Kumsal'dan...
Telefonuma gelen mesaj sesiyle valizimi kapının kenarına bıraktım.Mesaj whatsApptan gelmişti.Hemde Enes'ten...
Üç gündür arıyor,mesaj atıyor hiçbirisine cevap vermediğim halde mesaj atmaya devam ediyor.Ama bu sefer diğer mesajlardan farklı olarak whatsApptan atmıştı.Bu mesajın ne gibi bir özelliği olabilir ki whatsApptan atıyor?Merakıma yenik düşüp mesaja baktım.Tabikide cevap vermeyecektim.Ama görüldü yapmak ona güzel bir ceza olabilir.
Mesaja girdiğimde sesli mesaj atıp altınada 'Ne olur gitme...'yazdığını gördüm.Gitme derken İzmir'e gitmemden bahsediyor olmalı.Gideceğimden nasıl haberi oldu acaba?Kesin Gözde Òmer'e veya Berfin'e söylemiştir.Onlarda Enes'e yetiştirmiştir.
Acaba sesli mesajda ne diyordu?Mesaj zaten görüldü olduğuna göre dinlememde bir sakınca olmaz.Merakımı daha fazla bastıramayıp oynatma simgesine dokunup dinlemeye başladım.Enes'in sesi değil müzikti bu.
'Hiç òzlemediğim kadar
Özlüyorum bu aralar seni...
Niye bilmiyorum ama
Ben sadece senle mutluyum.
Ah şu gönül gözünden
Görmek dedikleri varya
Seni herhalinle seviyorum...
Beraber uyansak ,
Bütün gün sarılsak,
Bana yetmez.
O ana dünyaları değişmem.
Küçücüğüm herşeyim
Ne olur çok uzaklara gitme.
Gidersen öleceğim,
Karanlığa döneceğim...
Ooo...'
Küçücüğümmüş!Hıh!O döndüğün karanlığa gömülde bir daha çıkma inşallah.Yüzsüz ya!Birde gitmemem için şarkı atmış.İnsan yüzüme söyler gitme diye.Ama onda o cesaret ne arar.Suçlu çünkü.Sadece arayarak yada mesajlarla geçiştirir,vicdanını rahatlatmaya çalışır.
Bir daha Enes'ten ne mesaj nede çağrı görmek istiyorum.Enes'in numarasını engelleyip numarasınıda sildim.Bundan sonra beni rahatsız edemez.Aslında şimdiye kadar engellemediğim hata!Ama yinede insan açıklamaya ihtiyaç duyulmayacak bir konu olsada bir kaç cümleyle konunun aslını duymak istiyor.Filmlerde hep suçlu erkekler kızları ikna etmek için kırk türlü yol deniyor.Ama beyefendi sadece arıyor.Beni sevmediği belli işte.Kesin aramasının nedenide arkadaş kalalım felan demek içindir.O beni böyle kolay unutabildiyse bende unutsam iyi olacak...Kendim için...
Telefonumu cebime sıkıştırıp valizimide alıp salona geçtim.
Annem "Kızım kendine dikkat et."diyerek bana sarıldı.
Babam "Nereden çıktı bu gitme anlamıyorum ki?"diyr söylenince annemden ayrılıp "Bunları konuştuk baba."diyerek kollarımı iki yana açıp babam'a sarıldım.
"Babişko yok,anniş yok.Sendr birşeyler var ama hadi hayırlısı."
"Aman ne olacak baba?"
Gözde babam'a cevap verip bana sarıldı.Kulağıma "Gitmek istediğine eminmisin?"diye fısıldadı.Başımı olumlu anlamda sallayıp Gözde'ye sıkıca sarıldım.
"Aman!Sanki heptenlik gidiyormuşum gibi davranmayın.Biraz kafamı dinleyip geri geleceğim."diyerek valizimi elime alıp kapıya yöneldim.Otogara Gözde ve Berfin'le birlikte gideceğim için anneme ve babama el sallayıp evden Gözde'yle evden çıktık.Berfin'de takasiden inmiş apartmana doğru geliyordu.Bizim çıktığımızı görünce koşarak yanımıza geldi ve bana sarıldı.
"Keşke gitmeseydin ya?"
"Berfin bu benim için daha iyi olacak."
Biz valizimi taksiye yerleştirirken Gözde elinde telefonla birşeyler yapıyordu.
"N'apıyorsun sen?"diyerek elindeki telefonu gösterdim.
"Berke ya!Otogardan seni alacak ya onu söylüyordum."
Gözde taksiye binince bizde peşimden bindik.
Berfin "Enes çok perişan.Günlerdir şirketten çıkmıyormuş."dedi.
"Umrumda bile değil.Şirketten çıkmamasının nedenide o sarı çiyan Tuğçe'yi görmek istemesidir."
"Sen durumu bilmiyirmusun?"
"Hangi durumu?"
"Tuğçe Enes'in eski sevgilisi ve onu geri kazanmak için şirkwtte çalışmaya başlamış ayrıca türlü türlü işler karıştırıyormuş."
"O Enes'i geri kazanmak için degil elinde tutmak içindir.Malum beyefendi çapkın."
Berfin birşeyler söyleyeceği sırada Gözde'nin kaş göz işaretiyle sustu.
Tuğçe'de şirkette işe başlamış demek.Yani normal. Enes sevgilisinin yanında olmasını ister.
Otogara geldiğimizde Gözde ve Berfin'e "Ömer ve Solucan'a dikkat edin.Sonuçta biri Enes'in arkadası diğeri kuzeni.Kan çeker."diyerek onları uyardım.
Berfin"Yapma Kumsal.Keşke bir Enes'e konuşsaydın."dedi.
"Aman ne konuşacağım be onunla.Şeytan görsün onun yüzünü."
Gözde "Kendine iyi bak."diyerek bana sarıldı.
Berfin'de "Özletme kendini,çabuk gel."diyerek Gözde ve bana sarıldı.Ağlama sahnelerine girmeden aceleyle el sallayıp hemen otobüse bindim.Zaten kaç gündür Enes yüzünden ağlamaktan gözümde yaş kalmamıştı.Ama Berfin peşimden ağlamaya başladı.Gözde ise gayet sakindi.Bunun tam tersi olması gerekmiyormuydu ya?İkisinede el sallayıp zoraki gülmeye çalıştım.
Otobüs hareket ettiğinde başımı cama yaslayıp yaptığım şeyin ne kadar doğru olduğuna karar verdim.Burada Enes'in hatıralarıyla onu unutmaya çalışmaktansa İzmir'de Betül'le vakit geçirmek en iyisi.Zaten beni sevmeyen ,başka bir kadınla birlikte olan birisini düşünmemek,kalbimden silmek benim yararıma olur.Ama aşk acısı drdikleri şeyin bi kadar yaralayıcı olduğunu hiç tahmin etmezdim.Birde yapmaz dediğin kişi bunu yapınca insanın dahada çok canını yakıyor.Bir kere daha anladım ki bu hayatta erkeklere güven olmuyor.Bir erkek için özelliklede beni aldatan ve karşıma çıkmaya cesaret edemeyen bir erkek için yaşadığım şehri terkedeceğim hiç aklıma gelmezdi.
Bu tatsız konuları düşünüpte aklımı ve kalbimi yormaktansa müzik dinleyerek etrafı izlemek belki acımı unutturabilir ümidiyle telefonumu çıkarıp kulaklığı taktım.Sonrada en son dinlediğim şarkıyı dinlemeye başladım.Bu şarkıda sanki şuan benim için yazılmıştı.Dün gece yarısı bu şarkıyı dinlerken kapattığım için direkt nakarat kısmından başlamıştı.
'...Gidiyorun güneşim,
Senin doğmadığın bir yere,
Senin olmadığın bir yere,
Senin durmadığın bir yere...'
Gidiyorum Enes...
Senin olmadığın bir yere gidiyorum.
Seni unutmak için gidiyorum.
Başarılı olmayacağımı bilsemde senden uzak durmak zorundayım.
Derin bir of çektiğim sırada müzikte bitmişti.Yeni müzik başlamak üzereyken dışarıdan gelen ısrarlı korna sesiyle müziği kapatıp camdan dışarıya baktım.Ama ses var görüntü yok.Otobüsün aniden durmasıyla öne doğru savrulmamak için önümdeki koltuğa tutundum.
Ön kapının tıklatılmasıyla soför "Ne oluyor kardeşim?"diyerek kapıyı açtı.Can karnına soktuğu şeylerle hamile taklidi yaparak otobüse bindi.
"Ay ben doğuruyorum !Yardım edin!"
Can'ın burada ne işi var ya?Hemde hamile taklidi yaparak...Otobüsteki herkez can'a 'sen delimisin?'bakışlarıatarken Can onlara aldırmayıp yere oturup karnını tuttu.
"Ayol doğruruyorum diyorum.Yardım etsenize."
Can otobüstekileri etrafına toplarken arkamdan bir el omzuma dokundu.Hissettiğim elle "Ay!"diye ses çıkararak arkama döndüm.Enes boşalan koltuğa oturmuş bana bakıyordu.
"Senin burada ne işin var?" diyerek ayağa kalktım.
Enes'te benimle birlikte ayağa kalkıp "Seni almaya geldim.Gitmene izin veremem."dedi.
"Ben İzmir'e gidiyorum.Seninde şuan Tuğçe'nin yanında olup onu öpüyor olman lazım."diyerek koltuğa geri oturdum.Can'da hâlâ hamilr taklidi yaparak milleti oyalıyordu.
Enes yanıma gelip önüme dikildi.
"Kendi isteğinlemi gelirsin yoksa-"
"Hiçbiryere gelmiyorum.Hele seninle hiç gelmiyorum.Defol git!"
Ben Enes'in cümlesini yarıda kesip gitmesini söylerken o sakince cümlemin bitmesini bekleyip beni ayağa kaldırdı ve omzuna attı.Sonrada tek eliyle çantamı alıp otobüsten indirdi.
Ayaklarımla ona vurarak "Enes bırak beni!"diyerek bağırmaya başladım.
"Olmaz.Beni dinleyeceksin."
Enes beni omzundan indirip kendi arabasına bindirdi sonrada kapıyı kilitledi.Kendi yerine oturup arabayı çalıştırdığında "Şimdiye kadar hep aradın.Yine arasaydın.Gelmene veya açıklama yapmana gerek yok.Seni dinlemek istemiyorum.Şimdi..."diyerek sakince ellerimi dizime koyup yumruk yaptım.
"Ya arabayı durdurup beni indirirsin yada camı kırarım."diyerek yumruklarımı arabanın camına yasladım.
Enes gülerek "O yumrukla kırabileceğini düşündüğün cam kırılmaz cam.yani o camı kurşun dahi kıramaz.Kırmaya çalısmanda sadece senin canını yakar."dedi.
"Cam değil.Benim canımı sen yakıyorsun."diyerek mırıldandım.Enes gülümsemesini silip aniden ciddileşti ve arabayı durdurdu.Sonrada bana bakıp ellerimi tuttu.Ellerimi ondan çekmeye çalışsamda sıkı tuttuğu için bunu başaramadım.
"Özür dilerim..."
"Dileme!Özür felan dileme!Özür dilemen beni aldattığın gerçeğini değiştirmez."
"Gerçek olsa belki değiştirmezdi..."
"Enes sen gözümün önünde o kızla öpüştün.Ne gerçeğinden bahsediyorsun?"diyerek yalandan güldüm.
"Ben öpüşmedim.O beni öptü."
"Aralarında hiçbir fark yok."diyerek yüzümü camdan dışarıya çevirdim.Şimdiye kadar hep aramıştı.Bende kaleyr almayıp ona cevap vermemiştim.Ama şimdi gözümün önünde öylece duruken ona karşı gelemiyorum.
"İnmek istiyorum..."diyerek kapının kilidini zorladım.
"Tuğçe benim eski sevgilim...Şimdide geriye dönmüş benimle tekrar barışmak istediğini sòylüyor."
Ben başımı çevirip Enes'e bakarken o yüzüme bakmak yerine koltukta düz oturmuş karşı yola bakıyordu.
"Sende kabul ettin ve onu öptün."
Enes yüzüme bakmadan konuşmasına devam etti.
"O gün...Yani bizi gördüğün günde şirkete benimle barışmak istediğini tekrar eskisi gibi olmayı düşündüğünü söyledi.Ben onu sevmediğimi seni sevdiğimi söyleyincede beni öptü.Ama ben ona karşılık vermedim.Yemin ederim..."
Enes yüzüme bakıp ellerimi tekrar tuttu.Ellerimi hızlıca çekip kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Tuğçe ...Elini senin yüzüne koyduğu zaman sende elini tuttun."
"Elini çekmek için tuttum.O sırada da aniden olanlar oldu zaten."
"Enes çocuk mu kandırıyorsun?Bu söylediğin şeyler ne kadar klişe biliyormusun?Keşke daha otijinal bir yalan bulsaydın.Belki inanırdım."
Enes gülerek telefonunu çıkardı.
"Ne yapıyorsun?"
"Anlattıklarıma inanmayacağını bildiğim için kanıtla geldim.İzle..."diyerek Enes elindeki telefonu bana uzattı.
"Ne bu?"
"Şirketin kamera kayıtları."
Ekrana baktığımda Enes şirkete giriyordu.Yaklaşık bir iki dakika sonrada Tuğçe peşinden girdi.Tuğçe Enes'i durdurup birşeyler söyledi.Ses olmadığı için ne söylediğini anlayamadım.Bu yüzden Enes"Benimle barışmak istediğini söylüyor."diyerek izlemeye devam ettirdi.
Tuğçe her seferinde Enes'e yaklaşmaya çalışıyor ama Enes ondan uzaklaşıyordu.En sonunda Enes Tuğçe'yi omzundan ittirip odasına girdi.Tuğçe'de peşimden girdi tabi.Ama Enes Tuğçe'yi ittirmeden önce 'Ben Kumsal'ı seviyorum.' gibi birşey söyledi.Ses olmadığı için.dudaklarının hareketinden ben böyle anladım.
"İçeride hâlâ beni sevdiğini ,gitmenin onun için bir hata olduğunu felan söyledi.Bende daha fazla dayanamayıp lavaboya gitme bahanesiyle odadan çıktım.O yüzden koridorun en sonunda konuşuyorduk."
Enes açıklama yapıp videoyu ileriye alarak odadan çıktığı zamana getirdi.Benim gördüğüm yerde ve pozisyonda konuşuyorlardı.Enes el hareketleriyle Tuğçe'ye bir şeyler söylüyordu.Bir yandanda onu azarlar gibi görünüyordu.Yani yüz ifadesinden bu anlaşılıyordu.Ama Tuğçe o günki gibi gülüyordu.Arada Enes'te gülüyordu ama önceki konuşmalarına bakılırsa bu dalga geçme gülüşü.
"Gerisini biliyorsun zaten.Aniden beni öptü ve siz gördünüz."
Enes'in söyledikleri gerçekten doğru olabilir mi?O kız Enes'i geri kazanmak için peşinden koşuyor bende bu durumu yanlış anlamış olabilitmiyim?Ama gördüklerim...O gün hiçte kavga ediyorlarmış gibi durmuyordu.Ama bu görüntülerde Enes'in yüzü oldukça gergin.Belkide görüntülerle oynadı.Sadece tartıştıkları yerleri bana gösteriyor.Herşey olabilir.Enes'e tekrar güvenerek zaten paramparça olmuş kalbimi dahada parçalayamam.
"Görüntülerle oynamadığını nereden bileceğim."
"Bilemezsin.Bunada inanmayacağını biliyordum zaten."
Enes telefonu eline alıp "Sessiz ol ve dinle."diyerek birisini aradı.Sonrada telefonu hoparlöre alıp aramızda tuttu.
"Arayacağını düşünmüyordum Enes..."
Telefondan gelen ses Tuğçe'nin sesiydi.
"Evet Tuğçe.Normaldr aramazdım.Ama kumsal'dan ayrıldım."
Enes'in Kumsal'dan ayrıldım demesiyle istemsiz olarak ona baktım.Enes gözleriyle sessiz olmamı işaret etti.
"Demek sonunda bana dönmenin senin için daha iyi olacağını anladın."
"Sana o günde söyledim Tuğçe.Asla seninle birlikte olmayacağım."
"Ama o kızdan ayrılmıssın.Benim olman daha yakın.O gün hala aklımda.Eskisi gibi bana karşılık vereceğin günü iple çekiyorum."
"Boş hayal kurma.Sana o günde karşılık vermedim.Sonrada vermeyeceğim."
"Evet,doğru.O gün karşılık vermedin ama bu sonrada karşılık vermeyeceğin anlamına gelmiyor."
Tuğçe bilmeden olayın gerçek yüzünü anlatırken Enes'e yaptığım haksızlık yüzünden dudaklarımı ısırmaya başladım.
"Madem o kızdan ayrılmışsın bana teşekkür etmen lazım."
"O neden miş?"
"Sonuçta onun şirkete geldiğini bilmeseydim seni öpmezdim sizde ayrılmazdınız.Sende sonsuza dek benden uzaklaşırdın."
Enes gülerek "Çok safsın Tuğçe. "diyerek bana baktı.Enes'in elinden telefonu alıp konuşmaya başladım.
"Lan şıllık!Senin o sinsi planların bizi ayırmaya yetmez.Sevgilimden uzak dur!"deyip telefonu kapattım.
Pislik kız!Bizi ayırmak için nasılda planlar yapmış.Bende az daha oyuna gelip Enes'ten ayrılacaktım.Bizim şirkete geldiğimizi nereden öğrenmiş bilmiyorum ama bu kadar adice planlar kuran birisi başka kimbilir neler yapar.
Enes'e bakıp "Özür dilerim.Seni dinleyip sana güvenmeliydim."dedim.
Enes bana sıkıca sarılıp "Seni seviyorum küçüğüm."dedi.
"Seni seviyorum..."diyerek bende sıkıca ona sarılarak karşılık verdim.
Enes benden ayrıldığında cebinden kolyemi çıkarark boynuma taktı.O gün kolyemi kırarak Enes'e vermiştim.Ama şimdi tamir olmuştu.İçindede yine ikimizin resmi vardı.
Herzaman olduğu gibi...
Herzaman olacağı gibi...