Annem arabayı sürerken bende yolu tarif ediyordum ona. Sonunda lokantaya geldiğimizde içeri girdik. Etrafa göz gezdirirken koluma dokunan kişiye baktım.

"Senin ne işin var burada?" diye sordu Sefa fısıltıyla.

Bir süre şaşkınlıkla ona baktıktan sonra toparlayıp, "Sana ne?" diyerek konuştum.

Sefa'nın annesi ile annem selamlaşırken uzun masaya doğru ilerledik. Sıla, Mert, Ozan, Berfin, Umut ve Semra vardı. Diğerleri neden yoktu bilmiyordum.

"Sınıfa yeni geldin sanırım." diyerek bir kadın konuşunca kafamı salladım.

"Hazar bahsetmişti." dedi kadın. Sanırım onun annesiydi. "Daha önceden tanışmışsınız."

"Önceden arkadaşlarmıymış?" dedi Sefa'nın annesi.

"Evet sadece arkadaşlar anne."diye cevap verdi Sefa. Ona baktığımda annesine bakıyordu. Yemekte sadece anneleri vardı. Kimsenin babası yoktu.

"İsmin ne?" diye sordu başka bir kadın.

"Şirin." diye cevap verdim.

Onlar kendi aralarında konuşurlarken telefonumu çıkarttım ve kendisini 'Ruh hastası' diye kaydettiğim Sefa'ya mesaj attım.

Şirin:

Sakın gece boyunca bana bulaşma!

Ruh Hastası:

Önüne bak!

Şirin:

Zaten önüme bakıyorum!

Ruh Hastası:

Kusura bakma fark edemedim.

Gözlerimi devirdim ve telefonumu çantama koydum. Ne kadar sinir bozucuydu? "Nerede tanıştınız?" diye sordu Sefa'nın annesi bize bakarak.

"Okulda tanıştılar." diye cevap verdi Sefa. Onun koluna masanın altından vurdum.

"Mahallede tanıştık." diyerek cevap verdi Hazar.

Sefa omzumu dürtü, omzuyla. "Hangi mahalle?" diye fısıldadı kulağıma.

"Sana ne?" dedim sırıtarak.

"Gıcık."

"Sensin."

Bir süre herkes sohbet ederken telefonumu elime aldım. Bir mesaj vardı. Bilinmeyen numaradandı. Allah'ım bu sefer kim ya?

Bilinmeyen Numara:

Şirin, numaramı kaydet. Ben Duygu.

Şirin:

Tamam.
Neden yemekte yoksun?

Duygu:

Annemin işi çıkınca mecburen gelemedik.

Şirin:

Anladım.

Duygu'nun gelmemesine üzülmüştüm. Acıkmıştım ama onlar hâlâ sohbet ediyorlardı. "O zaman her zaman ki siparişlerden verelim." dedi Hazar'ın annesi.

"Nihal hanıma ve Şirin'e de soralım." dedi Sıla'nın annesi.

"Siz ne yerseniz bizde onu yeriz." diye cevap verdi annem.

"Ben sevmiyorum onu. Başka bir şey yemek istiyorum." dediğinde Sefa bütün masa ona baktı. Ben ve Hazar hariç. Annesi, Sefa'yı gözleriyle uyarınca Sefa sesini kesti. Yemekler gelince yemeğin iskender olduğunu gördüm.

Sefa'nın koluna dokundum. "Sen cidden bunu sevmiyor musun?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Sana ne?" dediğinde ona ters ters baktım. Annesini çantasını aldı ve içinden bir kap çıkardı. Öksürmeye başlayınca Hazar sırtıma vurdu hafiften. Dün annemin onlar için yaptığı poğaçaları götürmüştüm ve o onları buraya getirmişti. Bu poğaçaları neden buraya getirmişti bu manyak?

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin