SİHİR-KARANLIK ŞATO-

44

Bütün bunlar da ne demekti böyle? Bahsedilen lanet de neyin nesiydi?

"Karanlık boyuta gitmek Selen'in tercihi olmasa da Karanlığın yaratıkları onun izini sürüyor. Buna dair delilleri bir önceki toplantıda paylaşmıştık hatırlarsanız. Böyle bir durum söz konusuyken tek çare onu eğitmek ve korumak" dedi Melike.

"Melike'ye katılıyorum. Ayrıca ona gönderilen gizli bir yer yön kağıdı olduğunu da unutmamalıyız. Kimden geldiği halen bilinmiyor. Bu yüzden en mantıklı çözüm onu eğitmek ve korumak" dedi kızıl saçlı bir elf.

Göndereni meçhul yer yön kağıdı meselesini buradaki herkesin bildiğini anladım.

"Her ne olursa olsun güçleri hepimizden daha üstün ve bu yüzden ne yaparsak yapalım yeterli koruma sağlayamayız. Ayrıca güçleri sürekli onu Karanlık boyuta çekebilir. Bu durumda da elimiz kolumuz bağlı kalırız. Prof. Tuna'nın teorisine göre hareket etmek en mantıklısı. Diğer perilerinki kadar bir güce sahip olursa karanlık boyuta çekilmesi söz konusu olmaz" dedi Cadı Elina. Prof. Tuna haklı bulunmanın gururunu sadece üç saniye yaşadı. Prof. Alr anında cevabı yapıştırdı.

"Ne zamana kadar peki Bayan Elina? Sonsuza kadar mı yoksa onu bir karanlık yaratık kaçırana kadar mı bu yönteme devam etmeyi düşünüyorsunuz? Ki bunun bir teori olduğunu da aklınızdan çıkarmayın!"

Karanlık yaratık kaçırana kadar mı? Kalp atışlarım bir an korkuyla hızlandı. Neler oluyordu ve neden birisi bana açıklama yapma gereği duymuyordu? Çaresizce Melike'ye baktım ama o bana bakmıyordu. Büyük bir ciddiyetle konuşulanları dinliyordu.

Konuşmaları en başından beri dinleyen Prof. Laura "Bu çok saçma. Selen Karanlık boyuta bir anlığına gidip geri gelebiliyorsa kendi benliği daha güçlü demektir. Geri gelmesi onun güçlerine hakimiyet kurabildiğini gösterir. Karanlık boyuta gitmesini kontrol edemeyiz ancak ona güvensizlik göstermek hakkımız değil. Hem burada aldığı eğitimle de benlik hakimiyeti zaten daha da gelişecektir" dedi.

Hepsi birden Prof. Laura'ya baktı ve kısa bir sessizlik oldu.

"Ve doğru zamana kadar onu gözleyebilmemiz için Prof. Mike bir tılsım yapabilir. Böylece o güçlerine hakim olana kadar neler yaptığını bilebiliriz ki böylece bir aksilik durumunda hemen müdahale edebiliriz" diyerek toplantıya son noktayı koydu Prof. Alr.

"Ama Profesör! Ya zamanında müdahale edemezsek?"

"Bunun için sürekli olarak içimizden birisi tılsımı kontrol edecek"

Hepsi pes eden gözlerle bakıyordu. Melike ve diğer elfler de durumu onaylamış gibi görünüyordu.

"Yine de içim rahat değil. Güçlerini baskılamamızın daha mantıklı olacağını düşünüyorum" dedi Prof. Tuna.

"Henüz hiçbir peri üzerinde denenmemiş bir teoriyi Selen de deneyemezsiniz!" diye bağırdı Prof. Beyza. Ne yani? Beni deney faresi mi yapacaklardı?

Kimse bir şey söylemedi. Hepsi benim varlığımı hatırlamış gibi bana döndü.

"Ona ne zaman söylemeliyiz?" diye fısıltı halinde konuştu Cadı Elina.

Bir sürü şey duymuş ve aklımın karışmış olduğunu hepsi biliyor olmalıydı.

"Toplantı burada bitmiştir" dedi Prof. Alr ve bir kısmı olduğu yerde yok olarak giderken bir kısmı ise kapıdan çıkıp gitti. Elflerin hepsi pencereden çıkarken Melike Prof. Alr'ın yanına gelip "Emin misiniz Profesör?" diye sordu. Prof. Alr evet anlamında başını sallarken Melike başıyla onayladı ve pencereden çıktı.

Toplantı boyunca konuşmadan sadece konuşulanları dinleyen kişilerin, daha alt düzeyde söz sahibi kişiler olduğunu düşündüm nedense. Konuşulanların hiçbirisinden bir şey anlamamakla beraber sadece aklım karışmıştı.

Odada bir tek Prof. Alr kalınca yanıma gelip karşımdaki deri koltuğa oturdu.

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından hazin bir şekilde gülümsedi.

"Sanırım herşeyi anlatmanın zamanı geldi değil mi Selen?"