10

7.2K 600 41
                                    

Bu kaçıncı şok dalgasıydı acaba?

"Nasıl bir aydır uyuyordum?"

"Benim doğum günüm olarak kutladığınız gün, aslında annenlerin belirlediği bir gündü. Annen ve baban da tıpkı senin gibi birer peri. Bundan yaklaşık yirmi yıl önce Aydınlık ve Karanlık arasında büyük bir savaş çıktı. Annen ve baban Sihir Diyarı'nı korumak için ön saflarda mücadele verenler arasındaydı. Ve bir vampir anneni ısırdı. Bir Karanlık Yaratık'ın bir Aydınlık Yaratık'ı ısırması, o Aydınlık Yaratık'ın ölüme mahkum olması demektir"

"Aydınlık ve Karanlık kim oluyordu?"

Kafam karman çorman olmuştu artık.

"Periler ve Elfler Aydınlık Tarafın yaratıklarıdır. Vampirler ve kurtadamlar da Karanlık Tarafın yaratıkları"

Tamam hatırlamıştım. Sonra başka bir soru zihnimi yarıp geçti. Bir vampir annemi ısırdıysa...

"Peki anneme ne oldu?"

Zihnimin yavaş yavaş çalışmaya başladığını hissediyordum. Annem bir periymiş ve bir vampir onu ısırmış. O zaman annem. Ölmüş müydü? E öldüyse beni nasıl doğurdu? Şu an beş bilinmeyenli denklemi çözmeye razıydım.

"Baban anneni kurtarmak için Peri Zümre'sinden yardım istedi. Yaşam Vadisi'ne gidip yaşam pınarından içmeleri gerekiyordu. Ebeveynlerin yaşam pınarından içtikleri anda artık peri değillerdi ve sihirli yaratık olmayanlar sihir diyarında yaşayamazlar. Bu yüzden yeryüzüne gönderildiler. Üç sene sonra sen doğdun. Diğer perilerden farklı olarak annen ve babanın vazgeçtiği sihir güçleri artık sana geçmişti"

Yani üç peri gücüne mi sahiptim?

Milyonlarca soru beynimde volta atıyordu. Ailem şimdi insandı ve ben bir periydim. Ben ölümsüzdüm onlar ölümlü...Ayrıca onlar artık peri olmadıkları için buraya gelemezdi.

"Yaşam pınarı, vampir ısırığından bir periyi kurtaramaz. Babanın aşkı onu kurtardı. Kendi sonsuz yaşam hakkından vazgeçerek pınarın suyundan içti. Yaşam pınarı, yaşamları aldığı için bu adı almıştır. Yaşam verdiği için değil. Babanın sonsuz hayat hakkını alarak aslında neredeyse ölmüş olan annene bunu ölümlü hayatı olarak iade etti. Böylece ikisi de birer fani oldu"

İnanamıyordum buna. Annemi ısıran vampirden ve onları yeryüzüne mahkum eden karanlıktan nefret ettim. Sonra Melike'nin bir ay uyuduğum konusunu atladığını fark ettim.

Bu bir an için fazla saçma geldi. Bir ay uyumam neredeyse imkansız göründü. Uyuyan insanlar zayıflardı. Ve vücutlarında yatak yaraları olurdu. Tabi sık sık pozisyon değiştirmemişlerse... Ama en azından bir ay uyusaydım şu anki kadar iyi olmazdım. Daha bitkin ve yorgun olurdum.

"Seni sihirle uyuttuk Selen. Aslında böyle olacağını düşünmemiştik. Çünkü yeryüzündeyken her gün seni sihirliyordum ancak güçlerin tahminimizden daha üstün çıktı ve yetmedi. Sihir kitaplarımın arasında da bunu baskılayacak kadar etkili bir sihir bulamadım. Son bir kaç gün bunu araştırdım ama yoktu. Ve bu arada Karanlık evine gelmişti. Bu yüzden ailene seni artık götürmem gerektiğini anlattım ve seni o gece buraya getirdim"

"Kitaplarının hepsi sihir kitabı mı?" Melike, anlattığı şeylerdeki en önemsiz kısma takılmama şaşırmış gibi baktı. Başını evet anlamında sallarken doğum gününde komodinin üzerinde gördüğüm kitap aklıma geldi. Sonra o günkü şeyler hızla zihnimde dolaştı ve marangozun çıraklarından birisi kafamın içinde durdu.

"Karanlık dediğin kimdi? Yani eve nasıl gelmişti?"

"Marangozun çıraklarından birisi. Doğal güçlerin, kontrolü ele geçirdiği için açık bir yem konumundaydın. Bunu anladığımda hemen harekete geçtim ve seni buraya getirmek için gerekli herşeyi ayarladım. Fazla vaktimiz yoktu. Bu yüzden o gece buraya gelmen gerekiyordu"

SİHİR-KARANLIK ŞATO-Where stories live. Discover now