42

4.5K 400 3
                                    

Odama geldiğimde tam uzanıyordum ki Melike parıltılar saçarak yanıma geldi. Biraz telaşlı görünüyordu ama daha o anda telaşını bana belli etmemeye çalıştığını anladım.

"Günün nasıldı?" diye sordu yatağımın kenarına konarken.

"Harika" diye salladım.

"Yarın sabah erkenden Prof. Alr seninle konuşmak istiyor Selen"

"Neden şimdi değil?"

"Şu an işleri var" Demek ki o kadar da acil bir durum yoktu. Melike acelesi varmış gibi pencereye baktı.

O anda kapının tıklandığını fark ettim. Melike kaş işaretiyle kapıyı gösteriyordu. Gelenin Ryan olduğunu bildiğimden "Gel" diye seslendim. Ancak kapıyı açan olmamasıyla birlikte kapı tıklanmaya devam ediyordu. Tekrar içeri gelmesini söyledim ama gelmedi. Kalkıp kapıya gittim ve açtım.

Kimse yoktu.

Aklıma yere bakmam gerektiği geldi.

Tome elindeki bir kağıdı bana uzatıyordu. Alıp teşekkür ettim. Yeşil çamurdan suratı bana hiç de sevecen bakmıyordu.

Tiksinmiş gibi bir ifade takınıp arkasını döndü ve gitti. Kapıyı kapatıp kağıda baktım.

"O ne?" diye sordu Melike merakla.

"Bilmiyorum. Tome getirdi" dedim. Melike güldü.

"O Muya" diyerek beni düzeltti.

"Birbirlerine çok benziyorlar ama"

"Yeraltı cüceleri öyledir. Birbirlerinden ayırt etmek zordur"

Elimdeki kağıdı açtığımda hiçbir şey olmadığını gördüm. "Bir yer yön kağıdı sanırım" dedi Melike. "İyi ama beni nereye götürecek ki. Hem Muya neden getirdi?"

"Sana gelen postaları getirmek onların görevleri arasında"

Bir an içimde onlara karşı bir acıma duygusu oluştu. İlk geldiğimde de Tome'nin burnuna kapıyı çarpmıştım ve o da söylenerek bana ders programı almamı söylemişti. Sanırım kızmakta haklıydı. Melike elimdeki yer yön kağıdına dikkatle bakarken onu incelemeye başladı.

Kağıdı yatağın üzerine koydu ve rahat incelemek için kağıdın tepesinde uçarak kağıda birşeyler fısıldadı ama hiçbir şey olmadı.

"Bu kağıdı odama götürüp incelemeliyim. Çok iyi bir büyüyle kaplanmış" dedi Melike. Canı oldukça sıkılmışa benziyordu.

"Ne olabilir ki?" Bende merak etmiştim ve kimin, neden bana bunu gönderdiğini anlamıyordum. Sonra aklıma Kellen geldi. O göndermiş olabilir miydi acaba?

"Bilmiyorum. Ama bunu sana yollayan her kimse, senin bunu kullanman için yolladığı kesin ve eminim ki nasıl kullanacağını bilmesen de işlevini yapacak bir şekilde büyülenmiştir"

"O halde, galiba onu bana vermelisin " deyip aptal gibi elimi uzattım. Melike kağıdı benden biraz daha uzaklaştırarak "Saçmalama Selen. Kağıdı kullandığın anda gönderen kişi amacına ulaşmış olacak" dedi.

"Amacı ne olabilir ki?"

"Bilmiyorum"

Melike çok ciddi bir operasyonun içindeymişçesine sert ve kararlı görünüyordu.

"Ben gidip büyüyü kırmaya çalışayım. Kağıdın ne için büyülendiğini çözmeye çalışacağım. Sonra dönerim" dedi ve kendi boyunda olan kağıdı sıkıca tutarak uçtu ve pencereden çıkıp gitti.

SİHİR-KARANLIK ŞATO-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin