengin altındasın küçük orospu? Hemen eve gel ! Gel ki sana neler yapıyorum gör!'' ellerim titremeye başlamıştı. Etrafımdaki gözleri umursamadan konuşmaya başladım. '' Hah babacım bende tam seni arayacaktım. Ben eve biraz geç geleceğim bir arkadaşımın evinde yemek yiyeceğimde.'' ''Ne diyorsun lan sen? Ne evi ne yemeği?'' ''Tamam babacım dikkat ederim. Görüşürüz.'' diyerek cevabını dinlemeden kapattım. Anlaşılan evde beni çok acı şeyler bekleyecek. Gülümseme çalışarak '' Lavabo nerede acaba?'' dedim.

''Gel ben seni götüreyim.'' dediğinde onu kafamla onaylayıp peşine takıldım. Lavabodan içeri girince tuttuğum gözyaşlarım birer birer akmaya başlamıştı. Ne kadar da acınası bir haldeydim. Kendi ailem bile beni böyle görüyorsa dışarıyı düşünemiyordum. Aslında alışmıştım bu duruma ama yine de canımı yakıyordu. Sonunda sakinleşince lavabodan çıktım ama çıkmamla yere yapışmam bir olmuştu çünkü kaya gibi bir bedene çarpmıştım. Kim olduğuna bakınca Araz olduğunu gördüm. O ise aceleyle yanıma çöküp bana bakmaya başladı. ''Özür dilerim. Bir yerinde bir şey var mı? İstersen hastaneye gidebiliriz. Ah salak ben bir de soruyorum hadi seni hastaneye götüreyim.'' dedi bense kahkaha atmaya başladım. Sadece yere düşmüştüm hastane diyor bir de kendine salak diyordu. Bana bakarak o da gülmeye başladı. ''Sanırım biraz abarttım ama iyisin değil mi?'' ''Biraz mı?'' dedim kahkahalarım arasında. O sırada Kaan denen adam geldi yanımıza. '' Ne oldu da böyle gülüyorsunuz ve neden yerdesiniz?'' ''Sadece ona çarptım ve yere düştüm sonrasında ise beni hastaneye götürmeye kalktı.''  '' Oğlum mal mısın da kıza dikkat etmiyorsun. Sen iyisin değil mi?'' dedi. ''İyiyim ve ona kızmana gerek yok dediğim gibi ben ona çarptım.'' ''Tamam hadi yemeğe geçelim annemler bizi bekliyor.'' dedi.

 Masaya varınca nereye geçmem gerektiğini düşünmeye başladım. O sırada biri beni itekleyerek yanına oturttu. Kim olduğuna bakınca Kaan olduğunu gördüm. O ise tabağıma bir şeyler koymakla meşguldü. Sonunda işini bitirince tabağım ağzına kadar doluydu. ''Bunların hepsini yiyemem biliyorsun değil mi? Baksana bunlarla 5 kişi çok rahat doyar yani.'' ''Sus bakayım. Sen bugün sabahtan beri bir şey yemedin açsındır.'' aslında haklıydı açtım ama yine de bunlar benim için bile çoktu. Bir şey demeyip yemeye başladım. Ama üzerim de bakışlar hissedince kafamı kaldırıp baktım ve tüm herkesin gözlerinin üstümde olduğunu gördüm yine. Benimde onlara baktığımı fark ettiklerinde yemeklerine döndüler.

Mehmet Bey '' Anlat bakalım Aslı neler yapıyorsun günlük hayatında? Derslerin nasıl? Ailenle aran iyi mi?'' bu soruları sorarken sanki cevaplarını biliyormuş gibi bir ifade vardı yüzünde ve son cümleyi söylerken sesine bariz bir hüzün çökmüştü.

''Genelde hafta içleri okuldan sonra çalıştığım kitapçıda oluyorum ama hafta sonları evde ya da arkadaşım Metehan'la buluşuruz. Derslerimse iyidir. Ailemle aramsa iyidir.'' deyip yemeğime döndüm.

''Metehan'la aran iyi mi yani çok mu yakınsınız?'' sesin geldiği yöne baktığımda Demir olduğunu gördüm. Bana biraz hüzün ve kıskançlıkla bakıyordu. Bir dakika kıskançlık ne alaka. Neyse bunu atlayarak cevap verdim. ''Evet aram iyidir. Ve çok yakınızdır çocukluktan arkadaşız hatta kardeş gibiyizdir.'' dedim. Bu sefer kıskançlık gitmiş gözlerini derin bir hüzün kaplamıştı.

Eğlenceli geçen bir yemeğin ardından şimdi tüm Atabeyli ailesi çocuklarıyla evime gidiyordum. Demir'le aramızda geçen konuşmadan sonra biraz sessizlik kaplamıştı ortalığı ama sessizliği yine Demir bozup ortamı neşesine kavuşturmuştu. Sonrasında Demir'in 11. sınıf olduğunu, Ayaz'ın tıp okuyup benim gibi bir kitap aşığı olduğunu, Araz'ın avukat olup kendi şirketlerinde, çalıştığını, Kaan'ın ise mimarlık yapıp aynı zamanda şirketlerini yönettiğini öğrenmiştim. Soyadlarını ise Mehmet Beyin bir ihtiyacım olursa aramam için verdiği karttan örenmiştim.

 Yemek bitip gitme vakti geldiğinde bu sefer hepsi kimin beni bırakacağına dair bir tartışmaya girmiştik. Ve sonuç olarak hepsi beni bırakmaya gelmişti. Araba durduğunda hepsiyle vedalaşıp indim ve eve girdim. Ben eve girince bir araba motorunun uzaklaşan sesi doldurdu kulaklarımı.

Sonra ise duymaktan nefret ettiğim o ses ''Geldin sonunda seni küçük sıçan. Biz seni orda burada fink at diye mi besliyoruz lan.'' deyip art arda vurmaya başladı. Sonunda hırsını alıp gittiğinde ise yerimden kalkıp odaya doğru ilerledim. Kıyafetlerimi çıkarıp kendimi soğuk suyun altına bıraktım. Ne de mutlu olmuştum oysa bugün Demet Hanım, Mehmet Bey , oğulları hepsi benle çok ilgilenmişti ilk kez kendimi bu kadar değerli hissetmiştim. Hepsi sanki beni yıllardır tanıyormuş gibi benle konuşmuş şakalaşmıştı. Mutlu ve güven dolu hissetmiştim. Ama yine hayatımdaki iblisler mutluluğumu görüp şahin gibi çökmüşlerdi üstüme.

Bir yandan ağlayıp bir yandan yıkandığım duşum bitince üstümü giyip kendimi uykunun kollarına bıraktım.

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

SELAMLAR HERKESE!!!

TAMI TAMINA 1420 KELİMELİK BİR YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.

UMARIM BEĞENİRSİNİZ.

OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN CANLAR:)

ÖZ AİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin