21

5.6K 454 3
                                    

"Eee sanırım açmışsın. O zaman hadi bir şeyler yiyelim" dediler ve ben bir şey söylemeden Luna parkın çıkış kapısına doğru yürümeye başladık.

Evren bu kızları ne zamandan beri tanıyordu acaba? Sinan adındaki çocuğun aynı vadiden olanların birbirini tanıdığıyla ilgili bir şeyler söylediği aklıma geldi. Bu konu üzerinde fazla durmadım. Luna parkın çıkış kapısına geldiğimizde, gördüğüm manzara karşısında küçük bir çığlık attım. Çünkü kapı alev alev yanıyordu.

Ters 'U' şekilde dev bir kapıydı ve yanındaki güvenlik görevlileri kapının yanması karşısında hiçbir şey yapmıyorlardı. Kapının içi boştu. İçinden geçip gidebileceğiniz bir alana sahipti ve her neyden yapılmaysa ters 'U' şeklinin tamamı yanıyordu. Korkarım ki altından geçmemiz gerekiyordu. Kızlara baktım ve benden başka kimsenin telaş yapmadığını görünce bunun sihirli bir şey olduğunu anladım.

Evren hemen yanımda yürüyordu. Onu hafifçe dürterek "Bu kapı neden yanıyor?" diye sordum.

"O güvenlik sistemi" diye kısaca açıkladı.

Şaşkınlıkla kapıya bir kez daha baktım. Tam altından geçerken, alevlerden ötürü sıcaklık hissetmeyi beklemiştim ama öyle bir şey olmadı.

"Ne için gerekli peki?"

"Hırsızlık gibi şeylere karşı önlem"

"Sihirle her şeye sahip olunmuyor mu? Neden sihirli bir yaratık hırsızlık yapsın ki?"

Evren başını geriye doğru atıp küçük bir kahkaha attı. Kıvırcık saçları da başıyla birlikte savruldu. Benim izlediğim sihirli filmlerde öyleydi ama! Hokus pokus yapınca istediği herşeye sahip oluyorlardı. Yani hemen hemen. Ama en azından para çalmak bir sihirbaz için gerekli olmuyordu.

"Burada vampir ve kurtadamlar da dolaşabiliyor. Burası doğaüstü tüm varlıklara açık bir yer ve çalmak istenebilecek çok şey var. Mesela ışık enerjisi gibi" diye açıkladı. Ha doğaüstü olduğumuzu o da kabul ediyordu yani.

"Karanlığın yaratıkları burada dolaşırken siz korkmuyor musunuz?"

Güçlerini kullanmayı henüz tam anlamıyla keşfedemeyen perilerin vampirler karşısında zayıf olduğunu zannediyordum oysa ki.

"Burada bir sürü güvenlik önlemi var. Bir vampir ya da kurtadam burada bir periye saldıramaz"

Pek anladığım söylenemezdi. Evren açıklama gereği hissetmiş olacak ki "Nasıl ki yeryüzünde bir alışveriş merkezine girerken silahlı insanlar giremiyorsa burada da bunun sihirle geliştirilmiş versiyonu uygulanıyor. Tabi yeryüzüne kıyasla çok daha gelişmiş bir versiyon bu. Çünkü yeryüzünde alışveriş merkezine bomba koyulabildiğini görmüştüm. Ama burada şu ana kadar öyle bir şey hiç olmadı. Burada Vampir ve kurtadam zehirleri inaktif hale getiriliyor ve onlar, bu zehir olmadan zaten pasif oluyor. Güçleri köreliyor. Neredeyse sıradan insanlar gibi oluyorlar. O yüzden korkacak bir şey yok" dedi.

Yeryüzünde veya yeraltında yaşayan birisi, birbirine 'dünyalıyım' diyemiyordu haliyle. Yeryüzü ve yeraltı olarak sürekli sınırı çizme gereği duyuyorduk ve bu çok...tuhaftı.

"Peki sen yeryüzündeki bu uygulamaları nereden biliyorsun? Sizin yeryüzüne gitmediğinizi sanıyordum"

"Gitmedik de zaten. Ama yeryüzünü ekranlardan izleyebiliyoruz"

"Ekran?" Kaşlarımı kaldırdım.

"Bir tür televizyon gibi düşün. Yeryüzündeki bir çok bölgeyi izlememizi sağlıyor"

"Bu bir çok bölgeden kasıt ne?"

"Yeryüzündeki insanların yaşam tarzını ve yaptıkları şeyleri görebilecek kadar"

SİHİR-KARANLIK ŞATO-Where stories live. Discover now