"Ayıp sahan valla ayıp sahan!" dedi Sefa.

Adam gözlerini devirdi. "Ne getireyim size?!"

"Lahmacun." dedi Sefa. "Yirmi tane."

Gözlerimi irice açtım. "Yirmi taneyi nerene yiyeceksin Sefa?!"

"Her yerime." dediğinde sabır çekerek ona bakmayı kestim ve dayısına bakmaya başladım. Verdiğim tepkiye gülüyordu.

"Getiriyorum." dedi dayısı ve yanımızdan ayrıldı.

"Mert ve Sıla duymasın yoksa mevzu çıkarırlar." dedim gülerek. İkisi de yemek yemeye bayılıyordu.

"Allah düşmanımın başına vermesin böyle aç dostlar. Onların yanında yemek yiyilmiyor!" dedi bıkkınlıkla Sefa. Bu hâline gülmüştüm.

Lahmacunlarımız gelmişti ve yanında da soğan ile salata gelmişti. "Ağzımız kokmasın?" dedim sorar gibi.

"Ağzımız kokacak diye soğan yemiyek mi yani? Göm gitsin!"

Montumu çıkarıp yan sandalyeye koydum ve kazağımın kollarını yukarı çekip önüme aldığım lahmacunun içine bolca soğan koydum ve yemeye başladım.

^^^^^

Okula girdim ve binaya doğru ilerlerken Hazar'ı motorundan inerken gördüm. Ona doğru koştum ve "Günaydın." dediğimde bana gülümseyerek baktı.

"Sanada günaydın." dedi ve beraber binaya girdik. Kafama yediğim çanta ile hızla kafamı tuttum ve yanımda yürüyen Sefa'ya baktım.

"Belanı mı arıyorsun?" dedi dişlerinin arasından Hazar, ona bakmadan.

"Estağfurullah!" dedi Sefa önüne bakmaya devam ederken. "Belanın ta kendisi yanında!"

"Defol-"

Hazar'ın sesini keserek konuşmaya başladım. "Artık kavga etmez misiniz? En azından benim yanımda." dedim ve Sefa'ya bakmaya başladım. "Bilerek mi yapıyorsun?"

Bana anlamadığım bir şekilde baktı ve yanımdan hızla geçerek önden girdi sınıfa. Daha sonra arkasından da biz girdik. Sırama oturduğum da hemen yanıma Murat geldi. "Şirin'em!" diye bağırdığında, elimi hemen kulağıma götürdüm. "Bugün çıkışta bowling oynayacağız sende gelmek ister misin?"

Düşünmeye başlamışken Duygu koluma dokunarak kafasını salladı. "Tamam geliyorum." dediğimde ellerini çırptı ve saçlarımı karıştırdı.

"Beni de yaz listeye, aga!" dediğini duyduğumda, Sefa'ya bakmaya başladım. Bana baygınca baktı ve tekrar kafasını sıraya yasladı. Murat sıraların üzerinden atlayarak ona doğru gitti ve önünde durdu. Önüme döndüm ve Duygu'ya bakmaya başladım.

"Niye gelmedin, dün?" diye sorduğum da kafasını hafiften eğip gözlerini kaçırdı. "Bir sorun mu var?"

"Annem ile babam ayrılıyorlar da..." dediğinde ona üzgünce baktım ve dudaklarımı birbirine bastırdım. "Önemli bir şey değil, boş ver."

Önüne döndüğünde daha fazla soru sormadım ve dersin kitabını çıkarttım. Sıramın üzerine atılan şeker ile arkama baktım. Sefa bana göz kırparak tekrar kafasını sıraya yasladı. Gülümsedim ve şekeri alarak çantama koydum hemen. Çok farklı davranıyordu. Bir anda soğuyup aynı anda sıcacık davranmayı nasıl başarıyordu, merak ediyordum.

Hoca sınıfa bir hışımla girince herkes sesiz oldu. Hoca sanırım çok kızgındı. Kaşlarını çattı ve bize doğru döndü. "Dün yine okuldan kaçmışsınız!" diye bağırınca hoca yerimden sıçradım. "Lise son öğrencilersiniz! Sınava gireceksiniz! Çocuk değilsiniz! Oturun adam akıllı ders çalışın! Bugün okul çıkışı, akşam yediye kadar okulu temizleyeceksiniz!"

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin