37

4.4K 422 8
                                    

Bir elin saçlarımı okşamasıyla uyandım. Gözlerimi açamayacak kadar yorgundum ve tekrar uykuya daldım.

Rüyamda dev bir odada olduğumu gördüm. Etrafta benim kokum vardı. Birisi bütün odayı benim kokumla doldurmuştu ve karşımda gördüğüm şey beni dehşete düşürdü. Heykelim karşımda duruyordu. Üzerinde straplez ve kalça hizasından kabaran bir elbise vardı. Elbisenin kabarık eteğinin üzerinde neredeyse nohut tanesi büyüklüğünde çiçekler vardı ve saçlarım omuzlarımdan aşağı belime doğru dalga dalga dökülüyordu. Saçlarımdan bir tutam, diğer tutamlardan bağımsız olarak omzumun ön kısmından göğsüme doğru süzülüyordu. Bir elim, karşısındaki kişiye doğru uzanmıştı ve yüzümde davetkar bir gülümseme vardı. Tıpkı bir prenses gibi görünüyordum. Heykelimin burada ne işi vardı? Daha doğrusu benim heykelim mi vardı? Tam arkamda birisinin olduğunu hissettim ve ellerim titremeye başladı.

'Burada ne işin var?'

Sesin sahibine dönerken kalbim korkuyla çarpıyordu.

....


ayaklarımı aşağı sarkıttım. Rüyamda gördüğüm her kimse beni fena korkutmuştu. Derin bir nefes alırken, koltukta oturmuş beni izleyen Ryan'ı gördüm. Herhangi bir tepki veremedim. Halen rüyanın etkisindeydim. Ryan'a bakarken, diken diken olmuş tüylerim yatışıyordu.

Ryan koltukta kaskatı durmuş, pek rahat olmayan bir tebessümle gözlerini bana dikmişti. Onun dün akşamdan beri burada olup olmadığını merak ettim.

"Akşamdan beri burada mısın?" diye sordum. Ryan kalktı ve yanıma geldi. Yatağıma oturduğunda, yatak onun ağırlıyla biraz daha çöktü.

"Seni yalnız bırakamazdım" dedi saçlarımı geriye doğru atarken. Acı dolu bir tebessümle gülümsedi.

"Dün akşam...biraz kötü oldum"

"Bunun farkındayım" Ondan tarafa dönerek gözlerine baktım. Kurtadam halindeyken kıpkırmızı olduklarını görmüştüm. Ryan'ı o korkunç haliyle hatırlayınca korkmam gerektiğini düşündüm. Ancak safir mavisi gözleri bana böyle endişeyle bakarken ondan nasıl korkabilirdim ki?

"O kurtadamın sen olduğunu anladığımda..." sustum. Doğru kelimeleri bulmaya çalışıyordum.

"Nasıl anladın?"

"Bilmem. Herhalde senden başka hiçbir kurtadam beni kurtarmaya çalışmazdı" Güldü. Bende güldüm. "Senin için çok endişelendim" derken, gerçekten endişelendiğini biliyordum. Dünkü olanlar aklıma gelince sarsılmıyordum ama nasıl atlattığımızı düşünmek bile istemiyordum. Kellen ve Ryan olmasaydı şu an nasıl olurduk bilmiyordum. Herhalde beş ceset olurduk.

"Melike, uluma sesinden anladığını söyledi" derken kafamda merak ettiğim sorulara cevap arıyordum.

"Evet, o sırada dağa uzaktım ama kurtadamların kulağı keskindir. Hemen kurt haline dönüşüp yetişmeye çalıştım ama kurt kılığındayken ışık hızında hareket edemediğimiz için geciktim"

"Peki neden insan halinde gelip sonra dönüşmedin?"

Ryan kısa bir an durdu. Cevap vermek istemiyor gibiydi. Sakindim ama o cevap vermezse hırçınlaşıp cevap vermesini sağlamaya hazırdım.

"İnsan kılığında yaklaşırsam beni tanıyabilirlerdi. Kurt halindeyken kimse birbirini tanımaz çünkü hepimiz aynıyız" Evet bunu dün görmüştüm. Fakat aralarında tek bir fark vardı. Gözleri. Her birinin kırmızı tonu aynı değildi. Dün bu ayrıntıya dikkat edememiştim ama bugün net bir şekilde hatırlayabiliyordum. O anda başka bir şeyi daha hatırladım.

SİHİR-KARANLIK ŞATO-Where stories live. Discover now